YERİN ALTI YERİN ÜSTÜ
Anlayış değişmeli ve bu türün mutlaka soyu tükenmeli.
Onların nesli tükenmezse, onlar insanlığı tüketecekler.
Bunlar gazeteciliği dedikoduculuk, fitnecilik, provokatörlük sanan tipler.
Krizle, kavgayla, savaşla beslenirler.
“Neden böylesiniz?” diye sorunca, hemen aklarlar kendilerini;
“Biz olanı yazıyoruz/gösteriyoruz” derler.
Bir de
“etik” diye bir palavraları vardır ki aman dikkat edin.
Bu söz durup dururken sıkça zikredilmeye başlandığı
vakit, felaketi bekleyin.
Gazeteciliği fitne fücurluk olarak gören bu adamların gerçekte ne ‘etiği’ vardır ne ‘ahlakı’.
Ortada
iğne ucu kadar bir hadise görürlerse, eyvah!
Lafı birinden alır, öbürüne götürürler.
Bağlamı farklıymış.. içeriği ayrıymış.. tonlaması başkaymış..
Hiç enterese etmez onları.
Yemeden, içmeden yetiştirirler karşı tarafa.
İnsanları birbirlerine girdirirler.
Ve sonra teypleri, mikrofonları, kameraları ellerinde - yaptığı resmi seyreden bir ressamın gururuyla- seyrederler başlattıkları kavgayı.
“N’apalım ekmek parası işte” diye mırıldanırlar zaman zaman.
Rahatlatmaya çalışırlar vicdanlarını böylece.
Tabii rahatlayacak vicdan kaldıysa, onca yaptıklarından geriye.
En dedikoducu, en kıvırtmacı, en karıştırıcı olanları aynı zaman da en başarılı olandır.
Meslektaş sohbetlerinde “bir soktum ki birbirlerine göreceksin” şeklinde
sarhoş övünmeler vardır.
Bazen bu birbirine sokuş, ‘medya maymunu’ olmaya meyilli, iki yeteneksiz star bozuntusunu kafa kafaya tokuşturmak olabileceği gibi;
bazen toplumdaki farklı gurupları..
bazen devletin en hassas kurumlarını..
hatta bazen de ülkeleri karşı karşıya getirebilecek kadar vahim boyutlara varabilir.
Ortalığın kan revan olması, insanların ölmesi, yaralanması, acıya boğulması, umurlarında bile olmaz onların
Dahası bu fecaatten yepyeni hikayeler çıkaracak olmanın sinsi parıltıları belirir gözlerinde.
Onlara göre ‘olacağı vardır, olmuştur.
Kendilerinin bu işte en
küçük bir dahli yoktur.
İşte insanoğluna “gazetecilik”diye yutturulan şey budur.
Dedikoduculuk, gammazlık, arabozuculuk mesleği.
Şükür ki –sayıları az da olsa- bu çirkeften uzak kalmayı başarıp, işini adam gibi yapan kimseler de bulunmaktadır.
Ve şu anda yeryüzünde hala üst üste duran taşlar bulunuyorsa (sebepler dairesinde) mesleğini dürüstçe yapan gazetecilerin bunda büyük payı vardır.
Meydan bütünüyle yukarıda anlatılan hastalıklı tiplere kaldığında
ise...
Bilin ki o zaman;
'yerin altının üstünden çok daha hayırlı olduğu'
zamandır.