Starbucks'ta çantasını çaldıran bir
tüketicinin davasına
bakan 13.
Hukuk Dairesi, müşterinin mal güvenliğini sağlamanın işyerleri için mecburiyet olduğunu vurguladı. Uyarı levhalarının mekân sahibini sorumluluktan kurtarmayacağını belirtti. Dünyanın en büyük
kahve zinciri Starbucks,
mağdur durumdaki Necla Sipahi'ye tazminat ödeyecek. Karar, bu tür mekanlarda hırsızlığa uğrayan herkes için emsal niteliği taşıyor. Herkesin hakkını aramasını isteyen
Tüketiciler Birliği Başkanı Bülent Deniz, şu tavsiyede bulunuyor: "Müşteri, can ve mal güvenliği açısından güvence altındadır. Hırsızlığın gerçekleştiği yere polis çağırarak
tutanak tutturmak ve
mahkemeye başvurmak gerekir."
Necla Sipahi, 2005 yılında, arkadaşıyla birlikte kahve içmek için Nişantaşı'ndaki Starbucks'a gitti. Kahvesini aldıktan sonra koltuğa oturdu ve çantasını da yanına koydu. Arkadaşıyla sohbet ettiği sırada çantasının çalındığını fark eden Sipahi, Starbucks çalışanlarına durumu bildirdi. Kafe yetkililerinden güvenlik kamerası kayıtlarını istedi; fakat sonuç alamadı. Olay yerine polis de çağrılmayınca tutanak hazırlanamadı. Bunun üzerine Sipahi'nin avukatı Bülent Gökçen, karakola giderek tutanak tutturdu. Daha sonra ise dünya çapında binlerce şubesi ve milyarlarca dolar cirosu olan Starbucks'ın
Türkiye temsilciliğine zararlarının tanzim edilmesi istemiyle
ihtarname yolladı. Starbucks bunu kabul etmeyince, yargı süreci başladı. 10 bin YTL tazminat talebiyle önce
İstanbul 4.
Tüketici Mahkemesi'ne giden Sipahi, istediği sonuca ulaşamadı. Starbucks, iddia edilen tarihte kafede
hırsızlık olayının yaşanmadığını, işyerinde güvenlik görevlisi bulunduğunu ve sorumlu olmadıklarını savundu. Tüketici Mahkemesi de uyarılara rağmen
koltuk kenarına çantasını asan Sipahi'nin kusurlu olduğuna, Starbucks'ın ise suçunun bulunmadığına karar verdi. Bunun üzerine Sipahi'nin avukatı Bülent Gökçen,
Yargıtay'ın yolunu tuttu. İki yıllık sürecin ardından
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, Sipahi'yi haklı buldu. Kararda işyerinin, müşterisinin mal güvenliğini sağlamak zorunda olduğu kaydedildi. Starbucks markasının büyüklüğüne de atıfta bulunularak, "Sıradan bir işyeri olmayan davalı şirketin, çalıştırdığı işyerine gelen müşterinin mal güvenliğini, özellikle kendi muhafazasına terk edilmiş bir eşyasını asgari özen yükümlülüğünü korumak ve kollamak zorunda bulunduğu, davalı şirkete ait işyerine gelen müşterinin yapılan reklam ve verilen
hizmete güvenerek geldiği, işyerindeki müşterinin davalının hakimiyet alanında olduğu, müşterilerin her türlü zararlandırıcı eylemden koruması gerektiğinin kabulü zorunludur." denildi.
Çantadaki eşyalar için bilirkişi
İşyerinde bulunan uyarı levhalarının da Starbucks'ın sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı dile getirildi. Yargıtay ayrıca, davacının da olayda sorumluluğunun bulunduğunu ve tazminatın buna göre belirlenmesi gerektiğini belirtti. İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi de, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin bozma kararına uyulması yönünde karar verdi. Mahkeme ayrıca, çantanın içindeki eşyaların değerinin hesaplanması için bilirkişi
tayin etti.
Sipahi'nin avukatı Bülent Gökçen, kararın bu tür mekânlarda hırsızlığa uğrayan diğer mağdurlar için de örnek olacağı görüşünde. Gökçen, birçok tüketicinin başına aynı olayın gelebileceğini söyleyerek, mahkemeye başvurmalarını istiyor. Tüketiciler Birliği Başkanı Bülent Deniz de, Yargıtay'ın kararını olumlu bulduklarını belirtiyor. Alışveriş merkezlerinin ve otoparklarının güvenliğinin hizmet veren müesseseye ait olduğunu vurgulayan Deniz, "Tüketici,
alışveriş yaptığı yerde can ve mal güvenliği açısından güvence altındadır. Doğacak herhangi bir zararı işyerlerinin tazmin etmesi gerekiyor. Giyim mağazalarında
kıyafet denemek için üzerinizi değiştirirken çantanız çalınsa, bunun sorumlusu o işyeridir." diyor. Deniz, benzer olayları yaşayan tüketicilerin, hırsızlığın gerçekleştiği yerde polis çağırarak tutanak tutturmalarını ve ardından mahkemeye başvurmaları gerektiğini kaydediyor. Starbucks yetkilileri ise konuyla ilgili açıklama yapmayacaklarını belirtiyor.
ZAMAN