RTÜK Başkanı Zahit Akman'ın avukatı Ali Yıldız, müvekkilinin bir şirkette hissedar olmasının, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların
Kuruluş ve Yayınları Hakkında Yasa'nın 9. maddesine aykırı olmadığı gibi, RTÜK Üyesi veya başkanı olmasına da engel oluşturmadığını bildirdi.
Ali Yıldız, yaptığı yazılı açıklamada, bugün kimi gazetelerde müvekkili Zahit Akman hakkında, ''RTÜK Başkanı Yalan Söyledi'' ve ''Armada'da 7 Milyon Dolarlık
Hissesi Çıktı'' başlıklarıyla haberlere yer verildiğini anımsattı. Bu haberlerde yer alan iddiaların gerçeği yansıtmadığı gibi hukuki ve ahlaki olmayan yorumlar içerdiğini ifade eden Yıldız, 3984 sayılı
yasa kapsamında müvekkilinin hiçbir ticari faaliyetinin bulunmadığını kaydetti.
Yıldız, şöyle devam etti:
''Dolayısıyla müvekkilim yalan söylemiş değildir. Müvekkilimi yalancılıkla itham edenler bu hususu çok iyi bilmektedirler.
Kamuoyu tarafından sadece internete girilerek öğrenilebilecek bilgi ve belgeleri sanki gizli saklı bilgi ve belgelermiş gibi manşetten haber olarak vermek ve müvekkilimi yalan söylemekle itham ederek gerçekleri karartmak, artık bazı basın organlarının yayıncılık ilkesi haline gelmiştir. Bu hususu hayretle ve esefle takip ediyoruz.''
Müvekkilinin, haberlere konu olan hisseleri 26
Ağustos 2003 tarihinde RTÜK Üyesi ve Başkanı olmadan önce devraldığını belirten Yıldız, bu bilginin internet ortamında 11
Aralık 2006 tarihli
Ticaret Sicili Gazetesi'nin 63. sayfasında da yer aldığını bildirdi.
Yıldız, şunları kaydetti:
''Müvekkilim Akman; henüz RTÜK Başkanı olmadan önce
Hayat Yapı Ticaret ve
Yatırım Ltd. Şti. isimli şirkette hissedar olan kardeşi Turgut Akman'ın hisselerinin bir kısmını satın almıştır. Satın alınan bu hisseler, Armada'nın takribi olarak yüzde 1 payına tekabül etmektedir. Bu hisse devri 6 Aralık 2006 tarihinde değil, 26 Ağustos 2003 tarihinde ve noter kanalıyla yapılmıştır. Kamuoyu şu hususta
Vatan ve
Milliyet gazeteleri tarafından kasten yanıltılmıştır. Bu bilgi, ticaret sicil gazetesinde açıkça görülmektedir.
Yukarıda da izah ettiğimiz üzere müvekkilin bu şirkette hissedar olması; 3984 Sayılı Kanun'un 9. maddesine aykırı olmadığı gibi, yukarıda izah edildiği üzere RTÜK Üyesi veya Başkanı olmasına da engel değildir.
Öte yandan
Danıştay 1. Dairesi'nin ve Danıştay 5. Dairesi'nin yerleşmiş kararlarında; 'Limited Şirketler'de hissedar olmanın ticari faaliyet yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği açıkça belirtildiği gibi Devlet Personel Başkanlığı'nın 1994 yılında verdiği bir görüşte; ticari şirketlerde '
yönetici-yetkili' olunmadan hissedar olunmasının ticari faaliyet yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtilmiştir. Eğer haberi yapan kişilerin gerçekleri yazma gayesi olsa idi; en azından bu husustaki yargı karalarına yer vermesi gerekirdi. Ancak haber sadece müvekkilimi karalamak ve saygınlığını yok etmek amacına matuftur.''
Akman'ın hissedar olduğu şirketin, bir gayri-menkul yatırım şirketi olduğunu, kira gelirleri dışında herhangi bir ticari işte yer almadığını belirten Yıldız, ''Bu husus ilgili şirketin Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlanan kararları ile de sabittir. Müvekkilim bu ticaret şirketindeki paydaşlığı ile ilgili ticari bir faaliyeti yoktur'' dedi.
Müvekkilinin ilgili şirketteki hisselerinin, RTÜK üyeliğine seçildikten sonra verdiği mal beyannamelerinde de yer aldığına işaret eden Yıldız, şöyle devam etti:
''Dolayısı ile bu husus kamuoyundan ve resmi kurumlardan gizlenmiş bir durum değilken sanki usul ve yasaya aykırı bir durummuş ve yeni öğrenilmiş gibi haberlere yansıtılması habercilik ve gazetecilik değil sadece ve sadece haysiyet cellatlığıdır.
Müvekkilim bu hisseleri, 26 Ağustos 2003 tarihinde
arsa değeri üzerinden tüm birikimini ortaya koyarak ve kısmen de borçlanarak satın almıştır. Yani manşetten verildiği gibi müvekkilim 7 milyon dolarlık hisse almış değildir. Manşetteki iddiaları ile haberin içeriği arasındaki tezat da zaten bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkça göstermektedir.
Müvekkilimin RTÜK üyesi seçilmesinden sonra ticari faaliyetlerde bulunduğu iddiasına dayanak yapılan 8
Şubat 2008 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi incelendiğinde bu gazetede paydaşlar kurulunun şirket müdürü seçilmesi kararının yayınlandığı görülecektir. Paydaşlar kurulunun şirkete müdür seçmesi müvekkilimin görevine engel bir durum olmadığı gibi bir ticari faaliyette değildir. Durum bu kadar açıkken sanki hukuki olmayan bir işlem yapılmış gibi haber yapılması hangi yayıncılık ilkesi ve ahlaki ile açıklanabilir? Bu haberlerin tek sebebi müvekkilime duydukları husumet; tek amacı ise karalamak ve çamur atmaktır. Kamuoyu haberlerin arakasındaki bu gizli niyeti çok iyi görmektedir.''
Yıldız, bugünkü kimi internet sitelerinde de bir RTÜK üyesinin iddialarına dayanılarak müvekkilinin
istifa edeceği ve uygun zamanı beklediği haberlerinin yer aldığını belirterek, şöyle dedi:
''Bu iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Müvekkilim görevinin başındadır ve gerçeğe aykırı bu haberlerden dolayı da görevini bırakacak değildir. Müvekkilim hakkında onun görevi ile ilgili hukuka aykırı tek bir
eylem ve işlemi yokken sadece karalayıcı iddia ve iftiralardan dolayı istifasını bekleyenler umduklarını bulamayacaklardır. Alnı ak ve başı dik şekilde ilk günden beri yaptığı gibi görevinin hukuk çerçevesinde ve görev sorumluluğu içinde devam ettirecektir.''