Kartal 2. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki
duruşmaya, ''çevrenin kasten kirletilmesi'' suçunu düzenleyen TCK'nın 181/4. maddesi uyarınca 5 yıla kadar
hapis istemiyle tutuksuz yargılanan Unifar Genel Müdürü Mehmet Ferhat
İlhan, arıtma sorumlusu Kimya Mühendisi Emine Özbek ile
üretim şefi Hüseyin
Hilmi Özdal katıldı. Duruşmada ayrıca, bu konuda açılan diğer davada yargılanan
sanıklardan hafriyatçı Ali Ayvenli, kamyon şöforü Mehmet Suiçmez, bekçi Turan Yılmaz ile varillerin nakledilmesinde kullanılan kamyonu sağlayan Şerafettin Eyüboğlu da hazır bulundu. Duruşmada
Çevre ve
Orman Bakanlığı'ndan iki yetkili de müdahil olarak yer aldı. Mahkeme heyeti, her 2 davanın tek dosyada birleştirilmesine karar verdi.
-GENEL MÜDÜR SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ-
Duruşmada, Unifar Genel Müdürü Mehmet Ferhat İlhan suçlamaları kabul etmeyerek, ilaç hammaddesi ürettiklerini söyledi. İlhan, "30 yıldır sektörde bulunan bir firmayız. ABD ve
Avrupa ülkelerine
ihraç yapmaktayız. Firmamızın tüm izinleri kanunlara ve nizamlara uygundur. Orhanlı'da bulunan atıkların firmamızla bir ilişkisi bulunmamaktadır.
TÜBİTAK raporlarında da bu açıklığa kavuşmuştur. Beraatimi istiyorum'' dedi.
Duruşmada ifade veren üretim şefi Hüseyin Hilmi Özdal ise üretim ve atık işlemlerinin yasalara uygun olarak yapıldığını, Orhanlı'da bulunan ve zararlı madde içeren atık varilleriyle ilgilerinin olmadığını tekrarladı. Özdal, "İşçilerimizin elleriyle poşetlere koyduğu atıkların aynısını varillere doldurduk. Bunlar zararlı atıklar değildir, evsel nitelikli atıklardır" dedi.
Kimya Mühendisi Emine Özbek de Unifar'da tehlikeli atık ve artık maddelerin bertaraf ve
geri dönüşüm faaliyetlerinin yönetmeliklere uygun olarak lisanslı firmalar aracılığıyla yapıldığını, bu işin de Gürtpet, İZAYDAŞ, Çinkarlar şirketlerine verildiğini söyleyerek "
Tuzla Orhanlı Beldesi'nde bulunan maddeler TÜBİTAK'ın raporlarından da anlaşılacağı üzere ilaç yapımında kullanılmayan maddelerdir. Bu
savcılık aşamasında, diğer bilirkişi raporunda da belirtilmiştir. Benim çevreyi kirletme gibi bir kastım yoktur" diye konuştu.
Hafriyat işiyle uğraşan sanık Ali Ayvenli de 2003 yılında Mustafa
Nevzat İlaç Sanayiinden çağrıldığını anlatarak, kendisine bir
futbol sahasının düzeltilmesi işinin
teklif edildiğini söyledi. Ayvenli, ''Bu işleri yaparken Kimya Mühendisi olan Hilmi isimli şahısla muhatap oldum. Top sahasının içinde çamurlu poşetler gördük. Bize bunların arıtmadan çıkan poşetler olduğunu söylediler. Şekerpınar ile Aydınlı Mevkii'nde bulunan iki ayrı resmi döküm sahasına bunları dökmemizi istediler. Biz bunları götürdük. Yine top sahasının içindeki depoda varillerin bulunduğunu, içlerinde de ilaç artıklarının ve bu poşetteki malzemelerin aynısından bulunduğunu söylediler. Ancak Şekerpınar ve Aydınlı Mevkii'ndeki döküm sahalarına götürdüğümüz varilleri saha yetkilisi almadı. Durumu Hilmi Beye bildirdim. Bu sefer bana Orhanlı Tepesi'nde bir yer gösterdiler. Nakliye için de anlaştık. Ben bu varilleri gösterilen yere götürdüm. Varilleri öylece bıraktık. İçi boşalmayınca, bize üzerlerini toprakla kapatmamızı, yağmur yağdığında içindeki malzemenin eriyeceğini söylediler. Biz de üzerlerini toprakla kapattık. Maddelerin zararlı olduğunu bilmiyordum.'' dedi.
Sanık Mehmet Suiçmez de sadece kamyonu kullandığını ve olayla ilgisinin olmadığını öne sürdü. Varillerin bulunduğu taş ocakları mevkiinde bekçilik yapan Turan Yılmaz ise olayla ilgisinin olmadığını ve bir şey görmediğini söyledi. Hakimin polis ve savcılık ifadelerinde olayı ayrıntılarıyla anlattığını hatırlatması üzerine Yılmaz, her 2 ifadesini de kabul etmediğini ifade etti.
Varillerin taşındığı kamyonu sağlayan Şerafettin Eyüpoğlu da kamyonu Mehmet Suiçmez'e emanet olarak verdiğini ve olayı bilmediğini öne sürdü.
Mahkeme heyeti, duruşmayı, sanık avukatları tarafından
delil ve
tanık bildirmeleri için süre istemesi üzerine erteledi. Duruşma sonrası basının görüntü almasını istemeyen sanıklar, hızla araçlarına binerek adliyeden ayrıldı.
Tuzla'nın Orhanlı Beldesi'nde geçen
Nisan ayında ihbar üzerine İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce yapılan çalışmalarda yaklaşık 640 varil ile atık poşetler bulunmuştu.