Komisyon raporunda sıralanan gerekçelerde, para kasaları ve ayakkabı kutularının ortalığa döküldüğü soruşturmada ‘yeterli şüphe’ görülmediği ileri sürüldü. Mahkeme kararıyla elde edilen deliller ‘yok hükmünde’ kabul edildi.
Meclis Soruşturma Komisyonu, çalışma süresinin son günü olan 9 Ocak Cuma günü saat 24.00 sularında Meclis Başkanlığı’na teslim ettiği raporunu, dün komisyon üyesi milletvekillerine gönderdi. Muhalefet üyelerinden gizlenerek hazırlanan 197 sayfalık raporda, AKP’li sözcülerin yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarına ilişkin bugüne kadar ortaya attığı iddiaların adeta bir özetine yer verildi. Raporda, yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının hukuksuz olduğu ve siyasi amaçlar taşıdığı iddia edildi. Değerlendirme ve sonuç bölümünde, 17-25 Aralık operasyonunda elde edilen tüm belge ve bulguların yok hükmünde olduğu öne sürüldü. Mahkeme kararıyla yapılan tamamen hukuki dinlemeler, ‘hukuksuz’ olarak nitelendirildi. Skandal ifadeler kullanıldı: “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu ve emrinde çalışan Emniyet Organize Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından yasaların hileli yollar denenerek aşılması suretiyle yetkisiz-hukuksuz olarak yürütülen soruşturma neticesinde 4 eski bakan hakkında düzenledikleri rapor ve ekinde yer alan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması ve teknik araçlarla takip sonucu elde edilen bulgular yok hükmündedir.”
Komisyonun, iki soruşturma evraklarını ‘ihbar mahiyetinde’ alarak yeniden delil araştırması yaptığı kaydedildi. Mahkeme kararıyla dinleme yapılan kişi üzerinden başka bir kişiyle ilgili yeni delil elde edilmesi halinde bunun cumhuriyet savcılığına bildirilmesi gerektiği anlatıldı. Yeni kişinin bakan olması halinde savcının ‘yetkisiz’ olacağı belirtildi: “Bütün bunların yanında bakanlarla ilgili olarak elde edilen tesadüfi delilden sonra cumhuriyet savcısının soruşturma açma yetkisi bulunmadığına göre artık bu delil de yapılan soruşturmada değerlendirmeye alınamaz.”
Halbuki, soruşturma kapsamında bakanlar ya da dokunulmazlığı olan hiç kimseyle ilgili dinleme yapılmamıştı. Adı geçen 4 bakan, şüphelilere yönelik alınan mahkeme kararıyla yapılan dinlemelere takılmıştı. Bunun üzerine bakanlarla ilgili dosya ayrılarak, Meclis’e gönderilmişti.
Raporun en çarpıcı bölümlerinden biri, yolsuzluk ve rüşvet konusundaki değerlendirmeler oldu. Bu konuda şöyle denildi: “Bakanlara atfedilen suçlardan özellikle yolsuzluk olarak belirtilen rüşvet suçunun işlenebilmesi için taraflar arasında belirli bir işin yapılması veya yapılmaması konusunda bir anlaşma yapılmış olması gerekir. Keza, yapılacak işin de ilgili bakanın görev alanında olması esastır. Yapılan soruşturmada her 4 bakana da isnat edilen fiillerin her biri ayrı ayrı değerlendirildiğinde bu fiillerde hukuka aykırı bir durum görülmemiştir. Dolayısıyla, rüşvet vermeyi ve almayı gerektirecek bir husus görülmemekle birlikte bir an için bunların hepsini bir tarafa koyduğumuz takdirde dahi rüşvet olarak bir para alışverişinin yapıldığı hususunda dava açmayı gerektirecek kadar yeterli şüpheye ulaşılamamıştır. Esasen yolsuzluk suçlarından sayılan zimmet, irtikap gibi fiillerin işlendiğine dair de hiçbir delil yoktur. Zaten bu konuda bir iddia da yoktur.”
CHP VE MHP’NİN ŞERHİNE YER VERİLMEDİ
Eski bakanların komisyona verdiği beyanlardan alıntı yapılan raporda, tek tek bakanların ifadelerine yer verildikten sonra ‘Yüce Divan’a sevk edilmelerini gerektirecek yeterli şüphe oluşturan delil bulunamadığı için’ Yüce Divan’a sevk edilmemeleri yönünde kanaat oluştuğu belirtildi. Her bakan ile ilgili ayrı ayrı iddialar, toplanan deliller, belgeler ve savunmalarının konulduğu 197 sayfalık rapora CHP ve MHP’nin muhalefet şerhleri girmedi. Yüce Divan için son oylamanın TBMM TV’nin yayın yapmadığı cuma günü Genel Kurul’da gerçekleşmesi bekleniyor. AKP’de en az 53 fire olması halinde 4 bakan için Yüce Divan kararı çıkacak.
AKP’nin raporu bizi şaşırtmadı!
CHP’li Komisyon üyesi Erdal Aksünger, komisyonun AKP’li başkanı ve üyeleri tarafından hazırlanan raporun kendilerini hayal kırıklığına uğratmadığını söyledi! CHP’li üyeler olarak kapsamlı bir muhalefet şerhi hazırladıklarını kaydeden Aksünger, AKP’li üyelerin hazırladığı ana raporun ise genel olarak başsavcılığın dosyalarla ilgili verdiği ‘kovuşturmaya gerekçe yoktur’ gerekçesine dayandırıldığını ifade etti. Aksünger, “Rapor, ‘zaten İstanbul’da gerekenler yapılmış, bizim bir şey yapmamız gerekmiyor’ mantığıyla hazırlanmış. Delillerin hukuki olarak elde edilmediğinden bahsedilmiş. Oysaki bizim delillerin nasıl elde edildiğiyle ilgili bir araştırmamız yoktu. Ama AKP’li üyelerin hazırladığı raporla ilgili herhangi bir hayal kırıklığı içinde de değiliz, zaten bunu bekliyorduk! Sonuç itibarıyla Başsavcılık ‘çamaşır makinesi’, komisyon da ‘kurutma makinesi’ olarak görev yaptı.” dedi.