Malatya'daki
cinayet öncesinde burada bir
eylem yapılmasının planlandığını belirten Özen, Jack Kamhi, Mehmet Ali
Birand ve
Fehmi Koru suikastlarından ise vazgeçildiğini söyledi. BBP eski lideri
Muhsin Yazıcıoğlu'na suikast planlandığını anlatan Özen,
Veli Küçük,
Levent Ersöz ve
Muzaffer Tekin ile beraber çalıştığını söyledi.
İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen Dink davasında
tanık olarak ifadesine baş vurulan başka suçtan
tutuklu Erhan Özen, önemli iddialarda bulundu. Dink davasının bir önceki duruşmasında ifadesi alınan Özen,
JİTEM'e çalıştığını, İstanbul'da merkez komutanlığından hizmetleri karşılığında para aldığını söylemişti. Agos gazetesinin önünde fotoğraflama çalışması yaptıklarını anlatan Özen'in
Amasya Ağır Ceza Mahkemesi'nde bir kez daha ifadesi alındı.
Türkiye'de gündemi sarsan bazı olaylarla ilgili önemli iddialar ortaya atan Özen, Malatya'da bir olayın gerçekleştirilmesinin düşünüldüğünü söyledi.
Zirve Yayınevi cinayetinin öncesinde böyle bir planın yapıldığını belirten Özen, "Malatya'da bir olayın gerçekleştirilmesi düşünülüyordu. Yayınevi ismi geçmiyordu ama Malatya'da bir olayın gerçekleştirilmesi planlanıyordu. Ben
Muzaffer Tekin ve diğer beraber çalıştığım kişilerden bu olayları bizzat duydum."dedi.
JİTEM adına çalıştığını belirten Özen, çalıştığı dönem içinde
Yahudi asıllı Türk
işadamı Jack Kamhi, gazeteciler
Mehmet Ali Birand ile Fehmi Koru'ya suikast hazırlığı yapıldığını iddia etti. "
İstihbarat elemanı olarak çalıştığın sürede, yapılması düşünülen, son anda vazgeçilen veya yapılması engellenen olay var mı?" sorusu üzerine Özen, "Benim bildiğim Jack Kamhi olayı vardır. Bizzat istihbarat elemanı olarak ben de görev yaptım. Mehmet Ali Birand olayı vardır. Birand'ın
Musevi olduğu söyleniyordu.Fehmi Koru'ya suikast planlanıyordu. Başka hatırlamıyorum." dedi.
Hrant Dink'e suikast düzenleneceğinin 2003 yılından itibaren konuşulduğunu savunan Özen, "Ben 2005 yılında 155'e
telefon açarak böyle bir suikast olacağını bildirdim." diye konuştu.
ERGENEKON'DA GİZLİ TANIK OLARAK İFADE VERDİM
Özen,
Ergenekon davasında da
gizli tanık olarak ifade verdiğini söyledi.
Ergenekon sanıkları hakkında da bilgiler aktaran Özen, ilk başta Levent Ersöz ve Muzaffer Tekin İle çalışmaya başladığını, 2000 yılında da
Veli Küçük ile tanıştığını kaydetti. 1997 yılının 9. ayında kendisine JİTEM kimliği verildiğini belirten Özen, "2002 yılında özellikle bağlı olduğumuz komutanlardan yapılan sohbetlerde şu andaki mevcut hükümete karşı bazı faaliyetler yapıldığını duyuyordum. Özellikle suikast olayları öne çıkıyordu. Başbakana karşı,
Fethullah Gülen yapısına ve bazı siyasi liderlere karşı suikastler düşünülüyordu. Ben toplantılara katılmıyordum. Komutanlarımız vardı. Onların da komutanları vardı. Bu kademe kademe gidiyordu. Ancak bazı bilgiler komutanlarımız aracılığıyla bize geliyordu. Muzaffer Tekin bizim yapılanmanın başında idi. Ben ir dönem Levent Ersöz'e çalıştım. Bir de Veli Küçük yapılanması ile beraberdim." diye konuştu.
Küçük, Ersöz ve Tekin'in kod isim kullandıklarını belirten Özen, "Bu yapılanma içinde gizli şifreler vardı, kod kullanılıyordu. İstihbarat
sivil elemanları kod kullanıyorlardı. Benim kod adım 'Kıvırcık'tı. Veli Küçük, Levent Ersöz ve Muzaffer Tekin de kod isim kullanıyordu ancak ben bu isimleri bilmiyorum." dedi.
Siyasi liderlere suikast konuşmalarında BBP'nin eski lideri
Muhsin Yazıcıoğlu'nun isminin de geçtiğini ifade eden Özen, "Özellikle Muhsin Yazıcıoğlu'na suikast yapılacağının adı geçiyordu." şeklinde konuştu.
Özen, Dink davası sanıkları Erhan
Tuncel ve Yasin Hayal'in JİTEM'e ve emniyete istihbarat elemanı olarak çalıştıklarını iddia etmişti. Ergenekon sanığı
Sevgi Erenerol'un Hrant Dink'i gayrimüslim mezarlığında tehdit ettiğini de öne süren Özen, Dink'i olay yerine kendilerinin götürdüğünü anlatmıştı. İnci kod adlı bir kadının Dink'i izlemek için Agos yakınlarında bir işe yerleştirildiğini savunan Özen, Muzaffer Tekin'in söz konusu kadının
Üzeyir Garih cinayetinde de rol aldığını söylediğini iddia etmişti.