Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, dünyada küresel bir
kriz yaşandığını ve tüm dünya
gündeminde olduğu gibi
Türkiye'nin gündeminde de ekonominin öncelikli olduğunu belirterek, ''
Ekonomiyle ilgili bilgisi, her ay aldığı maaşın nominal değerini bilmekten ibaret olan kişilerin bunu takdir etmesi mümkün değildir'' dedi.
7.
Türkçe Olimpiyatları'nın
Antalya ayağını izlemek için gelen Devlet Bakanı Hayati Yazıcı,
AK Parti İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yazıcı, bir gazetecinin, ''AK Parti ile ilgili yeni bir
kapatma davası gündemde. Neler düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine, ''Böyle bir şey konuşuluyor değil'' karşılığını verdi. Geçen hafta
Yargıtay
Onur Günü'nde
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
Abdurrahman Yalçınkaya'nın yaptığı konuşmayı hatırlatan Yazıcı, şunları söyledi:
''Fevkalade yadırgadığım bir konuşma ve değerlendirme.
Kamu yönetiminde insanların mevkileri yükseldikçe sorumlulukları artar. Daha hassas, daha duyarlı, daha itinalı davranmak zorundalar. Sayın
Cumhuriyet Başsavcısı'nın onur günü olarak ifade ettikleri gün vesilesiyle ifade ettikleri, hukuki ölçüler bir yana bana göre nezaket kurallarıyla bağdaşmaz. Ekonomi gündeminin ön plana getirilmiş olması dolayısıyla laikliğin gündem dışına itildiği, ötelendiği şeklinde görüşü var. Böyle bir şeyi nasıl söyler gerçekten bunu algılamakta güçlük çekiyorum. Dünyada küresel bir kriz yaşanıyor. Elbette ki bütün dünya gündeminde olduğu gibi Türkiye gündeminde de ekonomi öncelikli. Ekonomiyle ilgili bilgisi, her ay aldığı maaşın nominal değerini bilmekten ibaret olan kişilerin bunu takdir etmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bir konunun gündeme gelmiş olması, diğer konuyu öteledi şeklindeki bir yargı tamamen
sanal bir ifadedir. Türkiye'nin gerçekleriyle örtüşmez. Hiçbir kimsenin de gücü, AK Partiyi kapatmaya yetmez ve böyle bir gündem böyle bir sorun yoktur.''
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu hatırlatan Bakan Yazıcı, herkesin hukukun içinde olmak zorunda olduğunu vurguladı. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, ''Bu herkes sözcüğü içinde savcılar da vardır, hakimler de vardır, siyasetçiler de vardır. Hele hele Cumhuriyet savcıları ve yargıçlar meydanlarda çıkıp
basın toplantısı yapmak suretiyle görüş ifade etmemelidir. Bu şekilde görüş ifade etmelerine hukuk devletinin hassas dengeleri engeldir. Yargıçlar ve savcılar işlemleriyle konuşur. Bir işlem yaparsın o kamuoyuna duyurulur'' diye konuştu.
KAPATMA DAVASI
İktidar partisinin kapatılmasıyla ilgili geçen yıl
Anayasa Mahkemesi'ne açılan
kapatma davasının sonuçlandırıldığını hatırlatan Yazıcı, bunun tekrar gündeme getirilmesini Türkiye'nin gerçekleriyle bağdaşmayan ve Türkiye'nin kalkınmasına hiçbir katkısı olmayacak bir değerlendirme olarak gördüğünü söyledi. Dava dolasıyla Türkiye'nin kaybının bir hesaplamaya göre 20 milyar dolar olduğunu ifade eden Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye'nin 2008 yılı yatırım bütçesi ise 12 milyar dolardır. Türkiye bunları sorgulamalıdır. Herhangi bir partiyle alakalı kapatma ve benzeri işlem icra etmenin tek kişinin takdirine bırakılmasının
ülke açısından ne kadar riskli ve tehlikeli olduğu bir kez daha anlaşılmaktadır. Elbette ki parlamento bunları değiştirecektir. Atatürk'ün en büyük eserim dediği TBMM'nin işlemlerine karşı herhangi bir kamu görevlisinin (
Anayasa değişikliği yapılamaz, değiştirilmez. Kurallar buna engeldir) şeklinde beyanda bulunmasını milletin meclisine, milli egemenlik hakkını kullanan parlamentonun görev alanına bir müdahale olarak değerlendiriyorum.''
Devlet Bakanı ve Baş
bakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın
RTÜK Başkanı Zahit Akman'ı istifaya davet etmesiyle ilgili düşüncelerini soran bir gazeteciye de Yazıcı, bu konudaki
tartışma ve beyanları, hangi açıdan bakılırsa bakılsın doğru bulmadığını söyledi.
aa