Bekir
Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir öğretmenin internetten
satış yapan bir sahaftan satın alıp
Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'ne teslim ettiği belgelerde, 1925 yılında gerçekleştiren
İstiklal Marşı Beste ve Güfte Yarışması'na ait şartname, başvuru dilekçeleri ve çok sayıda şiirin yer aldığını söyledi.
Yazma eserlere ilgisi olan öğretmenin son 6-7 yıldır Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi'ne internetten satın aldığı veya çeşitli şekillerde temin ettiği 100'ün üzerinde belgeyi kazandırdığını ifade eden Şahin, son teslim edilen 57 belgede 1925 yılında düzenlenen
İstiklal Marşı yarışmasıyla ilgili önemli bilgiler yer aldığını kaydetti.
'BELGELERİN RESTORASYONU 1 YIL SÜRECEK'
Şahin, çok yıpranmış olan belgelerin uygun koşullarda korunmadığını belirterek, ''Belgeler mantarlaşmış ve çürümeye yüz tutmuş durumdaydı. Sterilizasyon makinesi kullanılarak uygun kimyasallarla dezenfekte edildi. Daha sonra restorasyona başlandı. Belgelerin restorasyonu yaklaşık 1 yıl sürecek'' dedi.
Belgelerin Latin alfabesiyle yazılması işleminin sürdürüldüğünü, dijital kopyalar oluşturulduğunu söyleyen Şahin, ''Bu belgelerden oluşan sergi açmayı düşünüyoruz. Belgelerle ilgili kitap çalışması da başlattık'' diye konuştu.
''ALLAH BU MİLLETE YENİDEN İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMASIN''
Selçuk Üniversitesi
İletişim Fakültesi Gazetecilik B
ölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Caner Arabacı da bu belgeleri kütüphaneye kazandıranların önemli bir iş başardığını belirtti.
Cumhuriyet döneminde yeniden
milli marş yazılması konusunda yarışmalar yapıldığını bildiklerini ifade eden Arabacı, şunları kaydetti:
''1924, 1925'ten itibaren İstiklal Marşı'nı değiştirmeye yönelik bu tür çabalar resmen sarf edilmiş, basında yazılar yazılmış. Fakat bu yarışmalarla ve mahiyetiyle ilgili ilk defa birinci elden belgeler böylece ortaya çıkarılmış oluyor. İstiklal Marşı 12
Mart 1921'de kabul edildiği halde neden 1925'ten sonra yeniden güfte yarışması yapıldı? Bunu
Türkiye'nin 1924'ten sonraki siyasal eğilimi, yönelişi ve yapılanmasıyla ilişkilendirmek gerekiyor. Türkiye,
batı medeniyetine yöneldi. Batı medeniyetinin unsurlarını kabule yöneldi. Sosyal ve toplumsal dönüşüm de bu genel çerçevede tasarlandı. İstiklal Marşı ise
Sakarya Meydan Muharebesi'nden önceki günlerde
İngiltere,
Fransa,
Yunanistan ve
İtalya Türkiye'de işgalci durumdayken yazıldı. Onun için İstiklal Marşı'nda batıyla ilgili çok net ifadeler var. Batıyı 'tek dişi kalmış canavar' olarak gören ifadeler var. Türk milletinin inancına, değerlerine net vurgular var.''
1924 yılından sonra batı medeniyetine giriş, batı medeniyetinin unsurlarını kabulle ilgili bir süreç olduğunu ifade eden Arabacı, şöyle devam etti:
''O zaman 1921'de kabul edilen İstiklal Marşı ile genel siyasal yöneliş arasında zıtlık ortaya çıkıyor. Bunun için bazı çevreler özellikle yeniden bir İstiklal Marşı'nın yazılması konusunda çaba sarf etti. Bu çabalara
Milli Eğitim Bakanlığının da katkıda bulunduğunu bu belgelerle açıkça görmüş oluyoruz. Zaten bu çabalar devam ettiği için bu konu ölüm yatağında Mehmet Akif'e soruldu. Milli
şair bu soruya çok samimi ve yürekten bir
cevap vermişti:
Allah bu millete yeniden İstiklal Marşı yazdırmasın. 1925'ten sonra İstiklal Marşı'nı yeniden yazma çalışmaları benimsenmedi ve kabul görmedi.''
''TARTIŞMALAR HAVADA KALMADI'
Yrd. Doç. Dr. Arabacı, İstiklal Marşı'nda milli mücadeleye liderlik eden Büyük
Önder Atatürk'ün isminin geçmediğini belirterek, ''Milli Eğitim Bakanlığınca belgede yeni bir İstiklal Marşı'nın yazılması gerektiği belirtilmiş. Halbuki Atatürk, Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı İstiklal Marşı kabul edildiğinde meclis başkanı sıfatıyla mecliste dinliyor. Hatta en ön sırada ve sıranın önüne çıkarak dinliyor ve benimsiyor'' dedi.
Yeni milli marş arayışının 1925'ten itibaren defalarca gündeme geldiğini kaydeden Arabacı, ilk marş seviyesinde, büyüklüğünde, muhtevasında ve bütün toplumu yüreğinden yakalayacak nitelikte bir marş yazılamadığı için İstiklal Marşı'nın değiştirilmediğini ifade etti.
Arabacı, belgelerin İstiklal Marşı yarışmalarıyla ilgili tartışmaları açığa çıkardığını, tartışmaların havada kalmadığını sözlerine ekledi.
Belgeler arasında, Enis Behiç Koryürek'in bir şiiri ve Osman Zeki Üngör'e ait bestenin yazdığı
mektup, 1925 yılında yapılan İstiklal Marşı Beste ve Güfte Yarışması'yla ilgili olarak
Milliyet Gazetesi'nin 13
Kasım 1925 tarihinde yayımlanan nüshasındaki duyuru da yer alıyor.