Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının kilit isimlerinden Nazmi Ardıç Samanyolu Haber'e özel açıklamalar yaptı. Savcının soruşturmaya takipsizlik kararı vermesini eleştiren Ardıç, bütün bildiklerini anlatmak için Meclis Araştırma Komisyonu'na başvurduklarını, her şeyi anlatmaya hazır olduklarını söyledi. Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonunun neden 17 ve 25 Aralık tarihlerinde yapılmak zorunda kalındığını da anlatan Nazmi Ardıç şunları söyledi;
"Daha önceki deneyimlerimden yola çıkarak bu dosyanın içerik ve deliller açısndan oldukça zengin bir dosya olduğunu söyleyebilirim. Bu soruşturmanın içinde bulundum ve bu dosyayı çok iyi biliyorum. Dolayısıyla bu kadar güçlü delillere sahip bir dosyanın takipsizlikle sonuçlanmasını beklemiyordum. Olağan yargı süreçleri devam ediyor olsaydı, böyle bir takipsizlik kararı çıkması mümkün değildi. Ancak süreç derinleştikçe savcının takipsizlik verme eğilimi ve pervasızlığı daha da görünür oldu ve bu kararları verdi.
Bu kararları verdiğinde merak ettim ve kararları inceleme ihtiyacı hissettim. Gördüm ki takipsizlik kararının verilmesi mümkün olmayan bir dosyaya savcı yanlı bir soruşturma yapmak suretiyle takipsizlik kararı vermiş. Benim meclise gitme nedenim de budur. Benimle beraber Yakup Saygılı'nın yardımcısı Yasin Topçu da gelmek istedi. Meclise başvurumuzu yaptık. Savcının yanlı bir soruşturma yaptığını düşünüyoruz. Biz bildiğimiz her şeyi anlatmaya hazırız."
Meclise neleri anlatacağının sorulması üzerine Ardıç, soruşturmanın gizliliği dolayısıyla bilgileri televizyon ekranında paylaşmasının doğru olmayacağını söyledi.
17 ARALIK'TAN SONRAKİ YARGIYA MÜDAHALELER HENÜZ TAMAMLANMAMIŞ 25 ARALIK'I TETİKLEDİ
Ardıç daha sonra yolsuzluk operasyonunun neden 17 ve 25 Aralık tarihlerinde yapıldığını ayrıntılarıyla şöyle anlattı;
"17 Aralık sabahına geldiğimiz an 7 tane yolsuzluk soruşturma dosyası vardı. 17 Aralık'tan 10 gün öncesine kadar oldukça olağan bir soruşturmaydı bu. Bir yolsuzluk soruşturmasında ne görebilirsiniz? Tabii ki bürokrat göreceksiniz, tabii ki rüşvet göreceksiniz, tabii ki siyasileri göreceksiniz. Bu bütün dünyanın her tarafında böyledir. 10 gün önce Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı geldi yolsuzluk soruşturmasında olağanüstü bir durum olduğundan bahsetti. O güne kadar soruşturmanın ne olduğunu bilmiyordum. Soruşturmanın Reza Zarrab ile ilgili olduğunu, 3 bakanın rüşvet aldığını, 2 tanesinin oğlunun bizatihi bu faaliyetler içinde olduğunu söyledi. Ama bakanlardan biri bizim de bağlı olduğumuz Muammer Güler'di. Bakanın oğlunun bir rüşvet teslimatı esnasında bir araçtan şüphelenmesiyle birlikte babasını bilgilendirdiği ve bir soruşturma olup olmadığını araştırmaya başladığını ifade etti. Biz de gördük ki net olmasa bile bizim böyle bir soruşturma yaptığımızla ilgili şüpheleri oldu. 1 hafta sonra bizim görevden alınmamız gündeme geldi. Biz bütün gelişmeleri en başından beri Cumhuriyet savcısıyla paylaşıyorduk, bu gelişmeleri de onlara ilettik. Onlar da dosyanın alenileşmesi tehlikesi olduğunu görünce operasyonun başlatılmasına karar verdi.25 Aralık operasyonu da yargıya yapılan müdahalelerin ve bütün soruşturmaların deşifre olmaya başlaması üzerine Savcı tarafından düğmeye basılmak suretiyle yapıldı. Eğer yargı doğal seyrinde ilerleseydi, 25 Aralık operasyonu için o tarihte düğmeye basılmayacaktı"
SAMANYOLUHABER.COM