Yıldırım, bu süre içindede
duruşmalardan muaf tutulmasını da talep etti. Yıldırım, daha önceki duruşmalarda
avukata ihtiyacı olmadığını, savunmasını avukata gerek olmadan verebileceğini söylemişti.
Ergenekon ana
davasının 113. duruşması, sorgusunun alınması beklenilen
Danıştay davasının
tutuklu sanığı
Osman Yıldırım'a
İstanbul Barosu tarafından görevlendirilen avukat
Ramazan Zeybek'in gecikmesi nedeniyle saat 10.20'de başladı. Duruşmaya tutuklu
sanıklardan Ümit Sayın, Ümit Oğuztan,
Kahraman Şahin ve Hayrettin
Ertekin ile başka suçtan tutuklu bulunan
Semih Tufan Gülaltay ve
Sedat Peker katılmadı. Tutuklu 26 sanık ile tutuksuz sanıklardan İbrahim Benli ve Güler Kömürcü
Öztürk duruşmada hazır bulundu.
Tutuklu sanık Osman Yıldırım'ın sorgusu için çağrılmasından önce açıklama yapmak için avukat Zeynep Küçük söz aldı.
Veli Küçük'ün avukatı ve kızı Zeynep Küçük, "Önceki oturumda talepler doğrultusunda iddianamede
Danıştay saldırısı ile ilgili geçen bölümler
savcılık makamı tarafından okundu. Ancak kendilerine yöneltilen 'Danıştay davası iddianamesine katılıp katılmadığı' şeklindeki soruyu cevaplamadılar. Danıştay davası sanıklarının hangi ceza maddelerinden cezalandırılmalarını istiyorlar? Bunu açıklamak durumundalar. Mahkemeniz, Danıştay sanığı Süleyman Esen'in tahliyesine karar verdi. Siz, Esen'in hangi ceza maddelerinden yargılanacağını biliyor muydunuz? Böyle bir dava olamaz." dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengül, "Mahkememizin yaptığı yargılama,
Ankara'dan birleştirme kararıyla gönderilen
dosya üzerinden yapılmaktadır. İddia makamının bu dosyadaki sevk maddelerine katılıp katılmaması
mahkemeyi alakadar etmez." şeklinde açıklama yaptı.
Sanık Doğu Perinçek'in avukatı Mehmet
Cengiz de bir kişinin aynı davada hem sanık hem de
tanık olamayacağını söyledi. Ek sorgusuna geçilen Osman Yıldırım'ın bu davada
gizli tanık 9 olduğunun da ortaya çıktığını belirten avukat Cengiz, "Bu durum gözetilmeli. Bu davada aynı zamanda gizli tanık olamayacağı da kendisine hatırlatılmalı. Bu da bir ilkeye bağlanmalıdır. Aksi takdirde mahkemeniz yasayı çiğnemiş olacaktır. Sanık sıfatıyla susmayı, tanık sıfatıyla beyanda bulunmayı seçebilir. Sanık olarak ifade vermeyi seçerse gizli tanık sıfatıyla söylemiş olduğu yalanları burada saklayacaktır. Bu durumun bir ilkeye bağlanması, kendisi açısından da uygun olacaktır. İleride kendisini bağlayacak sözler söylemesinin de önüne geçilecektir." dedi.
Avukat Cengiz'in bu talebi üzerine Mahkeme Başkanı Köksal
Şengün, iddia makamından bu talep karşısında mütalaa vermesini istedi.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Osman Yıldırım'ın bu davanın sanığı olduğunu belirterek, diğer sanıkların önünde söyleyemeyeceği bazı konular bulunması halinde diğer sanıkların duruşma salonundan çıkarılarak ifade vermesinin sağlanabileceğini söyledi. Başkan Şengün, Osman Yıldırım'ın birleşen dosyadaki sanık konumunda ifadesinin alınacağını, varsa gizli tanıklık konusuyla ilgili değerlendirmenin ilerleyen aşamalarda yapılmasına karar verdiklerini açıkladı.
Mahkeme Başkanı Şengün'ün jandarmalara verdiği talimat üzerine tutuklu sanık Osman Yıldırım, sorgusunun yapılması için sanık kürsüsüne getirildi. Başkan Şengün, mahkemenin bütün bu olayları ayrıntılarıyla ortaya çıkarmayı istediğini belirterek, "Bütün olanları, hiç kimseyi suçlamadan objektif olarak anlat." dedi. Daha önceki oturumlarda avukat istemediğini ve savunması için bir avukata gereksinim duymadığını belirten Osman Yıldırım, avukatıyla birlikte savunmasını hazırlayabilmesi için kendisine iki hafta süre verilmesini, bu süre içerisinde de duruşmalardan muaf tutulmasını talep etti. Yıldırım, bu iki hafta içinde avukatının da her gün yanına gelerek savunmayı hazırlaması konusunda kendisine yardımcı olmasını istedi.
Bu sürecin sanık Osman Yıldırım'a verilmesini talep ettiklerini belirten avukatı Ramazan Zeybek de, "İddia makamının talepleri ve mahkemenizin verdiği kararlar, müdafiliğimizi tereddütlü hale düşürmüştür. Bu konu hakkında
İstanbul Barosundan görüş bildirmesini bekliyoruz. Bu konu irdelendikten sonra Danıştay ve Ergenekon davalarıyla ilgili savunmamızı hazırlayacağız." dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı
Köksal Şengün, sanık Yıldırım'ı yerine oturtarak sanık ve avukatların taleplerini almaya başladı.
"ALPARSLAN ARSLAN'IN BABASI MÜDAHİL OLMAK İÇİN MAHKEMEYE DİLEKÇE VERDİ"
Bu arada sanık
Alparslan Arslan'ın
babası İdris Alparslan, mahkemeye "ETÖ sanığı Alparslan Arslan'ın babası olarak" diye başlayan iki sayfalık bir dilekçe sundu. İdris Arslan dilekçesinde Danıştay saldırısın gerçekleştiği 17
Mayıs 2006 tarihinden 3-4 ay önce ikamet ettikleri Elazığ'a gelerek kendisiyle
Türkiye ve Dünya meseleleri hakkında konuştuğunu söyledi. Arslan dilekçesinde oğlunun kendisine söylediği bazı sözleri nakletti: "Baba hükümet başarılı, başbakan işi iyi götürüyor.
Hükümetin ve Türkiye'nin önüne kesmek isteyenler var."
Baba Arslan, Ankara 11. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde tanık olarak dinlenen Aysel Sağlam'ın, 16 Mayıs 2006 günü Alparslan'ı silahlı iki kişi arasında Danıştay binası önünde gördüğünü, bu iki kişinin Alparslan'ı zorlayarak Danıştay'a yönlendirdiklerini gördüğünü söylediğini belirterek "Bu durum hiç araştırılmadı" dedi.
Özetlemeye çalıştığı bütün bu olay ve olguları bir bütün olarak değerlendirdiğinde oğlu Alparslan Arslan'a kimyasal ilaç verildiği kanaatine vardıklarını belirten baba İdris Alparslan, "Bütün bu nedenlerden dolayı olay tarihinden 10 gün öncesiyle olay gününe kadar oğlum ile birlikte olan şahıslar ile olay tarihinde oğlumu sorgulayan
emniyet görevlilerinin ve cezaevinde tutuklu bulunduğu süre zarfında
rapor ve tutanaklar düzenleyen cezaevi ilgili sağlık servisi görevlilerinin tanık olarak dinlenilmesini ve ayrıca bu süre zarfında zarara uğradığımız için müdahil olma isteğimizin kabulüne karar verilmesini sayın mahkemenizden saygı ile arz ve talep ediyorum." ifadesini kullandı.
(CİHAN)