Eski emniyet amiri Dursun Özmen’in “görevi kötüye kullanmak” ile suçlandığı davanın ilk duruşması Kahramanmaraş adliyesinde bugün görüldü. Özel Yetkili Mahkemeler'in kaldırılmasının ardından, dava dosyası Malatya’dan Kahramanmaraş’a gönderilmişti.
Kahramanmaraş’ta 2009 yılında helikopter kazası sonucu BBP lideri Musin Yazıcıoğlu ve İHA muhabiri İsmail Güneş’in de aralarında bulunduğu 6 kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin yürütülen soruşturmada açılan davanın ilk duruşması Kahramanmaraş 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülmeye başlandı. Kahramanmaraş Adliyesi'nde sabah saat 09.00'da tanıkların dinlenmesiyle başlayan mahkeme yaklaşık 7 saat sürdü. Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı duruşmaya, sanıklardan Dursun Özmen katılmazken, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, çocukları Firuze ile Furkan, avukat Kemal Yavuz ve partililer katıldı. Mahkeme heyeti, Yazıcıoğlu’nun ölümünde ihmali olduğu iddia edilen kamu görevlilerinin dinlenmesi ve mahkemede sanık sıfatıyla yargılanan Dursun Özmen’in ifadesinin alınması için 2. bir duruşma tarihi verdi. Mahkeme sanıkların dinlenmesinin ardından 4 Aralık 2014 tarihinde yeniden toplanacak.
Bu sabah mahkeme heyeti ve Yazıcıoğlu ailesinin adliyeye binasına gelişiyle başlayan davada, dönemin Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Dursun Özmen, “Görevi kötüye kullanmak” ve “Toplumu infiale sürüklemek” suçunu işlediği iddiasıyla bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Özmen, “helikopter enkazına ulaşıldığı, Yazıcıoğlu ve diğer şüphelilerin yaralı ve hastanede olduğu” şeklinde bilgi notu geçerek gerçeğe aykırı ve kamuoyunu yanıltıcı bilgiyle arama kurtarma çalışmalarını geciktirmekle suçlanıyor.
Mahkemeye katılmak için Kahramanmaraş Adalet Sarayına gelen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, duruşma sonrası davayla ilgili açıklamalarda bulundu. İlk duruşmada tanıkların dinlendiğin ifade eden Destici mahkemenin 4 Aralık tarihinde yeniden görüleceğini belirtti.
Davanın görüldüğü mahkeme salonun küçük olmasını eleştiren Destici, "Türk milletinin tamamı hatta tüm İslam coğrafyasındaki pek çok kardeşimiz, soydaşımız bu davanın akıbetini merak ediyor. Dolayısıyla bu dava süreçlerinin daha geniş salonlarda daha şeffaf yürütülmesini, daha müsait günlerde yapılmasını arzu ediyoruz.” dedi.
Davanın bayram arifesinde görülmesinin mahkemenin takdiri olduğunu belirten Destici, "Bu tamamen mahkemenin tasarrufu. Biz arzu ederdik ki arife gününde olmasın. Çünkü biliyorsunuz adliye tamamen kapalı. Sadece bu duruşma görüşülür. Bugün biz burada bunda bir kasıt aramıyoruz. Ama tabi ki bir dahaki duruşmaların böyle bir sürece ya da böyle bir güne denk gelmesini arzu etmeyiz. Tabi içeride yaşadığımız olumsuzluk olarak değerlendirebileceğimiz bir konu mahkemenin küçük bir salonda yapılıyor olması. Biliyorsunuz bu duruşmayı bugün yüzlerce kişi takip etti .Yarın binlerce arkadaşımız gelecek buraya. Dolayısıyla da bundan sonraki duruşmalar daha büyük salonlarda yapılır ve buraya gelenler de duruşmayı izleyebilir. Çünkü biz bu sürecin açık bir şekilde toplum önünde, şeffaf bir şekilde yürütülmesini istiyoruz. Çünkü bunu sadece biz, aileler, avukatlarımız takip etmiyor, Türk milletinin tamamı hatta tüm İslam coğrafyasındaki pek çok kardeşimiz, soydaşımız bu davanın akıbetini merak ediyor. Dolayısıyla bu dava süreçlerinin daha geniş salonlarda daha şeffaf yürütülmesini, daha müsait günlerde yapılması. Bu arzumuzu ve talebimizi de içeride ilettik. Şuan itibariyle bütün taleplerimize olumlu yaklaşıldı." diye konuştu.
Duruşmanın içeriğiyle ilgili bilgi vermenin doğru olmadığını dile getiren Destici şöyle konuştu: "Bugün burada rahmetli Muhsin başkanımızın, şehit liderimizin ve onunla birlikte hayatını kaybeden arkadaşlarımızın şahadet süreci diye adlandırdığımız soruşturmayla ilgili ilk duruşma gerçekleştirildi. Tabi duruşmanın içeriğiyle ilgili bilgi vermemiz çok doğru olmaz. Ama şunu söyleyebiliriz ki bugünkü duruşmanın konusu biliyorsunuz biz hep 6-7 şüpheden bahsettik. Yani toplumda Muhsin başkanımız ve arkadaşlarımız öldürüldü ya da bir suikasta kurban gitti. İşte helikopter bir sabotajla algısını oluşturan 6-7 tane ana şüphe vardı. Bunlardan birincisi de 'Kurtuldu geliyorlar' bilgisi. Yani işte 'Helikoptere ulaşıldı, rahmetli Muhsin başkanımızın ayağı kırık, kaburgaları kırık, kurtuldu geliyor' diye bu bilgi Kayseri Valiliği'nden çıktı. En önemli mahreci orasıydı. Bu bilgiyle birlikte bir arama-kurtarma engellendi ve geciktirilmiş oldu. Bir manipülasyon yapıldı. Yani başta işte bizim gönüldaşlarımız, ocaktaki partili arkadaşlarımız ve sevenleri üzerinde bir manipüle yapıldı. Üçüncüsü de büyük bir infial uyandırılmasına da sebep oldu. Duruşmanın konusu buydu. İlgili tanıklar dinlendi. Bizler müşteki sıfatıyla hem aileler, hem biz parti olarak, hem de avukatlarımız burada tanıklık ettik. Yani bildiklerimizi anlattık. Mahkeme 4 Aralık'a gün verdi. Bu süreç bu şekilde devam edecek."
Öte yandan, davayı takip etmek isteyen partililerle, adliye binası çevresinde güvenlik önlemi alan polisler arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Adliye çevresini bariyerlerle güvenlik kordonuna alan polis, bazı partililerin bariyerlerden içeri girmesine izin vermeyince tartışma çıktı. Partililerin tepkisi üzerine polis, vatandaşların üzerlerini arayarak adliyeye geçişlerine izin verdi.
Cihan