O dönemler 12 Eylül'ün ve etkilerinin yoğun yaşandığı yıllardı. Yüksek Askeri Şûra, yaptığı toplantılar sonucunda bugünkü gibi
ihraçlar gerçekleştiriyordu.
Son 15 yılda ise bu rakam bin 288 oldu. Ancak son yıllarda bir
politika değişikliğine gidildi. 'Disiplinsizlik' nedeni ile yapılan ihraçlar, detaylı açıklanmaya ve 'ahlaka aykırı davranışlar ve uyuşturucu' ile 'irtica' telaffuz edilmeye başlandı. 2006 yılında gerçekleştirilen bu değişiklik, bir taraftan Silahlı Kuvvetler'de uyuşturucu kullanımı artıyor mu sorusunu gündeme getirirken, bir taraftan da askerin hükümetle arasını iyi tutmak için irtica nedeniyle atılanları gölgelemek amacıyla böyle bir yola gittiği belirtiliyor.
Her şey
Eskişehir 1. Hava Taktik Komutanlığı'ndaki uyuşturucu kullandığı tespit edilen askerlerin dosyalarının YAŞ'a gelmesiyle başladı. 2006
Ağustos şûrasında bu sebeple Eskişehir'den 9 kişi ihraç edildi. Toplamda ise 19 ihracın 2'si irtica 17'si ahlaki durum ve uyuşturucu alışkanlığı olarak gösteriliyordu. Bir sonraki şûrada çıkan 37 kişilik ihraç kararı da Eskişehir'de başlayan soruşturmayla ilişkilendirildi. Bu dönemde Eskişehir'le birlikte
Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü Komutanlığı'ndan da 9 kişi ihraç edildi. 2007 Ağustos şûrasında, 10'u irtica, diğerleri uyuşturucu ve ahlaki durum olmak üzere 23, 2007
Aralık şûrasında, 7'si irtica, diğerleri ahlaki durum ve uyuşturucu olmak üzere 38, 2008 Aralık şûrasında ise 5'i irtica, diğerleri uyuşturucu ve ahlaki durum olmak üzere 24 kişi ihraç edildi.
2006 Aralık şûrasında 'uyuşturucu' gerekçesiyle TSK'dan resen
emekli edilen
Ramazan Bayramoğlu, hayatı boyunca sigara bile kullanmadığını söylüyor. Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nde görev yapan Bayramoğlu, bir
yılbaşı kutlamasında uyuşturucu kullandıkları gerekçesiyle 100'e yakın kişiyle birlikte sorguya alınmış. 2 gün süren sorguda uyuşturucu kullanıp kullanmadıkları sorulmuş, arkasından da ağızlarından bazı isimler alınmak istenmiş. Bunun için
psikolojik baskı gördüğünü de söyleyen Bayramoğlu, o zaman söz verilen doktor muayenesi ve saç testinin yaptırılmadığını aktarıyor. Daha sonra aralık şûrasında kendisinin de aralarında olduğu 9 kişinin görevine son verilmiş. Bayramoğlu, arkadaşları hakkında, "Aramızda kullanan kişi var mıydı bilmiyorum, ancak oradaki insanlar pırıl pırıldı." değerlendirmesini yapıyor.
Ramazan Bayramoğlu'nun hikâyesi aksi bir örnek, ancak YAŞ kararlarıyla resen emekli edilen bir kişinin hakkını arayamadığının da tipik misali. Emekli askeri hâkimlere göre, bunun
sivil ve askerî
mahkemelerde görülmesi mümkün ancak YAŞ'a getirilmesi bir
tercih olarak ortaya çıkıyor. Psikiyatr Ayhan Akcan'a göre bu, tüm toplumda olduğu gibi Silahlı Kuvvetler'de de uyuşturucu kullanımının artmasından dolayı olabilir; çünkü yaşanan her dört adli olaydan birinin uyuşturucuyla bağlantısı bulunuyor. Emekli askerî hâkim Yusuf
Çağlayan birliklerde
kenevir ekimine şahit olmuş bir isim. Ona göre, rütbesiz askerlerde uyuşturucu kullanımı oldukça yaygın. Bu alanda çalışan hem askerî hem de sivil yetkililer, Silahlı Kuvvetler'de uyuşturucu kullanımının artmış olabileceğini, bunun için de ciddi boyutta ve çözüm öneren araştırmaların yapılması gerektiğini dile getiriyorlar.
Ayhan Akcan/Psikiyatr:
Ortam varsa uyuşturucu kullanılır
"
Uyuşturucu kullanan bir insanda verilen sorumluluğu yerine getirememe, davranış bozukluğu, kişilik değişikliği gibi birçok durum ortaya çıkar. Bu durumda kişinin amiri veya arkadaşları ikaz edebilir. Eğer tekrarlıyor ise bu bir yazılı olarak ikaz olur,
kınama, uzaklaştırma veya zorunlu
tedavi başlar. Uyuşturucu için kimse 'Benim iradem var, ben kullanmam.' demesin. Silahlı Kuvvetler gibi katı
disiplinin olduğu bir yerde bile eğer ortamı varsa kullanılır. Bana tedaviye gelen askerler çok var. Ast
subay ve erbaş seviyesinde daha çok, subay ve
general seviyesinde gelmedi. Her yerde artış var, sokakta, okulda, kadınlarda, yoksullarda. Burada da artış olabilir."
***
Yusuf Çağlayan/Emekli binbaşı hâkim:
Birliğe kenevir ektiklerine şahit oldum
"Son TCK değişikliği ile kanunda, 'Uyuşturucu kullananlar tedaviyi kabul ederse cezai hüküm olmaz.' deniyor. Sayıların artmasında bunun etkisi oldu. Ancak son zamanda toplumdaki bozulmalar TSK'ya da yansıyor. Uyuşturucu bağımlıları psikolojik olarak çok rahatsızdırlar ve çevreye de bunu belli ederler. Gizli kalması mümkün değil. Benim görev yaptığım dönemde erler arasında çok yaygındı. Bazı birliklerde kenevir bile ektikleri oluyordu. Bir iki kere denk geldim ben. Bunu kimse bilmiyor ama bağımlı olan kişi ekiyor ve gizli gizli kullanıyor. Subay ve
astsubay arasında nadiren çıkıyordu. Hap kullanımı daha yaygındı."
***
Ümit Kardaş/Emekli askeri hâkim:
Hepsi şeriatçı değil demek için açıklıyorlar
"Bunlar sicile ve istihbari bilgilere dayalı işlemlerdir, sübjektif değerlendirmeler olabilir. Şu anlama gelebilir; disiplinsizlik dendiği zaman irtica ve başka eylemler sayıyı kabarık gösteriyordu. 'Biz bunları ihraç ettik ama hepsi inançlı kesimden değil bazıları da uyuşturucudan, ahlak dışı tutum ve davranıştan ihraç ediliyor. Biz kurum olarak ciddi bir tavır içindeyiz.' demektir. Benim görev yaptığım dönemde uyuşturucu o kadar yaygın değildi ama çıkardı. Uyuşturucu kullanma açısından bir artış varsa o da incelenmelidir."
***
Adnan Tanrıverdi/
ASDER Başkanı:
İrticadan ihraçlar geri planda kalıyor
"Bunlar YAŞ'a getirilerek kamuoyuna 'Silahlı Kuvvetler'den uyuşturucu ve ahlaksızlık yapanları da atıyoruz.' imajı verildi. Bu, irtica nedeniyle inançlı insanların tasfiyesini maskelemek için kullanıldı. Bu sadece Silahlı Kuvvetler'de disiplin sağlamaya dönük bir
uygulama da değil. Çünkü disiplinin sağlanması için geniş yetkilere sahip bir yargı sistemi var. Ayrıca bir kişi uyuşturucu müptelası mıdır değil midir
mahkeme kararı olmadan söyleyemeyiz. Bu kişilerin
dava açma hakkı olmadığı için de bu gerçek hiçbir şekilde ortaya çıkmaz."