AB'nin
liman ve havaalanlarını Rumlara açmadığı için
Türkiye ile müzakereleri sekiz başlıkta
dondurma kararının ardından izlenecek
yol haritası,
bürokrasisinin zirvesini bir araya getirecek yarınki toplantıda çizilecek. Gül ile Babacan'ın
başkanlık edeceği toplantının öncelikli hedefi , TCK 301'in kaldırılması
Hükümet, AB'nin sekiz başlıkta müzakereleri dondurması ve geri kalanların kapanmasını limanların Rumlara açılması koşuluna bağlamasının ardından izlenecek yol haritasını şekillendirmek için bürokrasinin zirvesini yarın topluyor.
Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül ile
Başmüzakereci Ali Babacan'ın başkanlığında gerçekleştirilecek, 'AB müzakere ekibinin en geniş toplantısı' olarak adlandırılan zirve için
Dışişleri Bakanlığı ile
Avrupa Birliği Genel Sekreterliği (ABGS) kapsamlı bir
hazırlık yaptı. Önümüzdeki dönemde 'ifade özgürlüğünün' genişletilmesine öncelik vermek isteyen Dışişleri ve ABGS bürokrasisi, hükümete 'AB üyeliğini istiyorsak Türk
Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesinin kaldırılmasını sağlamalıyız' önerisini iletecek. Hükümet kaynakları ise "Üyelik yolunda hareketsiz bir yıla giriyoruz, ancak bu yılın Ankara'nın AB'den koptuğu anlamına gelmemesi için tüm çalışmalar yapılacak. Tüm öneriler değerlendirilecek, bürokrasi canlandırılacak" diyor.
301 için yeni çalışma
Dışişleri ve ABGS, AB'ye reformların sürmesi konusunda kararlılık göstereceğini söyleyen hükümetin neler yapması gerektiği konusundaki listeyi,
AB Komisyonu'nun 2006 İlerleme Raporu'na dayandırarak hazırladı. Listede önceliği ifade ve din özgürlüğünün genişletilmesine veren iki kurumun görüşleri özetle şöyle:
Yargı mensuplarının eğitilmesine karşın TCK'nın 301. maddesi şiddet içermeyen fikirlerin ifadesini kısıtlamaya yönelik kullanılıyor. 301'in kaldırılmasına ilişkin yeni çalışmalar yapılmalı. AB'nin şüpheleri giderilmeli.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in veto ettiği vakıflar
yasa tasarısında revizyona gidilmeli. AB, Türkiye'de vakıfların ve
azınlık haklarının korunduğu konusunda ikna edilmeli.
Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması konusunda AB kurumlarıyla yeni bir istişare mekanizması kurulmalı.
Bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi için yeni planlama yapılmalı.
Kadın hakları ve sendikal hakların gelişimi için AB kurumlarıyla
işbirliği artırılmalı.
Dışişleri ile ABGS, hükümetin AB yolunda yeni bir
iletişim stratejisine de ihtiyacı olduğu görüşünü benimsedi. Bu stratejinin AB ve Türk kamuoyunda 'karşılıklı yakınlık, kültürlerarası kaynaşma' prensibi temelinde geliştirilmesi istenirken, AB dönem başkanlığını haziran sonuna kadar yürütecek
Almanya ile ortak çalışılması gereğine dikkat çekildi.
AB destekli
kalkınma
Bu arada, Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) 2007-2013 arasında AB'den alınacak mali
yardımların etkin kullanımı için hazırladığı 'Stratejik Çerçeve Belgesi'nin (SÇB) tüm kurumların AB ile işbirliğinde yürüteceği projelerin yol haritasını oluşturması bekleniyor. 2007-2013 arasında AB'den 5 milyar avroya yakın mali yardım almayı planlayan hükümet, bu yardımların neredeyse tümünü 'insan kaynaklarının gelişimi' ve 'bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi'ne ilişkin projelere aktarmayı planlıyor.
2007'den itibaren Türkiye'ye sağlanacak AB mali desteğinde yeni
düzenlemeye gidileceğini belirten AB Komisyonu Genişleme Genel Müdürü John O'Rourke, şu bilgileri verdi: "Bu yeni düzenleme, Türkiye'nin
aday ülke olmasıyla kullanıma açılan kaynakları, hem AB mevzuatının uygulanması için sağlanan fonları, hem de bölgesel ve tarımsal fonlar gibi mali araçları kapsayacak. Komisyon, desteğin büyük kısmını
yoksul bölgelere aktarmak istiyor. Bunun en önemli nedeni, bölgesel eşitsizliğin Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olması."
RADİKAL