28 Şubat iddianamesine giren ve Jandarma Genel Komutanlığı'ndan gönderilen gizli ibareli Orgeneral Teoman Koman imzalı 4 sayfalık belgede kan donduran emirler yer alıyor.
"Bidon minarelerin hepsini yıkın"
Star'da yer alan habere göre Emekli Orgeneral Koman imzalı belgede “İbadet bir ihtiyaç olmakla beraber mevzuat resmi dairelerde cami ve mescit açılmasına cevaz vermemekte. Bundan böyle ihtiyaç halinde mescit açılabilirse de büyük masraflarla cami yapımına gidilmeyecek. Devlet parası sarf edilerek herhangi bir işe yaramayan bidonların kaynaklanması suretiyle yapılan minareler yıkılacak. Cami ve mescit duvarlarında manası bilinmeyen eski Türkçe yazılar kaldırılacak, rahle, tesbih, takke gibi TSK kıyafet kararnamesine uygun olmayan malzemeler kullanılmayacak” denildi.
"İpte Başbakan sallandırmış orduyuz"
28 Şubat iddianamesinde TSK’dan irtica sebebiyle atılan mağdur subayların ifadeleriyle savcılığa verdikleri belgeler de yer aldı. Kıdemli Yüzbaşı iken TSK’dan atılan İlhami Tan’ın verdiği “Cami Talimatı” başlıklı ilgili komutanlarca imzalı belgede, 10 Kasım 1993 tarihinde Kara Harp Okulu Öğrenci Alayı 1. Tabur 4. Bölük 13. Kısım Odasında 4. Bölük Komutanı Kurmay Kıdemli Binbaşı M.K.D.’nin yüzden fazla harbiyelinin hazır olduğu bir ortamda yaptığı konuşmaya yer verildi.
M.K.D. konuşmasında “Zamanında bu ordu ülkenin başbakanını ipte sallandırmıştır. TCK’nın 141., 142, 163. maddeleri sivilde kalkmış olabilir ama askeriyede kalkmadı. Dili uzayanın işini bitiririz. Bu ordu kaç kere ihtilal yapmış bir ordudur, kurmay olabilmemiz için belli çizgilerin dışına çıkamazsınız” diyor.
Fişleme için 2 gizli kamera
Bugün'de yer alan habere göre Uzman Çavuş Davut Kurtuluş tarafından savcılığa iletilen bir belgede personel fişlemeleri için gerekli ekipmanın teminine ilişkin bilgiler aktarıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanı E. Ş. imzalı ve 6 Mayıs 1997 tarihli belgenin teklifler bölümünde şu ifadeler yer aldı:
"Yıkıcı, bölücü ve irticai unsurlarla ilişkili olan personelin faaliyetlerinin dökümante edilmesinde yararlanılmak amacıyla başlangıçta 2 adet gizli kamera, 5 adet özel fotoğraf makinası, 5 adet özel ses kayıt cihazı, 5 adet dinleme cihazı, İstihbarat Daire Başkanlığı için küçük bir adet fotokopi makinası, 1 adet bilgisayar ve yazıcı istihbarat ödeneğinden alınması, belirtilen istihbarat cihazlarının seçimi ve temini için MİT veya Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı'nın güvenilir elemanları ile amacımızı maskeleyerek işbirliğine gidilmesi."
Başçavuşa ‘müstehcen’ ceza
16 Haziran 1998 tarihinde ordudan ilişiği kesilen Başçavuş Orhan Köseoğlu'nun 9 Nisan 1997'de 3 gün oda hapsi ve 25 Mart 1997'de şiddetli tembih cezası almasının şoke eden sebebi de 28 Şubat iddianamesine girdi. 1/11.İçGv.P.Tb.K.Z.G. tarafından 20 Mart 1997 tarihinde Köseoğlu'na hitaben bir yazı gönderildi. Köseoğlu'nun dini görüş ve anlayışları sorgulanarak "Televizyon seyrederken genelde erotik sahneleri insanların izlememesi için kanal değiştirmenizi onaylamak mümkün değildir. Sizin bu seferlik yazılı ve sözlü olarak uyarıyorum" denildi.
Asker ailelerine fişleme ve ihbar görevi
8. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Kurmay Başkanı Albay Mehmet Sansar imzalı 'Haber Toplama' konulu emir belgesi, 28 Şubat sürecindeki fişleme mekanizmasının boyutunu gözler önüne serdi. "KİŞİYE ÖZEL' antetli 1997 tarihli belgede, "Türkiye Cumhuriyeti ve TSK'yı iç ve dış kuvvetlere karşı koruma ve kollamak her Türk vatandaşının olduğu kadar, TSK personeli ve onların eş ve çocuklarının da en büyük milli görevidir. Bu bakımdan KKK'nın tüm personeli ve aileleri birer haber toplama vasıtasıdır. Personel ve ailelerinin elde edeceği her türlü belge, bilgi ve haberler sisliler yoluyla üst komutanlığa ulaştırılması emredilmiştir" denildi.
Düzenli camiye gidenler hedefte
Sözde irtica tehdidine karşı oluşturulan 64 sayfalık 'Yavuz Psikolojik Harekat Planı'nın 1992'de yürürlüğe konulduğu ve 1999'da güncellendiği belirlendi. 'GİZLİ' ibareli plana göre, düzenli camiye giden kamu görevlileri, Diyanet İşleri Başkanlığı personeli, İlahiyat Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencileri, inanç yapısına dayalı istismara açık halk kesimleri gibi birçok kitle hedef olarak belgede yer alıyor.
Gökçek’in fıskiyesi de ‘irtica’ tehdidi
İddianamedeki en dikkat çeken belgelerden birisi ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in yaptırdığı fıskiyeleri de irtica tehdidi gören bilgi notu oldu. Notta “Çevre düzenlemesi olarak yapılan fıskiyeli çeşmelerin Tahran’da görülenlerin bir benzeri olduğu ve her iki şehri görenler için Ankara-Tahran arasında psikolojik ilişki kurmayı amaçladığı anlaşılmaktadır” denildi.