AKP’nin 12 yıllık iktidarı döneminde gerçekleştirilen en büyük yolsuzluk soruşturmalarından birisi olan lüks araç vurgununun altından da, havuz firmaları çıktı. Bu gelişme üzerine dosya rafa kaldırılırken, Gümrük Yasası gereği el konulması gereken lüks araçlar için de af çalışması başlatıldı. Aynı operasyon kapsamında yaklaşık iki buçuk yıl önce ünlü sanatçı Sibel Can’ın lüks cipine el konulmuştu. Af düzenlemesi yürürlüğe girerse, lüks araç vurgununda faturayı ödeyen Sibel Can’ın da aralarında bulunduğu küçük bir grup kalmış oldu.

 

Lüks araçlarla ilgili yürütülen soruşturmanın hikâyesi şöyle:

 

Türkiye’nin, ünlü sanatçı Sibel Can’ın lüks cipine el konulması ile birlikte haberdar olduğu lüks araç soruşturması, yaklaşık bir yıl önce yapılan bir ihbarla başladı. Bazı galericilerin, yurtdışından ikinci el lüks araçları Türkiye’ye sıfır olarak getirdiği anlatılan ihbar mektubunda, aynı yöntemle getirilen araçların bir de devlete değerinin çok altında beyan edildiği belirtildi. İhbar üzerine, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Emniyet birimleri, bu kapsamda getirilen araçları takibe aldı. Mahkeme kararı ile otoparklarda aramalar yapıldı. Ve İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere, ABD ile Avrupa ülkelerinden yaklaşık 10 bin lüks aracın Türkiye’ye sokulduğu tespit edildi. İstanbul ve İzmir Cumhuriyet Savcılıkları da, Emniyet ve Gümrük müfettişlerinin tespitleri üzerine soruşturma başlattı. Sibel Can’ınkinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 280 lüks araca bu soruşturma kapsamında el konuldu.

 

Yapılan soruşturma çerçevesinde, Avrupa’dan getirilen ikinci el lüks araçların Türkiye’de sıfır olarak satılmasına yönelik işlemlerin uzun yıllardır yapıldığı belirlendi. Ve bu kapsamda getirilen araçların, bazı devlet kurumlarına, siyasetçilere, bürokratlara ve hükümete yakın işadamlarına da satıldığı tespit edildi. Bu işlemi gerçekleştiren birçok galerici belirlenirken, asıl büyük organizasyonu ise Rize doğumlu bir işadamının gerçekleştirdiği belirlendi. Yine aynı kişinin siyasi bağlantılarını kullanarak, başta havuz şirketleri olmak üzere birçok hükümet yanlısı işadamına da aynı araçları sattığı saptandı. Ayrıca Sabah ve atv’ye destek verdiği iddia edilen bir işadamının da, şirket yöneticileri için aynı araçlardan satın aldığı tespit edildi.

 

 

Lüks araçlarla ilgili olarak bazı illerde Cumhuriyet Savcılıkları tarafından soruşturma başlatıldı. En kapsamlısı ise Bakırköy ve Gebze Savcılıkları tarafından yürütülüyor. Her iki savcılık da, elde edilen bilgi ve belgeler doğrultusunda Yeşilköy Otomotiv İhtisas Gümrük Müdürlüğü’ne ve Gebze Oto İhtisas Gümrük Müdürlüğü’ne araçların toplanması konusunda yazı gönderdi. Yazılarda; Gümrük Kanunu’nun 235. maddesi kapsamında araçların mülkiyetinin kamuya geçirilmesi istendi. Savcılıkların talimatına rağmen, sözkonusu araçlara el konulmadı.

 

 

Ekonomi yönetiminde, kaçak lüks araçlarla ilgili sorunun çözümü için formül aranıyor. Bu kapsamda torba kanunlara bir madde eklenerek, araçların sahiplerinde kalması öngörülüyor. Bunun için de Gümrük ve Kaçakçılık Kanunu’nda bazı değişiklikler yapılacak. Ancak bu düzenlemenin af kapsamına girmesinden ve muhalefetin de bu düzenlemelere tepki göstermesinden endişe ediliyor. Ekonomi yönetimi, çok sayıda tanınmış ismi kapsayan kaçak lüks araçlarla ilgili düzenlemenin yeni yasama döneminde hayata geçirileceğini dile getirdi.