Türkiye bugünlerde hem laik-Kemalist ve İslamcı-
Osmanlı mirasını aşıyor, hem de bu mirasın iyi taraflarını koruyor. Belki de AKP hükümetinin ve bu hükümete sempati duyan seçkinlerin istediği de bu.
Bazı eğilimleriyle ilgili söylenenlerin aksine bu hükümet yeni Osmanlıcı değil. AKP'nin eğilimlerini Osmanlı geçmişine özlemin veya imparatorluğa itibarını iade etme arzusunun ifadesi olarak görmek zor.
Yeni Türkiye, ters yöndeki iki deneyimden miras kalan genler arasında uyumun zorluğu nedeniyle
doğum sancılarıyla doğuyor. Bugün,
bölgesel ve uluslararası alanda beslendiği kapsamlı kabulü kullanabilecek derecede iyi durumda. Diplomatları
Tahran, Şam,
Kahire, Amman,
Washington,
Moskova,
Pekin ve her şeye rağmen Tel Aviv'de olumlu karşılanıyor. Farklı politikalar izleyen
ülkelerde diplomatları böylesine olumlu karşılanan başka bir ülke yoktur. Yeni Türkiye bölgesel ilişkiler haritasını yeniden düzenlemeye ve esnek fakat etkin bir siyasetle yeni dengeler kurmaya çalışıyor.
Davutoğlu zoru seviyor
En çok dikkati Türkiye'nin
Ortadoğu hareketlenmesi çekiyor. Bu bölge
Ankara'nın çok yönlü hareket noktalarından sadece biri olsa da, Türkiye'nin Ortadoğu krizlerindeki güçlü varlığı diğer bölgelerdeki hareketlenmelerinin üzerindeki dikkati dağıtıyor. Oysa Ankara'nın varlığı, Arap-
İsrail ihtilafından
Irak ve karmaşık sorunlarına,
İran ve nükleer programından Batı'ya dek her alanda artıyor. Türkiye Irak-
Suriye krizinde bile çözüm yönünde harekete geçerken Araplar güçsüz kalmıştı.
Türkiye zorlu krizleri çözmeye çalışırken, sorunlara düşünmeden dalmama konusunda da dikkatli. Şu ana dek büyük ölçüde titiz
hesap yapıyor gibi görünüyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ortaya koyduğu ‘komşularla sıfır sorun' hedefine öncelik veriyor. Osmanlı saltanatının mirası,
Kürt sorununun dozu ve bölgesel etkileri göz önüne alındığında epey zorlu bir görev bu.
Türkiye 1998'de savaşın eşiğine geldiği Suriye'yle ilişkileri
işbirliği ve sınırların açılması noktasına taşıdı. Bazen zıtlaşacak kadar farklı düşen bu iki devletin ilişkileri birkaç yılda güçlendi. Irak'taki Türk varlığı da artıyor. Türkiye Irak'la stratejik ilişkilerini yapılandırmaya çabalıyor. Türk diplomasisi Irak'taki varlığını güçlendirmek için su kozunu olumlu biçimde kullanarak zekasını gösterdi. Türkiye Irak'ın temel ekonomi kapısı olmak istiyor. Orta Asya'daki hareketlenmelerini Ortadoğu'daki rolünün uzantısı sayıyor; bu hareketlenmeler de sorunları sıfırlama çabasının ciddiyetini teyit eden göstergeler içeriyor. Osmanlı mirasındaki ağır yük
Ermenilerle doğallaşma yönünde hareketlenmesini önlemedi. Erivan'ın, Osmanlı güçlerinin 1915'te Ermenilere soykırım yaptığını düşünmesine ve dolayısıyla doğallaşmayı imkânsız görmesine rağmen, yeni Türkiye doğallaşma sağlamak için gereken temeli atmakta başarılı oldu.
Bu gelişmeler yaşanırken Türkiye NATO eksenini de bırakmadı. ABD ve Avrupa'yla güçlü ilişkiler sürerken İsrail'le bağları için bir ‘
tavan' belirledi. Fakat bu tavan,
Gazze saldırısından beri ilişkilerde yaşanan durgunluk sonrası beklendiği kadar alçak olmayacak.
Yeni Türkiye adımlarını iyi hesap ediyor.
Bu nedenle İsrail'le hava tatbikatlarının iptalinin ardından, Ak
deniz'de İsrail savaş gemilerinin katılımıyla gerçekleştirilen NATO deniz tatbikatına Türk filoları katıldı.
İsrail, ‘Ayrılık' adlı televizyon dizisini kendisine yönelik nefreti
teşvik ettiği gerekçesiyle
protesto ettiğinde, Ankara bazı sahneleri kaldırmak için müdahale etti. O halde yeni Türkiye'yle İsrail arasındaki ilişkiler karakteristik bir dönüşümden geçmiyor. İslami köklere sahip hükümet, İsrail'e yönelik siyasetinin Batılı ülkelerle ilişkilerle bağlantılı olduğunu biliyor. Türkiye bu ilişkileri geliştirmekte kararlı. Zira Doğu'ya yönelmesi AB'ye katılma umudunu bırakması anlamına gelmez. Aksine Davutoğlu Batı'da meyveleri toplamak için Doğu'ya hareket edilmesi gerektiğine inanıyor.
Onlarca aydından özür dilemeli
Bu bağlamda yeni Türkiye gücünün kapsamlı dinamiklerini tamamlıyor. Fakat belki de en önemli eksikliği şu: Hali hazırdaki
iktidar seçkinleriyle laik seçkinlerin yeni devletin dinamikleri üzerinde uzlaşmasını hedefleyen ulusal bir
diyalog kanalıyla evini yeniden düzenlemesi gerekiyor; Kürt sorununa son verilmesi,
demokrasinin güçlendirilmesi, sadece Kürtlere değil, ifade özgürlüğüne dayatılan sınırlamaların kaldırılması lazım.
Hükümetin bir diğer müjdeleyici adımı, büyük
şair Nazım Hikmet'e vatandaşlığını geri vermesi oldu. Fakat itibarlarının iade edilmesi gereken onlarca Kürt, Ermeni ve Türk aydın var. Bunlar yapıldığında yeni
doğumun dinamikleri tamamlanır, Türkiye Ortadoğu'yu da aşacak kadar büyük bir rolü oynayabilecek hale gelir.
VAHİD ABDULMECİD
(Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi İttihat, El Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde uzman, 19 Kasım 2009)
RADİKAL