Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) eski genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü üzerindeki sis bulutları henüz dağılmadı. Önceki yerel seçimde Kahramanmaraş’taki mitinginlerin ardından Yozgat’a giderken helikopterinin düşmesi sonucu Yazıcıoğlu ve 5 kişi hayatını kaybetmişti . Helikopter enkazı ve cesetlere 48 saat sonra ulaşıldı. Aradan geçen 5 yılda olay aydınlanamadığı gibi şüpheler de birikti. Yazıcıoğlu’nun suikasta kurban gittiğinden, bilinçli şekilde ölüme terk edildiğine, helikopteri askeri jetlerin düşürdüğüne kadar bir dizi iddia yıllardır gündemde. Radikal Gazetesi'nin haberine göre, şimdi sosyal medya, 30 Mart öncesi Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili ‘şok ses kayıtları’ ve belgelerin çıkacağı idddialarıyla çalkalanıyor. Yazıcıoğlu dosyası hâlâ yargıda. Özel yetkili mahkemeler kapatıldığı için dosyaya ‘ağır ceza mahkemesi’ bakacak. Soruşturmayı yürüten savcı, ÖYM’ler kalkmadan hemen önce askeri tesisleri incelemişti. Olayın ‘kaza’ olmadığını iddia edenler olsa da şüphelerin büyük bölümü kaza sonrasına ilişkin. ‘Arama-kurtarma’ işleminde kasıt arayanların yanı sıra ‘ihmallere’ dikkat çeken geniş bir kitle bulunuyor. İşte Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili Ankara kulislerinde konuşulan iddialar...
OLAYDAN SONRA YAŞIYORDU, SÜRÜNEREK 50 METRE GİTTİ
Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişiyi taşıyan helikopter 25 Aralık 2009’da saat 15.03’te düştü. Gazeteci İsmail Güneş 15.26’da telefonla yardım istedi.Yaklaşık 20 dakika görüştü. İddiaya göre, kaza anında pilot ve öndeki iki kişi öldü. Yazıcıoğlu ve 2 kişi ise yaralıydı. Yazıcıoğlu’nun ayağı kırık ve kanaması vardı. Helikopterin sağ kapısından sürünerek 50 - 60 metre ileri gitti. Silahı da yanındaydı. En az iki saat hayatta kaldı. Güneş ise 4 saat boyunca hayata tutunmaya çalıştı
JETLERİN RÜZGÂRI DÜŞÜRDÜ
Helikopterin düşmesine kötü hava şartları kadar olay anında oradan geçen TSK’ya ait jetler de sebep oldu. F-16 ve F-4 tipi askeri uçaklar olaydan 5 dakika önce bölgede uçuş yaptı. Hava hareketliliğinin düşüşe sebep olabileceği söyleniyor.
ORADA BİRİLERİ VARDI
Yazıcıoğlu’nun suikasta uğradığını ya da olayın örtbas edilmek istendiğini savunanlara göre, olay yerine devlet 48 saat sonra ulaştı. Ancak iddiaya göre orada ‘birileri’ vardı. Kazadan kısa süre sonra olay yerine helikopter indi. Helikopterden inen profesyoneller bazı cihazları söküp ayrıldı. Akşam saatlerinde ikinci bir helikopter daha iniş yaptı.
YER TESPİTİ YAPILMIŞTI AMA..
TİB, ilk yer tespitini kazadan 1 saat 22 dakika sonra yani 16.25’te yapıyor. 1 km genişliğinde, 15 km uzunluğunda bir yayla koordinatları belirliyor ve bütün kriz merkezlerine gönderiyor. Buna rağmen helikopterin yeri bulunamıyor.
İHBAR, TELEKULAK MIYDI
Dönemin Kayseri Valisi Mevlüt Bilici’nin ”Yazıcıoğlu yaralı kurtuldu” açıklaması kısa süre sonra yalanlandı. Bilici’ye bu bilgi notunu dönemin Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir vermişti. Bilici, bu notun ‘kaşeli’ olarak Kahramanmaraş Emniyeti’nden geldiğini de söylemişti. Bu bilginin polisin, jandarmayı ‘illegal’ dinlemesinden tespit edildiği söyleniyor. Haberin birinci kaynağı henüz tespit edilemedi. BBP lideri Destici, Özdemir’in mutlaka konuşması gerektiği görüşünde.
BÜROKRATLAR TERFİ ETTİ
Dönemin Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, Danıştay üyesi oldu. Emniyet Müdürü Orhan Özdemir Ankara’ya atandı. Daha sonra cezaevine girip - çıktı. Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır ise Türkiye ’nin Podgorica Büyükelçisi oldu. 17 Aralık sonrası yaşananlara dikkat çeken Destici şöyle sitem etti: “Binlerce polisin, savcının yeri değiştirildi. Görevden alındılar. Bu olaydan sonra bir tane bile bürokrat görevden alınmış değil.”
3 FARKLI RAPOR
Helikopterde ölen 6 kişinin sağlık raporları şüphe uyandırıyor. Vücuttaki karbonmonoksit oranlarına ilişkin 3 farklı rapor ortaya çıktı. Pilot ve öndeki 2 kişide oranın daha yüksek olduğu biliniyor
RADAR GÖRÜNTÜLERİ NEREDE?
Olay anına ilişkin 4 dakika 37 saniyelik radar görüntülerine ulaşılmaya çalışılıyor. Genelkurmay, kısa süreli arıza nedeniyle görüntü alınamadığını savcılığa iletmişti. Savcı, ÖYM’ler kaldırılmadan önce Radar Üssü, Hava Kuvvetleri ve Genelkurmay’da incelemel yaptı. Bu incelemenin sonucu henüz bilinmiyor.Bilirkişiler ‘kayıp görüntü’lerin izini sürüyor.
KARAKUTUYU ‘KEÇİLER’ SÖKMEDİ
Cumhurbaşkanı Gül, Yazıcıoğlu’nun helikopterinin vidasını keçilerin sökmediğini söylemişti. Sonra vida söken subayların görüntüleri çıkmıştı. Helikopterin beynini sökenler bir süre tutuklu kaldı ancak cihazların nerede olduğu bilinmiyor.
‘MEÇHUL SUBAY’IN BAŞI BELADA:
Olayın seyrini değiştiren ‘meçhul subay’ın mektubuydu. Gül’ün açıkladığı bilgi ve belgelerin kaynağı bu kişiydi. ‘Gizli tanık’ olan bu subayın TSK’dan tasfiye edildiği ve sıkıntılı günler yaşadığı söyleniyor.
GÜL ve KOŞANER NE KONUŞTU:
Ankara’da fısıltı halinde dolaşan bir başka idia şu: Gül, ‘meçhul subay’ın gönderdiği bilgi ve belgelerden sonra eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’e, arama-kurtarmadaki ihmalleri, olay yerine inen helikopterleri, subayların vida sökmesini işaret ederek “Paşam, bu olay doğru mu?” diye soruyor. Koşaner, “Maalesef doğru efendim” diyor. İddia sahipleri, jetlerin oluşturduğu hava hareketi nedeniyle Yazıcıoğlu’nun helikopterinin kazayla düştüğünü, subayların da panik halde helikopterle olay yerine geldiği görüşünde. Defalarca aradığımız Işık Koşaner’e ulaşamadığımız için iddiaları soramadık.
Bizim için şüpheli 7 soru var
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye göre halen cevabı bulunamayan 7 şüpheli durum var. Aileler, parti ve kamuoyunun olayın aydınlatılmasını beklediğini vurgulayan Destici, dönemin yetkililerini bildiklerini anlatmaya çağırdı. Destici’ye göre bu isimlerin başında eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, hükümet adına bölgeye giden Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, o dönem kriz masasının başında olan İçişleri Bakanı Efgan Ala, Kahramanmaraş ile Kayseri’nin vali ve emniyet müdürleri bulunuyor. Destici, “Hepsi konuşmalı, ne biliyorlarsa anlatmalı. Beş yılda bu iş çözülemez mi? Sayın İlker Başbuğ Genelkurmay Başkanıydı. Cenazeye de katıldı. Şimdi cezaevinden çıkışında “26 ayım çalındı” dedi. Rahmetli şehit genel başkanımız hayatını kaybetti” diye konuştu. Özellikle eski Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in konuşmasını isteyen, Kahramanmaraş Emniyeti’nin ihmalinden yakınan Destici, MİT’e de sitem etti ve “MİT’ten hiçbir bilgi alamadık. Bizimle görüşmediler. Mutlaka bildikleri şeyler vardır” dedi. Ortaya ne tür bilgi, belge çıkacağından haberdar olmadığını belirtirken, “Bilgi, belge, ses kayıdı ne çıkacak , kimin elinde ne var bilmiyorum. Söylenenlere de inanmak istemiyorum. Kim, ne biliyorsa sosyal medyaya değil savcıya açıklasın, belgeleri versin. Bu olayın kavgalara alet edilmesini doğru bulmuyoruz”diye konuştu. Destici, olayın aydınlanacağına ilişkin umudunu koruyor. Dosyanın güçlü olduğunu ve zamanaşımı sorunu da olmadığından mutlaka aydınlanacağını söylüyor.