İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada çapraz sorgusu süren
Yıldırım,
avukat Zeynep Küçük'ün sorusu üzerine
Danıştay saldırısı ile bir ilgisinin bulunmadığını tekrarlayarak, ''Danıştay olayıyla herhangi bir ilişkim olduğunu iddia eden çıksın konuşsun. Benim bir ilgim yok'' diye konuştu.
Avukat Küçük'ün ''
Bayrampaşa Cezaevi'nde yattınız mı? Yattıysanız hangi tarihlerde orada bulundunuz?'' diye sorduğu Yıldırım, 1995 yılında Bayrampaşa Cezaevi'nde yattığını belirterek, ''1994 yılının son günlerinde bir olay yaptım. 10 gün sonra yakalandım. 1995 yılının başında cezaevine girdim'' dedi.
Küçük'ün 1995 yılının
Mart ayında
Gazi Mahallesi'nde meydana gelen olayların kendisine
teklif edilip edilmediğini sorması üzerine Yıldırım, ''Cezaevindeysem teklif edilmemiştir. Cezaevinde değilsem teklif edilmiştir'' diye konuştu.
Küçük'ün, ''Resmi kayıtlara göre,
Gazi Mahallesi'nde yaşanan olaylar olduğu sırada siz Bayrampaşa Cezaevindesiniz'' demesi üzerine Yıldırım ''Bana Gazi Mahallesi olayları cezaevine girmeden önce teklif edildi'' dedi.
Avukat Küçük, Yıldırım'a,
Necip Hablemitoğlu cinayetinin kendisine teklif edilip edilmediğini de sordu. Yıldırım bu soruyu ''Buna
cevap vermiyorum. Bilahare cevap veririm'' diye yanıtladı.
-''ORAYA GİDERKEN BOMBALARI ALACAĞIMI BİLİYORDUM''-
Yıldırım'ın,
Veli Küçük'le 1996-1998 yılları arasında samimi olduğunu belirttiğini dile getiren avukat Küçük,
Veli Küçük'ün o dönemde Giresun'da görevli olduğuna ve 7
Aralık 1998'de 25 günlük bir izine çıktığına, onun dışında kalan zamanını Giresun'da geçirdiğine dair resmi kayıtların bulunduğunu söyledi.
Küçük, Yıldırım'dan Veli Küçük'le samimi olduklarını gösteren herhangi bir kanıtın olup olmadığını ve Veli Küçük görevi başındayken nasıl samimi olduklarını açıklamasını istedi.
Yıldırım, ''Resmi kayıtlarda orada mı gözüküyor? Bilmiyorum'' diye cevap verdi.
Küçük, bu kez Yıldırım'a, ''Size göre
Alparslan Arslan,
Muzaffer Tekin'in ve Veli Küçük'ün sözünden çıkmayan bir adam. Veli Küçük ve
Muzaffer Tekin,
Alparslan Aslan gibi bir adamları varken neden
Alparslan Arslan aracığıyla size
bombaları göndermemişler?. Neden 15 kişinin katıldığı bir toplantıda size bombaları vermişler? Bunu nasıl açıklayacaksınız?'' diye sordu.
Yıldırım, bu soruyu ''Bunu onlara sorun'' şeklinde cevaplandırdı.
Küçük'ün, ''Alparslan Arslan,
Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atmanız karşılığında size 500 bin dolar para teklifinde bulunmuş olsaydı, bu olayı kabul eder miydiniz?'' sorusuna Yıldırım, ''Etmezdim. İşin kaynağını, işi kimlerin verdiğini, ortaklarının kimler olduğunu öğrenmem lazım'' dedi.
Küçük'ün, bu toplantıya giderken, kendisine o toplantıda bombaların verileceğinden haberinin olup olmadığını sorduğu Yıldırım, ''Toplantıya gittiğimde bana teklif yapılmıştı. İki bomba atmam karşılığında 500 bin dolara anlaşmıştık. Oraya giderken bombaların verileceğini biliyordum'' diye konuştu.
Osman Yıldırım'ın verdiği bir ifadede, Alparslan Arslan'ın kendisine ''Danıştay başkanının aracının plakasının lazım olduğunu'' söylediğini kaydeden Küçük, ''Yıldırım, bu sözü duyduğunda, Alparslan Arslan'ın Danıştay başkanının arabasına haciz mi koyacağını düşündü?'' dedi.
Küçük'ün bu sorusuna Yıldırım, ''O an aramızda bir
tartışma olduğu için çok sinirliydim. Bana sorduğu soruları algılayamadığım için cevap vermedim. Ne yapacağını düşünmedim'' şeklinde cevap verdi.
Duruşmada daha sonra, Yıldırım'ın çapraz sorgusuna ara verilerek,
sanık ve avukatların taleplerinin alınmasına geçildi.