YA O KONUŞMALAR HAYATA GEÇİRİLDİYSE
Türkiye; önündeki çok önemli bir eşiği aşmak üzere
referanduma gidiyor.
Bu referandum değişimin sembolü.
Gerçekleştirilecek
anayasa değişiklikleri bazı kesimleri çok ciddi anlamda rahatsız ediyor.
Değişimi istemeyen, sistemlerinin bozulmasından endişe duyan bu kesimler referandumu engelleyebilmek için çok uğraştı.
Şimdi ise bu referandumdan “hayır” çıkması için çaba sarf ediyorlar.
Hem de akla hayale gelmeyecek yöntemler ve bir araya gelmesi düşünülemeyecek ittifaklarla.
Son günlerde 3
Yargıtay üyesinin konuşmaları Türkiye'nin
gündemine damgasını vurdu.
Nedense basının bir bölümünün ısrarla görmezden geldiği bu ses
kayıtlarının, aslında ülkeyi ayağa kaldırması gerekir.
Ses kaydında referandumdan “hayır” çıkması için
teröristbaşı
Öcalan'dan bile yararlanmaktan bahsediliyor ve “Öcalan çok işimize yarar” deniliyor.
Ülkede terör üzerinden bir
kaos çıkmasının kendilerine sağlayacağı fayda konuşuluyor.
Son ses kaydında Yargıtay 8.
Ceza Dairesi üyesi
Hamdi Yaver
Aktan ile 10.
Hukuk Dairesi üyesi Fatih Arkan olduğu iddia edilen kişilerin diyalogları var.
Kayıtta; Fatih Arkan olduğu iddi edilen kişi,
HSYK'nın artık bir şey yapacak şansı kalmadığını söylüyor.
Hamdi Yaver Aktan olduğu öne sürülen kişi de “bitti artık bunları referandumda yeneceksin” diyor.
Fakat konuşan her iki kişi de halka güvenmediklerini başka güçlerin devreye sokulması gerektiğini düşünüyor.
Dolayısıyla HSYK üzerinden gerekli operasyonları yapmaya muvaffak olamayan statükocu zihniyet için elde tek bir çıkış yolu kaldı.
O da referandumdan “hayır” çıkması.
Şimdi bütün çaba bunu sağlayabilmek ve referandumdan “hayır” çıkartabilmek.
Hamdi Yaver Aktan olduğu iddia edilen şahıs bunun için "Öcalan'a çok ihtiyaç var" diyor.
Aynı kişi sözlerinin devamında ise referandumdan “
evet” çıkmaması için tam bir kaos ortamı gerektiğini söylüyor ve “bu kaostan ben yararlanırım” diyerek planını ortaya koyuyor.
Hatta konuşmada
Ergenekon sanığı başsavcı
İlhan Cihaner'in avukatı Turgut Kazan'ın BDP ile görüştüğü, yapılabilecek
işbirliği konusunda onları yönlendirdiğini anlatan ifadeler yer alıyor.
Aslında bu anayasa değişikliği sürecinde biraz geriye gidip eldeki verileri birkaç ay geriden irdelemeye başlarsak bu ses kaydının içeriği bize çok
sürpriz gelmeyecek.
Çünkü skandal ses kaydı ilk değil.
Üstelik biz daha önce de aynı isimler olduğu iddia edilen kişilerin konuştuğu kayıtları dinledik. Hem de tüylerimiz ürpererek.
Gelin fotoğrafa biraz daha detaylı bakalım ve taşları yerlerine oturtalım.
Tarih 18
Mayıs 2010.
İnternete düşen bir ses kaydı Türkiye'yi sarstı.
Konu Ergenekon sanığı
İlhan Cihaner'ın Yargıtay'da yargılanması ve
tahliye edilmesiyle ilgiliydi.
Kayıtta konuştuğu iddia edilen kişiler yine Yargıtay üyeleri Hamdi Yaver Aktan ve Fatih Arkan'dı.
Aktan ve Arkan olduğu öne sürülen şahıslar Cihaner'i yargılayacak mahkemenin başkanı
Ersan Ülker'e, Cihaner'in tahliyesi karşılığında Yargıtay Başkanlığı
vaat ediyordu.
Hatta konuşmada fotokopi üzerinden
davayı birleştirip tahliye kararı verilmesi bile dillendiriliyordu.
Bu ses kaydının üzerinden tam bir ay geçti. Ve kayıtta konuşulanlar bir bir gerçekleşti.
Başsavcı İlhan Cihaner hakkındaki idari davaya
bakan Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Erzurum'daki Ergenekon davasını Yargıtay'daki idari davayla birleştirdi. Cihaner ile birlikte bütün
tutuklu sanıklar tahliye edildi.
Üstelik tahliye kararı tam da konuşulduğu gibi fotokopi
belge üzerinden dava birleştirilerek verildi.
18 Mayıs'taki ses kaydının içinde Cihaner'in tahliyesi dışında çok önemli bir bölüm daha vardı.
3 ay önce ortaya çıkan bu ses kaydında Yargıtay üyeleri Hamdi Yaver Aktan ve Fatih Arkan olduğu iddia edilen kişiler referandumu etkilemek için yapılacakları da değerlendiriyordu.
Konuşmada aynen şu cümleler geçiyordu;
“
Kürtlere ihtiyaç var. Çok çabuk işbirliği içine giriyorlar. Kürtler istediklerini almak için diretecekler ama sonunda hazine yardımına razı olacaklar. Tabi bir de hiç alamazlarsa şunu yapacaklar. Tam bir kaos olsun, bu kaostan ben yararlanayım.”
Bugün ortaya çıkan ve “Öcalan çok işimize yarar” denilen ses kaydı bir anda 3 ay önceki işte bu ses kaydını akla getiriyor.
Kişiler aynı, içerik aynı.
Her iki konuşmada da referandumda “evet” çıkmaması için kaos ortamı oluşturulmasından bahsediliyor.
Yargıtay üyesi Hamdi Yaver Aktan,
Cumhuriyet Gazetesine yaptığı açıklamada skandal ses kaydını
itiraf etti, fakat daha önceki bir konuşmadan montajlanarak oluşturulduğunu söyledi.
Anlıyoruz ki; bu konuşmalar doğru.
Cihaner'in tahliyesinden bahseden 18 Mayıs'taki ses kaydı bir ay sonra birebir gerçekleşti.
Cihaner aynen konuşmalardaki yöntemle 18 Haziran'da tahliye edildi.
Ancak Cihaner'in hukuk tarihine kara leke olarak geçecek şaibeli tahliyesi tartışılmaya başlamıştı ki; Şemdinli'den acı haber geldi.
18 Haziran'da Cihaner davası fotokopi üzerinden Yargıtay'da birleştirilip tahliye verildi aynı gece
Gediktepe baskınında 11 vatan evladı şehit edildi.
Cihaner'in skandal tahliyesiyle ilgili tartışmalar bir anda yerini Gediktepe baskınına bıraktı, gündem değişti.
Hamdi Yaver Aktan'ın Cumhuriyet Gazetesine söylediği gibi kaydın daha önceki bir konuşmadan alındığını bile kabul etsek; o ses kaydı Cihaner'in tahliyesinin planlandığı 18 Mayıs'ta ortaya çıkan kayıt.
O kayıttaki her şey birebir gerçek oldu.
Şimdi ses kaydındaki konuşmaların içeriği tartışılıyor, bunun kabul edilemez olduğu söyleniyor. Fakat bundan daha vahim ve insanın düşünmek bile istemeyeceği bir şey var.
O da; ses kaydındaki “Öcalan çok işimize yarar” denilen bölümün de direkt ya da dolaylı uygulamaya geçirilmiş olma ihtimali.
Gediktepe ile ilgili; teröristi
çoban sanmaktan, o hainlerin ağır silahlarla askerimizin burnunun dibine kadar nasıl girebildiklerine kadar onlarca cevapsız soruyu tartışıyoruz.
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER
[email protected]