Yargıtay'ın bu kararı, bir dönem lüks olarak tanımlanan bilgisayarın artık bir ihtiyaç olduğu anlamına geliyor. Ankara'da ikamet eden bir vatandaşın evine 2013 yılında gelen haciz memurları, bilgisayarı haczetmek istedi. Borçlu vatandaş, haciz işlemini Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi'ne taşıdı. Mahkeme, evde bulunan bilgisayarın da haczedilebileceğine hükmedince, borçlu vatandaş yerel mahkemenin kararını temyiz etti. Dosyayı değerlendiren Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, bilgisayarın günümüz koşullarında lüzumlu ev eşyası olduğuna dikkat çekti. Yargıtay kararında şu ifadelere yer verdi: "Kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise ve birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir. Böyle bir durumda pek tabidir ki muhafazası ve satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olan eşyalar haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır. Burada lüzumlu olan eşyadan ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde de durulması gerekir. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir. Lüzumlu eşyanın değeri ise pek fahiş olmadığı sürece haczedilmezlik şikayetinin dinlenmesine engel oluşturmayacaktır. Somut olayda haczedilmezlik şikayetine konu edilen bilgisayar günümüz koşullarında lüzumlu ev eşyası olup; bir adet olduğu ve değeri de pek fahiş olmadığına göre yukarıda açıklanan ilkeler ve yasal düzenlemeler karşısında haczedilemeyeceğinin kabulü gerekir. O halde, mahkemece bilgisayar yönünden şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi."
DİKİŞ MAKİNESİ VE TELEVİZYON DA HACZEDİLEMEZ
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, Kastamonu'da yargıya taşınan televizyon ve dikiş makinesi haczine de 'dur' dedi. Kastamonu 2. İcra Hukuk Mahkemesi'ne dava açan borçlu, evindeki haciz işlemine itiraz etti. Borçlu vatandaş, yerel mahkemenin haciz işlemine yeşil ışık yakma kararını temyiz etti. Dosyayı değerlendiren Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, kural olarak borçlunun her türlü mal ve haklarının haczinin mümkün olduğuna dikkat çekti. Kararda, "Haczedilmezlik iddiasında bulunabilmek için İcra İflas Kanunu'nda ya da özel kanunlarda hüküm bulunması gerekir. Asıl olan borcun ödenmesi, bir diğer ifade ile alacaklının alacağına kavuşması olup, haczedilmezliğe ilişkin düzenlemelerin bu bağlamda dar yorumlanması gerekir. Haczin amacı, borcun tahsilinin sağlanması olup borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılmamalıdır. Aksine davranış yasa hükmüne açıkça aykırılık teşkil edeceği gibi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine de ters düşer. Nitekim ev eşyasının haczi halinde bu eşyanın muhafazası güç olup çoğu zaman satılamamakta, satılmaları halinde ise satış bedeli haciz ve muhafaza masraflarını dahi karşılamamakta ve dolayısıyla alacağın tahsiline müspet yönde herhangi bir katkısı da bulunmamaktadır. Bu halde yapılan haciz işleminde ekonomik yarar bulunmadığı, gibi, haczin yalnızca borçluyu ve doğal sonucu olarak aile bireylerini taciz etmekten öte bir yarar sağlamadığı da görülmektedir. Somut olayda haczedilmezlik şikayetine konu edilen televizyon ve dikiş makinesi günümüz koşullarında lüzumlu ev eşyası olup; bir adet olduğu ve değeri de pek fahiş olmadığına göre yukarıda açıklanan ilkeler ve yasal düzenlemeler karşısında haczedilemeyeceğinin kabulü gerekir. O halde, mahkemece anılan televizyon ve dikiş makinesi yönünden, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi." denildi.
BİRDEN FAZLA EŞYADA DEĞERİ DÜŞÜK OLAN BORÇLUYA BIRAKILIR
Öte yandan Edirne İcra Hukuk Mahkemesi'nin evde bulunan bazı eşyaların haczine izin verilmeyen kararı alacaklı vatandaş tarafından temyiz edildi. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, evde ikincisi bulunan lüzumlu eşyaların haczedilebileceğine hükmetti. Kararda, "Somut olayda; mahkemece şikayete konu 24 Mayıs 2013 tarihli haciz tutanağına konu haciz işlemi değil, bu hacizden sonra yapılan 3 Haziran 2013 tarihli haciz işlemi inceleme konusu yapılmış ve karara esas alınmıştır. Şikayete konu 24 Mayıs 2013 tarihli haciz tutanağında, haczedilen eşyaların ikincisi olduğu belirtilmiş olup haczedilen eşyaların bir kısmının lüzumlu ev eşyası niteliğinde değil lüks eşya niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Haczi istenen aynı eşyalardan birden fazla bulunması durumunda bunlardan değerinin düşük olanının borçluya bırakılması, diğerinin ise haczedilmesi gerekir. O halde mahkemece, şikayete konu 24 Mayıs 2013 tarihli haciz işlemi yönüyle inceleme yapılarak, istemin birden fazla bulunan eşyalar ve mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü lüzumlu eşya dışında kalan lüks eşya yönüyle reddine karar verilmesi gerekirken, istem konusu dışında kalan 3 Haziran 2013 tarihli haciz işlemi yönünden eksik inceleme ile yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir. Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına karar verildi." ifadeleri yer aldı.
Avukat Mustafa Akıncı da "Borçlunun haline münasip olmaktan çok uzak bir şekilde lüks eşya olması durumunda haciz yapılır. Satış sonrası elde edilen paradan , borçluya aynı eşyadan haline münasip az değerli eşya alması için bir kısım para iadesi yapılır" dedi.
CİHAN