Yasağın kalkmasını isteyen başı açık öğrenciler, kendileri üzerinden yapılan propagandaya da sert tepki gösterdi: "Bize
baskı yapılacağı iddiası saçma. Üniversitedeyiz, ilkokulda değil."
'Üniversitelerde
başörtüsü yasağı kaldırılırsa baskı olur' yönündeki iddialara en güzel cevabı başı açık öğrenciler veriyor. Türkiye'nin birçok şehrinde farklı üniversitelerde öğrenim gören
genç kızlar, yasağın kaldırılmasını istiyor. Başı açık öğrenciler üzerinden 'baskı iddiası'nın ortaya atılmasına ise öfkeliler. Yasağın devamı için kendilerinin bahane edildiğini düşünüyorlar.
Boğaziçi Üniversitesi'nde sosyoloji alanında yüksek
lisans yapan Ceren Kenar, türbanlı öğrencilerin başı açık arkadaşlarına baskı yapacağına inanmıyor. Koparılan yaygarayı geçmişte zencilere yapılan baskılara benzeten Kenar'a göre, başörtülü öğrencilerin açık arkadaşlarını kapatacağı yönündeki iddialar, dayandıkları ideolojilerin de zayıflığını gösteriyor.
Galatasaray Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okuyan Ezgi Emre de 'baskı korkusu'nu paranoyadan ibaret görüyor, afaki ve temeli olmayan korkuların genel kanaat gibi sunulmasının yanlışlığına işaret ediyor.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi öğrencisi Şule Taşdelen, başörtülü arkadaşlarıyla dışarıda da görüştüklerini, bugüne kadar herhangi bir baskı veya kamplaşma görmediğini söylüyor.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Tuğba O. ise kendileri üzerinden yasağı savunanları uyarıyor: "Arkadaşlarımızı türbanlı ya da başı açık diye seçmeyiz. Çevremde bu durumdan dolayı husumet çıktığını hiç görmedim. Biz üniversitede okuyoruz.
İlkokul çocukları gibi
kavga edeceğimizi nasıl düşünürler?"
Başı açık öğrencilerin başörtüsü yasağının kaldırılmasıyla ilgili görüşleri özetle şöyle:
Boğaziçi Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Ceren Kenar: Başörtülü bir öğrenciyle okumak beni kesinlikle rahatsız etmez. Bana göre başörtülü öğrencilerin açık arkadaşlarını kapatacağı yönündeki iddialar dayandıkları ideolojilerin de zayıflığını gösteriyor. ODTÜ'de lisans eğitimi alırken hiç başörtülü okul arkadaşım olmamıştı. Ancak Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek lisans yapmaya başlayınca çok fazla türbanlı arkadaşım oldu. İkisini de görmüş biri olarak Boğaziçi'nde okumaktan çok mutlu olduğumu söyleyebilirim. Çünkü daha özgür bir ortamda eğitim alıyorum.
Galatasaray Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi birinci sınıf öğrencisi Ezgi Emre: Başörtülü arkadaşlarımın da benim gibi rahatlıkla okuluna girip eğitim almasını istiyorum. Kendi açımdan onların varlığını tehdit olarak görmüyorum. Başörtülü öğrencilerin açık olan arkadaşlarını nasıl olumsuz yönde etkileyerek değiştireceğini de anlamıyorum. Bu, bir paranoya.
Balıkesir Üniversitesi öğrencisi Nazlı Genel: Ben üniversiteye istediğim gibi girebiliyorsam, başörtülü öğrenciler de istediği gibi girebilmeli. Televizyonlarda söylenenin aksine ben başörtüsünü de siyasi bir simge olarak görmüyorum. Liseden bu tarafa arkadaşım olan
Nesrin Uruk da
Niğde Üniversitesi'nde okuyor ve onun bu örtüyü siyasi bir simge olarak taktığına da inanmıyorum. Farklılıklar, kültürel bir zenginliktir.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi öğrencisi Şule Taşdelen: Benim okulda başörtülü arkadaşlarım var, bu insanlarla dışarıda da beraber oluyorum. Herhangi bir baskıyı veya kamplaşmayı okulun içinde ve dışında da görmedim. Bundan sonra kesinlikle olmaz.
ZAMAN