Yargıtay'ın verdiği resmi rakamlara göre; yüksek mahkemedeki
dosya sayıs, her yıl arttı. 2008 senesinde 886 bin olan dosya sayısı, 2009 yılında bir milyonu aştı. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen dosya sayısı da çığ gibi büyüdü. 2008'de 627 bin iken, 2009'da 663 bine ulaştı. Yani; toplam dosya sayısı, 1 milyon 600 bini geçti. Bu rakam dünyada bir rekorun da adı.
Çığ gibi büyüyen dosyalara mevcut hakim ve savcılar yetişemeyince; binlerce
dava da zaman aşımından düştü. 2008'de 12 bin dosya düşerken; 2009'da düşen dosya sayısının, 14 bin 809 olduğu açıklandı. Yargıtay'da davaların en çok düştüğü 2 daire var; çek dosyalarının temyizine
bakan 10. ve 17. daireler. Bu sebeple; borçludan parasını alamayan çok sayıda iş adamı iflas etti. Tabi bu durum, en çok dolandırıcıların işine yaradı. Çek dolandırıcıları, zaman aşımından faydalanıp ne borcunu ödedi; ne de işlediği suç sebebiyle ceza aldı. Davacılar gibi
sanıklar da Yargıtay'daki iş yükünden etkilendi.
Nisan itibariyle
tutuklu yargılanan 2 bin 790 sanık, hala cezaevinde; Yargıtay'da dosyalarına sıra gelmediği için
tahliye taleplerine
cevap alamıyorlar. Peki, çözüm ne?
Hukukçular öncelikle, 32 daireden oluşan Yargıtay'a en az 10 yeni daire kurulmasını öneriyor. Paralel olarak;
Hakim ve savcı sayısı 150'ye yakın artırılmalı. Kürsüdeki 4 bin hakim ve savcı, Yargıtay'a atanmayı bekliyor. Adalet Bakanlığı'nın ısrarla üzerinden durduğu
bölge istinaf mahkemeleri de Yargıtay'ın iş yükünü azaltacak. İstinaf mahkemelerinin hayata geçirilmesiyle birlikte, dosyalara Yargıtay'dan önce bu mahkemeler bakacak.