Gazetecilikten çok haber elemanlarının servis ettiği bildiri bülteni olarak çıkan hükümetin yayın organı Sabah gazetesi, bugün 1. sayfaya çok ilginç bir başlık attı. Manşet haberde, ''Yüce divan tuzağıyla kaos hedefleniyor'' diyen gazete ''yargılanıp aklanmak nasıl bir kaos getirir ki?'' sorusunu sordurdu. İşte ilk okul seviyesinde yazılan isimsiz haber metninin detayları. (Başlıklar gazetedeki paragrafların özetidir. Bilgilenmek için değil zihniyet kodları için okuyun...)

Haberin içinde tahammül sınırlarınızı zorlayacak cinsten çok ilginç detaylar var. Mesela "Bakanlar Yüce Divan'da aklansın" sesleri, aslında Erdoğan'ı Cumhurbaşkanlığı'ndan indirmek isteyenlerin yeni oyunu deniyor. Bunun nasıl olacağından ise bahsedilmiyor. Hatta haber, okuyanı, 'bakanlar yargılanırsa Cumhurbaşkanı değişir mi?' gibi çok absürd bir sonuca götürüyor.

"Yüce Divan'da aklanıp gelsinler" gibi masum görünen taleplerin arkasındaki plansa, Erdoğan'ı Cumhurbaşkanlığı'ndan indirmek ve AK Parti'yi bölüp seçimlerde güçsüz bir koalisyon hükümeti kurulması… '' denilen metinde ''aklanıp gelin demenin'' nesinin darbe girişimi olduğundan bahsedilmiyor

Haberde, ''17-25 Aralık soruşturmalarına verilen takipsizlik kararının tartışılması asla istenmiyor, bunun için 'takipsizlik kararlarının tekrar tartışmaya açılması isteniyor' denmiş. Asıl niyeti açık eden bölüm bu aslında. Bir kere mahkeme kararları ayet mi ki tartışılmasın? Kamuoyunun vicdanında aklandınız mı ki 'kararın tartışılması isteniyor' diyorsunuz?

Haberi yazan kişi yüce divan yargılamasından mahkumiyet çıkacağına emin görünüyor. Zira 1 yıldır özene bezene oluşturdukları algının çöküp seçimde oy kaybı yaşanacağından endişe ediliyor olmalı ki yargılama ile 'zayıf koalisyon hedefleniyor' diye yazılabilmiş.

Haberin en eğlenceli bölümlerinden biri daha... Başbakanlık-Saray arasında görüş ayrılığı yaşandığı, 'Erdoğan'ın aklayın uyarısına Davutoğlu'nun yargılansınlar şeklinde itiraz ettiğine yönelik dolaşan kulis bilgileri' daha kolay nasıl teyid edilebilirdi ki?

Yüce Divan yargılamasıyla, tutuklu bulunan Emniyet mensuplarının (bireysel başvuru yoluyla) Anayasa Mahkemesi tarafından kurtarılması arasında nasıl bir bağ kurdukları izah edilebilir mi? Biz edemedik...

Bu kısımda yargılamayı yapacak Anayasa Mahkemesi'nin adil olmadığı vurgulanıyor. Hükümetin antidemokratik ve anayasaya aykırı icraatlerini iptal etmekle suçladığı mahkemenin paralel çalışan bir örgüt tarafından ele geçirildiğini belirten gazete, zavallı, asla rüşvet almamış, irtikaba bulaşmamış masum 4 eski bakanı da yargılayamaz demeye getiriyor. O zaman Haşmetmeaplarına uygun bir mahkeme bulmak ümidiyle diyelim biz de...

Haberin devamında Şamil Tayyar ve Süleyman Soylu'nun görüşlerine yer vererek mahkemenin ne kadar yanlı olabileceği üzerine fikir jimnastiği yapan gazete önemli bir konuyu herhalde atlıyor. AKP'nin başkan dahil 9 üyeyle (5 CHP, 1 MHP) temsil edildiği Yolsuzlukları Soruşturma komisyonunda oylamada karar verici ne uydurdukları hayali örgüt, ne de Anayasa Mahkemesinin üyeleri. 9 AKP'li vekil hayır derse komisyon konuyu kapatır, dava ne Genel Kurul'a gider, ne de Yüce Divan'a. Mesele kapanır. 

Anlayacağınız bütün mesele komisyonun AKP'li üyeleri vicdanlarına yenilir ve evet derse korkusu. Bunun önünü almak içinse kurnaz davranmaya çalışılıyor, AYM hedef alınıyor. 

Sabah Gazetesine bu haberi yazan kişi ise basın tarihine, okurunu bidon kafalı yerine koyan kişi olarak geçiyor. 

Samanyolu Haber Editör Notu: Hükümet eğer yargılamadan korkuyorsa 1 TL vererek gazeteyi satın alan zavallı vatandaşa değil, komisyondaki 9 vekiline algı çalışması yapsın. Haberi alıntılayan internet haber sitelerini de mesleklerini ciddiyetle yaptıkları için buradan ancak tebrik ediyoruz.