Türkiye ne zaman güçlü
demokrasi adına adımlar atsa, karanlık odaklar devreye giriyor. Önümüzdeki günlerde de daha büyük bir adım atılmak üzere... Halk, daha çok demokrasi ve
özgürlük için sandığa gidecek.
Halkın seçiminden rahatsız olanlar, bir kere daha sahnedeler. Terörle vuruyor, can yakıyorlar. Kandan ve kaostan beslenen provokatörler, bazen şehit cenazelerinde, bazen
sokak eylemlerinde ortaya çıkıyor. Kışkırtıyor, kaşıyorlar. Tıpkı
İnegöl'de,
Hatay'da olduğu gibi.
Bugün yaşananlar, 21
Ekim 2007'deki
Cumhurbaşkanlığı referandumu öncesini hatırlattı. O gün de Türkiye referanduma hazırlanıyordu. Provokatörler ise yine sahnedeydi.
Tarih 30
Eylül 2007. Terör provokasyonu
Şırnak'da devrede.
Beytüşşebap İlçesi'nde
teröristler, köyün su şebekesi inşaatınde çalışan
korucu ve vatandaşları taşıyan minibüsü taradı.
Saldırıda 7'si köy korucusu 12 kişi şehit oldu.
Şırnak saldırısından sadece bir gün sonra, provokatörler bu seferde İzmir'de sahne alıyorlardı.
Buca İlçesi'nde aynı gün içinde üst üste iki
bomba patlattılar. Önce bir
alışveriş merkezi yakınlarında çöp kutusunda, sonra da bir motosiklet selesinde. 1 kişi öldü beş kişi de yaralandı. Hedefde yine masumlar vardı.
Hainler, bir hafta sonra da İstanbul'u
hedef seçti. Avcılar'da, uzaktan kumandalı bomba, devriye görevi yapan polis aracının geçişi sırasında patlatıldı. Biri polis 5 kişi yaralandı.
Referanduma gün sayan vatandaşın huzurunu bozmak için elinden geleni yapan hainler,
Ramazan Bayramı'nın ilk günü, sınır karakoluna,
havan topu ve ağır makineli silahlarla ateş açtılar.
Ve referandum sabahı. Tarih 21 Ekim 2010. Can yakan, moral bozan haber Hakkari'den geldi.
Dağlıca'da 150'ye yakın
terörist askeri birliğe saldırdı. Roketatar, bomba ve uzun namlulu silahlarla çarpraz ateşe tutulan taburda 13 mehmetçiğimiz şehit oldu. Saldırı sonrası, istihbarat zafiyeti ile ilgili çok ciddi iddialar kamuouyunda uzun süre tartışıldı.
Dağlıca saldırısı, provokatörlere, Referandumu ve sonuçlarını gölgelemek için, istedikleri ortamı hazırlamıştı. 13 askerin şehit edilmesinin ardından ortaya çıkan provakatörler, ülkenin birlik ve beraberliğinin altına
dinamit koymak için öfkeli kalabalıkları kullanmaya çalıştılar. Tıpkı bugün olduğu gibi. Önce 26 Temmuz'da İnegöl. Bir gün sonrasında da Hatay. Bir kıvılcımla başlayan olaylarla, birileri bütün şehri hatta ülkeyi tutuşturmaya çalıştı. Türkiye, bu karanlık senaryayo aşina.