Yüksek yargıya hocalardan tepki

Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Kayar önemli açıklamalarda bulundu

Yüksek yargıya hocalardan tepki

İsmail Kayar, Yargıtay ve Danıştay'a yeni daireler kurulmasına ilişkin tartışmalar konusunda, yüksek yargı organlarının (çözüm istemiyoruz) anlayışının kabul edilemeyeceğini bildirdi. Prof. Dr. Kayar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1920'li yıllarda çıkarılan Medeni Kanun, Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu gibi temel kanunların son 10 yıl içinde yenilendiğini ve değiştirildiğini, temel kanunlardaki bu değişikliklerin etkili ve verimli şekilde uygulanmasının yargıda yüksek bir dinamizmi gerektirdiğini söyledi. Yargı mensuplarının bireysel olarak insan üstü gayretle çalışmalarına rağmen, Türk yargı teşkilatının mevcut yapısıyla ihtiyaca cevap vermekten uzak olduğunu savunan Prof. Dr. Kayar, şunları kaydetti: ''Yerel mahkemelerdeki davalar ortalama kaç yılda bitiyor? Bugün duruşması olan davalarda kaç ay sonraya duruşma günleri veriliyor? Temyiz için Yargıtay ve Danıştay'a giden dosyalar kaç yılda geri dönüyor? Tutuklu yargılananların davalarının dahi 10 yılda bitirilemediği ortaya çıkmıştır. Türkiye 'adil yargılama hakkının ihlali' sebebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından her yıl ne kadar tazminata mahkum ediliyor? Türkiye'de adil yargılama ve geciken adalet sorunu yargıyla işi olan herkes tarafından derinden hissedilirken, halk arasında ve uluslar arası düzeyde yargının güvenilirlik düzeyi çok düşükken yüksek yargı organları (çözüm istemiyoruz) veya (bizi sorunlarımızla baş başa bırakın) diyemezler. Yargının kronik sorunlarına çözüm bulma kaygısıyla atılan önemli adımlara, yüksek yargı organlarının karşı çıkması veya direnmesi değil ayak uydurması beklenir.'' Yargıtay ve Danıştay'ın mevcut yapısıyla ihtiyaca cevap veremediğini, temel kanunlardaki değişikliklerin bir an önce vatandaşın hayatına yansıması ve kronik yargı sorunlarının çözümü için yapılması gereken daha çok şey olduğunu dile getiren Prof. Dr. İsmail Kayar, ''Bu çerçevede, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçirilmesi ve eş zamanlı olarak Yargıtay ve Danıştay'daki mevcut dairelerin üye sayılarının artırılması ve yeni daireler kurulmasının yadırganacak bir tarafı yoktur'' dedi. YARGI ORGANLARINDA GÖREV YAPACAK NİTELİKLİ HAKİM SAYISI ARTIRILMALI Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Murat Şen de Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) giriş sürecinde yapılan yasal değişikliklerin, yargı organlarında görev yapan personelin de kendilerini yenilemelerini gerektirdiğini, bu hususun özellikle yüksek yargı organlarında görev yapanlar açısından daha da önem taşıdığını kaydetti. Kanunlardaki köklü değişiklikler ve iş yükü fazlalığının, halkın yargıdan beklediği hızlı ve adil karar verme özelliklerinin uygulanmasının önünde engel olduğunu dile getiren Şen, şunları söyledi: ''Yapılması gereken, yargı organlarının, hızlı ve adil karar alma mekanizmasına katkıda bulunacak çözümler üretmektir. Bu çözümlerden biri, yargı organlarında görev yapacak nitelikli hakim sayısının artırılmasıdır. Gerek ilk derece mahkemelerinin ve gerekse yüksek yargı organları olan Yargıtay ve Danıştay üye sayılarının artırılması gerekir. Şuan ki tabloda asıl ağırlığın, tetkik hakimlerinin üzerinde kaldığı görülmektedir. Oysa, daire üyelerinin de dosya inceleyerek yargısal faaliyete aktif olarak katılması sağlanırsa, hızlı ve adil yargıya katkı sağlanmış olur. Yargıtayda daire sayıları artırılır veya dairelerde kurullar halinde çalışma yöntemi esas alınırsa, iş yükünün hafiflediği görülecektir. Eğer daire sayılarının artırılması düşünülmezse, bölge adliye mahkemelerinin kısa sürede faaliyete geçmesini sağlamak, sorunun çözümü açısından kaçınılmaz görünmektedir.''
<< Önceki Haber Yüksek yargıya hocalardan tepki Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER