Füzelerde maliyetin yüzde 80’ini oluşturan ve ithal edilen 'kristallerin' Türkiye'de üretimi için kurulan özel ekibin üyeleri ABD, Kanada ve Avrupa’da benzer proje ekiplerinden seçildi. Üretilecek kristal, füzenin hedefin (uçak, helikopter) sıcaklığını algılayan ve imha edilmesini sağlayan kristal. Şu anda tamamı ithal ediliyor ve eğer ekip üretimi tamamlarsa milyonlarca dolarlık ithalattan kurtulacağız. Projenin başarısı sayesinde Türkiye’ye tersine beyin göçünün de yolu açılacak.
Hürriyet'te yer alan habere göre savunma sanayisinde çok konuşulan bir ‘mutluluk’ konusu da “Eximbank’ın savunma sanayi ürünü ihracatının finansmanı için kredi açacak olması” ki, bu sayede Türk malı savunma sanayi ürünü almak isteyen ülkeler çok daha kolay alım yapabilecek. Böylece Türk savunmacılar, Almanya ve Fransa gibi ülkelere karşı daha güçlü rekabet imkanına kavuştu. Örneğin Pakistan ‘finansman kolaylığı nedeniyle’ bir Fransız ürünüyle Türk savunma ürününü arasında tercih yapmak zorunda kaldığında karar lehimize olacak.
Bir savunma duayeni şöyle konuşuyor: Savunma sanayi ürünü bisküviye, gömleğe benzemez. Ülkenin imajı, istikrarı, gücü çok önemli. Son yıllarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği nedeniyle ‘savunma sanayi ürünlerinde’ Ortadoğu ülkelerinde ibre Türkiye’ye döndü. Daha önce Fransa, Almanya, İtalya ve ABD’den alırlardı. İhracatımızda birinci pazar ABD, ikinci pazar Ortadoğu. ABD’liler bizdeki gelişmelerden rahatsız değil ama Fransa, Almanya ciddi rahatsızlık çekiyor. Yakın zamanda çok ses çıkarırlar.”
* Türk savunma sanayi üretiminde yerli katkısı kısa sürede yüzde 54’e ulaştı. Savunma sanayi ürünleri ihracatı üç yıl önce 800 milyon dolarken, 2012’de 1.2 milyar dolara yükseldi. 2013’te 1.5 milyar dolar, 2014’te 2 milyar dolarlık ihracat bekleniyor. 5 yıl içinde de savunma sanayimiz dış ticaret açığı vermeyecek noktaya gelecek.