Mektupta THK bünyesindeki Türkkuşu ve Gökçen Havacılık'ta yolsuzluk yapıldığı iddia ediliyor. Bazı yöneticilerin özel harcamalarını kurum gideri olarak gösterdiği, kuruma alınan bilgisayarların kişisel ihtiyaçlar için kullanıldığı ve
ihalelerde
usulsüzlük yapıldığı ileri sürülüyor. Mektubun varlığını doğrulayan THK Genel Başkanı Osman
Yıldırım, iddiaların bazılarının yargıya intikal ettiğini, bazılarının ise Denetleme ve
Teftiş Kurulu'nca soruşturulduğunu açıkladı.
Mektupta, THK'nın Ürgüp'te hava turizmi için kullanılan balonların ihalesindeki yolsuzluk iddiası şöyle anlatılıyor: "Ürgüp'te kurumun balonları var. Bu balonlar ihale ile birilerine verilir. Gökçen Havacılık'tan ihale işlerini yapan 3 veya 4 personelin suçlu bulunduğunu ve işten atıldığını, bunların işten atılma yazılarının Genel Başkan tarafından imzalandığını, kurum içinde dağıtıldığını, dağıtıldıktan sonra Gökçen Havacılık'tan birilerinin devreye girmesi sonucu işten atılma yazılarının tekrar toplatıldığını duyduk."
Bazı yöneticilerin özel harcamalarını kuruma mal ettiğini iddia eden ihbarcı, "Gökçen Havacılık'ta olanlar, insanı hapse attıracak durumda ama buna kimse dur diyemiyor. Gökçen Havacılık'ta çalışan yöneticilerin, özel benzin harcamalarını
belge alarak nasıl kapattıklarını bilmeyen yok." diyor. Türkkuşu ve Gökçen Havacılık Genel Müdürü
emekli Tuğgeneral Necdet Şendil'in yolsuzluk iddialarında ismi geçiyor. Şendil'in, kuruma alınan dizüstü bilgisayarları başkalarına verdiği iddia ediliyor: "Yeni alınan dizüstü bilgisayarların Necdet Şendil'in orman yangınındaki hatalarının kapatılması için kimlere verildiğini bilmeyen yok."
Şendil'in, Türkkuşu'nun sosyal fon parasının kullanımında usulsüzlük yaptığı da ileri sürülüyor: "Şendil'in Türkkuşu'ndaki sosyal fonda bulunan parayı da nasıl kullandığını bilmeyen yoktur. Daha önce de işe aldırdığı ve işten çıkartılmış olan Macit Albay'ın kendi evinin ve İstanbul'daki oğlunun evinin mobilyalarını Türkkuşu'nda yaptırarak kurum arabalarıyla götürdüğünü bilmeyen yok. Yazılanların hepsinin de insanlarda belgesi var. İnsanlar kuruma zarar gelmesin diye susuyorlar."
Mektubun bir karalama kampanyası olduğunu düşünen Şendil ise iddiaların asılsız olduğunu savundu.
İhbarcının kurumda hâlâ çalıştığını ifade eden Şendil, şahsın kendi önünü açmak için böyle bir
mektup yazdığını öne sürdü. Şendil, "Bu işi yargıya intikal ettirmek zorundayım." dedi.