- Cephede Ruslara esir düşen Hafız Şaban Efendi’nin tuttuğu günlük 98 yıl sonra ortaya çıktı.
- Tarihçiler ilk kez bir esir askerin günlüğüne ulaşıldığını söylüyor.
- Tarihçi Lokman Erdemir: ' Kafkas Cephesi’nde alınan esirlerin esaret hayatlarının anlaşılmasında mühim bir vesika.'
Kafkas cephesinde savaşan Trabzonlu zabit vekili Hafız Şaban Efendi’nin tuttuğu günlüğün bir esirin kaleminden çıkması nedeniyle ilk özelliği taşıyor.
Rusya’daki esir kampı günlerini 98 yıl sonra ortaya çıkaran tarihi vesikanın hikayesi de oldukça ilginç. Esarette bir askerin günlük tutması ve saklamasının oldukça zor olduğuna dikkat çekilirken, kamptan kaçan Şaban efendinin günlüğü kurtarmayı başarması tarihçileri de şaşırttı .
Şaban Efendinin geride kalan eşyaları ve günlüğü bugünkü varislerinin eline ulaşmış. Torunu Necdet Durgun ve kardeşinin torunu Sami Ayan dedelerinden kalan Osmanlıca el yazısı defterin içeriğinde ne olduğunu öğrenmek için Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Lokman Erdemir’e başvurmuş. Lokman Erdemir eline ulaşan vesikaları incelediğinde ilk kez bir esirin günlüğüyle karşı karşıya olduğunu anlıyor ve içeriği ile ilgili bir de akademik makale kaleme alıyor. Erdemir makalesinde, günlük ile ilgili “ Tarihimiz önemli bir dönüm noktasını teşkil eden Kafkas Cephesi’nde alınan esirlerin esaret hayatlarının anlaşılmasında mühim bir vesika özelliği taşıyor” ifadelerini kullanıyor. Günlüğüne genel itibariyle “Hamdolsun bugün de iyiyiz.” ifadeleriyle başlıyor.
İŞTE O GÜNLÜKTEN BAZI BÖLÜMLER
27 varaklık günlükte bazı sayfaların yırtıldığı ve eksik olduğu tespit edilmiş. Günlük, başında - okunamayacak kadar silik- alay bilgilerinin olduğu ilk sayfadan sonra herhangi bir başlık olmadan 1 Mayıs 1332 [14 Mayıs 1916] Pazar tarihi itibari ile başlayıp 4 Şubat 1332 [17 Şubat 1916] tarihinde biten 8 ay 20 günlük zamanın kaydını ihtiva ediyor.
Bu tarih aralığında istisnasız hergün tutulduğu anlaşılan günlüğün son sayfalarında ise “Ey Padişah sen var iken, ya ben kime yalvarayım?” şeklinde yarı nesir bir münacaat bulunuyor. Günlüğün son iki sayfasında ise Türkçe-Rusça küçük bir sözlük bulunuyor. Günlük durum tespiti mahiyetinde kısa cümlelerden oluşuyor.
Hafız Şaban Efendi’nin esaretinin zor geçen yanı ailesinden, özellikle çocuklarından ayrı kalışı olduğu dikkat çekiyor. Günlüğün ilk sayfası “Birinci günü Pazar Satılmış-Gedik, Kars civarı…” ifadeleriyle başlıyor. Bir sonraki gün “Pazartesi [15 Mayıs 1916] [ncı] gününde havadis almayarak boş geçirdik.” şeklinde.
Esaretinin ilk günlerinde Kafkas Cephesi’nde cereyan eden muharebelere dair duymuş olduğu haberleri kısaca naklediyor. Günlüğünü tutmaya başladığı ilk günlerdeki “İnşallah Rus aleyhindedir harb Cenab-ı Allah’tan temenni ederim” ifadesi bulunuyor. (19 Mayıs 1916).
Günlükte Mayısın 8, 10, 15. ve 16. günlerinde sulhten yoğun bir şekilde bahsedilmiş, sonraki günlerde sulh ifadeleri ve beklentisi seyrekleşiyor. Bu sulh ifadelerinin en önemlisi Amerika Birleşik Devletleri başkanı Wilson’un kendi adı ile bilinen savaş sonrası durum ile ilgili yayınladığı prensipleridir. Bu durum günlükte “Bazı avam tarafından sulh için Amerika nota vermiş ve sulhu kabul edeceğini beyan et demişler” sözleri ile belirtiliyor (4 Kasım 1916). Günlükte, bu haberden 3 ay sonra 10 Şubat 1917 tarihli satırına savaşın seyrini değiştiren başka bir hadiseyi, Amerika Birleşik Devletleri’nin savaşa girişini kaydetmiştir. Bu tarihten bir hafta sonra 17 Şubatta da günlük sona ermiştir.
Hafız Şaban Efendi kendisine gelen 2. Ordu cephesinde Kop Dağı’ndaki muharebelerle ilgili haber üzerine (1 Haziran 1916). “Allah Osmanlı’ya Nusret versin. Amin” temennisinde buluyor (20 Mayıs 1916).
DÖNEMİN BAZI SİYASİ OLAYLARI
Hafız Şaban Efendi’nin günlüğünde geçen hadiselerden biri de dönemin askerî ve siyasî hadiseleridir. Özellikle harbin sürecini değiştirmiş hadiselerin haberi günlüğünde de yer etmiştir. 9 Haziran 1916 tarihli satırlarında İngiliz Harbiye Nazırı Lord Kitchener için “…Fi nari cehenneme gark oldu.” ifadesini kullanıyor (10 Haziran 1916). Lord Kitchener 5 Haziran 1916’da Çanakkale’deki başarısızlığından sonra Rusya’nın içinde olduğu durum karşısında Rus hükümetine yardımcı olmak için çıktığı seyahati sırasında Hampshire Kruvazörü’nün Alman U75 Denizaltısı’nın döşemiş olduğu mayınlardan birine çarparak batması üzerine kurtulamayarak boğulmuştu.
Yine isim vermeden geçen tarihi şahsiyetlerden biri de “Yalnız Rus Kralı İsveç tarîkiyle Fransa’ya kaçmış, haber aldık.” (26 Kasım 1916 ifadesiyle Rus Çarı 2. Nikolay kastediliyor.
CİHAN