Yurt Atayün: Bombayı haber vermediler

İranlı ajanları yakalamak amacıyla daha önce başlatılan Selam Tevhid soruşturmasını yürüttüğü için tutuklanan İstanbul Terörle Mücadele Şube (TEM) eski Müdürü Yurt Atayün, Gültekin Avcı’ya konuştu.

Yurt Atayün: Bombayı haber vermediler

"SelamTevhid soruşturmasında 25 Kasım2013-6 Aralık 2013 tarihleri arasındaki dinlemeler nedeniyle tutuklandım. Oysa o tarihlerde ben İstanbul'da görevli değildim. Malatya Polis Meslek Yüksek Okulu’nda görevliydim."

BİRKAÇ EYLEME KENDİ DE KATILMIŞ

"İstanbul’daki eylemler nedeniyle KCK bölge sorumlusunu gözaltına almıştık. Adam MİT elemanı çıktı. 6 bombalı ve 5 molotoflu eylem söz konusuydu. Birkaçına kendisi de katılmıştı. Eylemleri önceden MİT'e bildiriyordu."

İKİNCİ DE İTİRAFÇI OLUP İFADE VERDİ


"O eylemlerden birinde Serap Eser molotofla yakılarak öldürülmüştü. İlk gözaltına aldığımızda MİT’çiler gelip adamı susturdu. Sonra yeni eylemler nedeniyle yine gözaltına aldık. İtirafçı olup ifade verdi ve tutuklandı."

BOMBAYI HABER VERMEDİLER

"Sefaköy’de çöpe konan bomba patlamış, 1 kişi ölmüştü. Adam anlatırken 'MİT’çiler gelip resim gösterdiler eyleme katılan bu mu diye. Sonra elleriyle ‘çak’ yaptılar' dedi. MİT bombayı bildiği halde haber vermedi."

İşte Gültekin Avcı'nın "Yurt Atayün görüşme notları" başlıklı o yazısı...

İstanbul TEM Müdürleri Yurt Atayün ve Ömer Köse ile görüşmelerim devam ediyor.

Yaşanan hukuk cinayetleri, askeri darbe dönemlerine rahmet okutuyor.
Yurt Atayün Selam Tevhid soruşturmasında 25 Kasım 2013–6 Aralık 2013 tarihleri arası yapılan dinlemelerden tutuklu.

Ama o tarihler arasında Atayün İstanbul TEM Şb. Müdürü değil, Malatya Polis Meslek Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi.
Bu kadarına şaşırdınız değil mi?

İşte hukuk ve kanun bu kadar ayaklar altına alınmış durumda.

Atayün KCK-PKK-MİT arasındaki karanlık ilişkilere oldukça hâkim.

Anlatımlarına şöyle devam ediyor:

İstanbul’daki KCK eylemleri sırasında KCK bölge sorumlusunu almıştık.
Adam MİT elamanı çıktı.

6 bombalı eylem ve 5 molotoflu gösteri eylemi söz konusuydu. Bu eylemlerden birkaçına kendisi de katılmıştı.

Eylemlerden önce MİT’e bilgi veriyor.

Hatırlarsanız bu eylemlerden bir tanesinde Serap Eser molotoflarla yakılarak öldürülmüştü.

İstanbul KCK bölge sorumlusunu ilk kez gözaltına aldığımızda MİT’çiler gelip adamı susturmuştu. Oysa KCK sorumlusu bize MİT elemanı olduğunu sözlü olarak ifade etmişti. Pek çok şeyi de anlatacaktı.

Ama yazılı ifadede sustu.

MİT’in baskısıyla susma hakkını kullanınca, İstanbul’da kendi bölgesindeki bombalama ve molotof eylemlerini yöneten bu KCK sorumlusunun bölge ve örgütteki güvenilirliği arttı, konumu yükseldi.
MİT elemanı olan bu KCK bölge sorumlusunu bir süre sonra yeni KCK eylemlerinden ikinci kez aldık.

Bu defa itirafçı oldu ifade verdi. Tutuklandı ve cezaevine kondu.

Bombayı biliyorlardı

Cezaevinden eşinin sutyeni içinde birlikte çalıştığı MİT görevlilerine haber gönderiyordu.

Bu konuda avukatlar nezaretinde verdiği detaylı ifadesi var.

KCK soruşturmalarında bu ifadelerde ortaya çıkan başka bir konu…

Sefaköy’de çöp bidonu içine konan bomba patladı, 1 kişi öldü. Adam anlatırken “Dışarı çıktığımda MİT’çiler yanıma geldi. Bir resim gösteriyorlardı eyleme katılan bu mu diye. Sonra Sefaköy’deki eylemle ilgili olarak elleriyle birbirine ‘çak’ yaptılar” diyor.

Bunlar hukuk devletinde ve istihbaratta normal şeyler değil diyor Atayün ve ekliyor:

MİT Sefaköy’deki bombayı bildiği ve tespit ettiği halde bizimle ve adli makamlarla paylaşmadı.

Atayün’ün anlatımlarında cinnetin sadece bu kadarı bile KCK soruşturmasında hükümet ve MİT’in neden asılsız yaygaralarla soruşturmayı durdurduğunu açıklayabiliyor.

Şöyle devam ediyor Atayün:

PKK-KCK’daki bir MİT elemanı, örgütün kırsal kadrosuna katılacak 4–5 militanı kimlikleriyle MİT’e bildiriyor. Ama MİT şahısları yakalamıyor. Kırsala katılmasına da göz yumuyor.

Ve örgütteki bu eleman, MİT’e bilgi verdiği halde eylemler engellenmediği, kırsala gidenler yakalanmadığı için MİT’i eleştiriyor.

‘Tutamıyoruz’ itirafı

Düşünün KCK-PKK eylemcisi eleman bile yanlışlığın farkında.

Adam “MİT’e eylem söylüyorum engellemiyorlar, kırsala gideni söylüyorum yakalamıyorlar” diyor.

Ve ne oluyor?

4 MİT görevlisi kendilerini eleştiren bu elemanı sorguya alıyor. Ve eleştirilerinden kaynaklı bir sorgu yapıyorlar buna.

Daha sonra örgütteki başka bir MİT elemanı (2009–2012 arası diyor) Sultangazi ilçesinde bombalama yaptı.

Durumu MİT yetkilisine söyledik.

MİT yetkilisi “Biz de o kadar söyledik ama tutamıyoruz bunları” dedi.
“Elemanını tutamıyorsan çalıştırmayacaksın veya eylemi mutlaka engelleyeceksin” diyor Atayün.

Bir an duruyor ve gözlerinde o günlerin enstantaneleri çakmaya devam ediyor.

Acı bir tebessümle şöyle diyor Atayün:

— MİT Bölge Başkan Yardımcısı emekli olmadan önce ziyarete geldi. Şöyle dedi:

“İlk etapta biz sizleri art niyetli sanıyorduk. Meğer işinizi çok düzgün yapıyormuşsunuz. Biz kanunların ve hukukun gerisinde kaldık. Riyasete söylüyorum bizle ilgili kanun düzenlemeleri yapmak lazım diye.”

Atayün’e MİT Bölge Başkan Yardımcısı’nın söyledikleri çok anlamlı.
MİT’in bırakın hukuku kanunların bile ne kadar dışında çalıştığının dürüstçe itirafıdır bu.

Servisi hukuk içine çekmek için kanuni düzenlemeler gerekirken ne yapıldı?
MİT'in tüm faaliyetleri yasalmış gibi MİT Kanunu ile kurum ve çalışanları yasalara karşı korumaya alındı.
<< Önceki Haber Yurt Atayün: Bombayı haber vermediler Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER