Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, polisin görevinin suç meydana gelmeden önlemek olduğunu belirterek, gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesi ile ilgili, “Maalesef bu olay olmuştur. Olduktan sonra da tüm imkanlar kullanılarak
saldırgan yakalanmıştır” dedi. Çalışkan, Dink'in öldürülmesi olayının başka olaylarla bağlantısı olduğuna dair ellerinde bilgi olmadığını söyledi.
İsmail Çalışkan, haftalık basın bilgilendirme toplantısında, 81 il
emniyet müdürünün katıldığı değerlendirme toplantısında 2006 yılının genel bir değerlendirmesinin yapıldığını ve 2007 yılına ait beklentiler ile güvenlik konseptinin oluşturulması ve 2007 bütçesinin görüşüldüğünü bildirdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü, Telif Hakları ve
Sinema Genel Müdürlüğü ile
Yunanistan Kamu Hukuku Merkezinin
işbirliği ile “Fikri Mülkiyet Hakları Uygulamaları” konulu 29-31 Ocak tarihleri arasında bir toplantı düzenleneceğini belirten Çalışkan, toplantıya
Adalet Bakanlığı,
Kültür ve
Turizm Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Yunanistan,
Litvanya ve Finlandiya'dan toplam 120 kişinin katılacağını kaydetti.
MOBESE'NİN ÖNEMİ
Kent
Güvenlik Yönetim Sistemlerinin (MOBESE) son olaylarda öneminin bir kez daha ortaya çıktığını belirten Çalışkan, “Son olarak
İstanbul ilimizde meydana gelen menfur saldırının failinin yakalanmasında
kamera sistemlerinden elde edilen görüntülerden yararlanmış olması da Kent Güvenlik Sistemlerinin önemini bir kez daha vurgulamaktadır” diye konuştu.
Çalışkan, MOBESE projesinin diğer illerde de hayata geçirilmesi için bütçeden 15 milyon YTL ayırıldığını söyledi.
Bugün milyonlarca öğrencinin karnesini alacağını vurgulayan Çalışkan, notlarında zayıf olan öğrencilerin üzülmemelerini, velilerin de çocuklarına kızmamalarını istedi.
SORULAR
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çalışkan, Hrant Dink'in
katil zanlısı Ogün Samast'ın fotoğrafının
Türk bayrağı ve Atatürk'ün sözleri fon alınarak çekilmesi olayıyla ilgili soruya, “Söz konusu fotoğraf İstanbul'da değil
Samsun'da çekilmiş. Samsun Emniyet Müdürümüzle görüştüm. Bu konuyla ilgili bir açıklama yapacaklarını söylediler” karşılığını verdi.
Polisin görevinin aldığı istihbaratlar doğrultusunda suç işlenmeden suçun önlenmesini sağlamak olduğunu vurgulayan Çalışkan, “Maalesef bu olay olmuştur. Olduktan sonra da arkadaşlarımız ellerindeki tüm imkanları kullanarak saldırganı ve irtibatlı kişileri kısa sürede ele geçirmişlerdir” dedi.
Zanlıya “TEM” yazılı şapkanın giydirilmesinin doğru olup olmadığı sorusuna da Çalışkan, “Bu uygulamayı yapan birimin takdiri, ben yorum yapamam” karşılığını verdi. Cinayet ve
cinayet sonrası gelişmelerle ilgili bir soru üzerine ise Çalışkan, konunun
Cumhuriyet savcılığına intikal ettiğini, kendisinin değerlendirme yapmasının söz konusu olamayacağını belirterek, soruşturmanın sürdüğünü vurguladı.
KORUMA
Çalışkan, suikastle ilgili güvenlik zafiyeti olup olmadığı şeklindeki soru üzerine ise tüm bunların değerlendirildiğini bildirdi. Terörle mücadelenin yalnızca polisiye tedbirlerle yapılamayacağını vurgulayan Çalışkan, bu mücadeleye tüm vatandaşların katkı vermesi gerektiğini söyledi.
Dink'in cenaze töreninde atılan “Hepimiz Hrant'ız, hepimiz
Ermeni” sloganıyla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Çalışkan, “Biz polisiz, bu tür konularda yorum yapmayız. Biz
Anayasa ve yasalar çerçevesinde görev yapıyoruz” dedi.
Çalışkan, 301. maddeyle ilgili yargılananlara koruma verilip verilmeyeceğinin sorulması üzerine, “Mevzuatımıza göre bir kişi hakkında korunmasına dair istihbarat raporu verilirse, o kişi hakkında
komisyon karar vererek koruma tahsis edilir” diye konuştu. Trabzon'a bundan sonra polis olarak önem verip vermeyecekleriyle ilgili soru üzerine Çalışkan, bütün illere aynı önemi vereceklerini, suçun yoğunlaştığı yerlerde ise önlemlerini ona göre geliştireceklerini ifade etti.
“HERKES KENDİNE BİR İSİM VERİYOR”
“
TBMM duvarına konulan bombalı paketten TİT imzalı bir kağıt çıktığını ve
Yasin Hayal ile Ogün Samast'ın serbest bırakılmasının istendiğinin” hatırlatılması üzerine Çalışkan, konuyla ilgili
Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi. TİT'in ne olduğunun sorulması üzerine Çalışkan, “Herkes kendine bir isim veriyor” dedi.
Çalışkan, Dink suikastının
Danıştay, Rahip Santorya veya diğer olaylarla ilgili bağlantısının olup olmadığının sorulması üzerine, “Emniyet Genel Müdürlüğü olarak bizde böyle bir bilgi yok. Savcılık araştırmasını sürdürüyor” diye konuştu.
81 il emniyet müdürlerinin toplantısı ile ilgili bilgi de veren Çalışkan, Emniyet müdürlerinin illerindeki olaylarla ilgili değerlendirmeler yaptığını, bazılarının yasal eksikliklerden bahsettiğini, bazılarının dernekler yasasındaki boşluk nedeniyle
kumar olaylarının arttığını anlattığını, polisin tebligat yapmasının işleri aksattığı gibi çeşitli konuların ele alındığını anlattı. Çalışkan, “Arkadaşlarımız ellerindeki çeşitli projeleri de anlattılar, bu projelerde değerlendirildi” dedi.
Toplantıda Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun CMK'ya uygun düzenlenmesinin de ele alındığını vurgulayan Çalışkan, polisin özlük haklarının da gündeme geldiğini bildirdi. Çalışkan, toplantı sonunda bir
bildiri yayınlanmasının söz konusu olmadığını, gerek duyulması halinde basın açıklamasının yapılabileceğini kaydetti.
GAZETECİLERİN TEPKİSİ
Bu arada, il emniyet müdürlerinin toplantı yaptığı salona gazetecilerin yaklaştırılmaması ve gazetecilerin engellenmesi için Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden bir ekibin gelmesi
tartışma çıkardı.İsmail Çalışkan'ın toplantısını her hafta Haberleşme Daire Başkanlığı kamerası izlerken, bu hafta Terör Daire Başkanlığı'ndan bir kameranın da gazetecileri görüntülemesi, gazetecilerin tepkisine yol açtı. Tepki üzerine Çalışkan, konuyla ilgileneceğini söyledi.