Yabancı
sermaye için uluslararası
tahkimi kabul etmenin kaçınılmaz hale geldiğinin kaydedildiği panelde akademisyenler, iyi hazırlanmamış sözleşmelerin tahkim sürecinde tarafları büyük bedeller ile karşı karşıya bıraktığına dikkat çekti.
Panelin açılışında konuşan İGİD Başkan Yardımcısı Refik Uzun, dış ticaretin her geçen gün önem kazandığı günümüzde firmaların uluslar arası tahkim süreci hakkında bilgi sahibi olması gerektiğini ifade etti. Uzun, düzenlenen panelin bu alandaki akademik duyarlılığı yansıtmayı ve kamuoyunu bilgilendirmeyi hedeflediğini dile getirdi.
İzmir Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Merdan
Hekimoğlu da panelin açılışında yaptığı konuşmada, uluslar arası tahkim ile
yabancı yatırımlar ve dış ticaretin hukuki güvenceye kavuştuğunu anlattı. Prof. Hekimoğlu, tahkim ile uyuşmazlıkların resmi yargı organları yerine taraflarca onaylanan
hakem heyetlerince çözülmesinin hedeflendiğini ifade ederek dış ticarette bu sürecin giderek daha fazla
tercih edilir hale geldiğini söyledi.
İZMİR TAHKİM MERKEZİ OLABİLİR
İzmir Adliyesi
Konferans Salonu'nda yapılan ve Prof. Dr. Merdan Hekimoğlu'nun yönettiği ilk oturumda Prof. Dr. Nuray
Ekşi, Türkiye'nin taraf olduğu ICSID tahkim davalarında gelişmeler ve karşılaşılan sorunlar, Yrd. Doç. Dr. Hüsnü Turanlı, uluslar arası ticarette tahkim neden tercih edilmeli, Prof. Dr. Bilge Tanrıbilir, Milletler Arası Tahkim Kanunu'nun ilk 10 yılında karşılaşılan sorunlar ve Yrd. Doç. Dr. Bilgehan Yeşilova ise yabancı hakem kararlarının uygulanmasında karşılaşılan sorunlar başlıklı tebliğlerini sundular.
Konuşmacılar, uluslar arası ticaretin ve küresel ekonominin geldiği noktanın uluslar arası tahkimi kabulü zorunlu ve yabancı sermaye yatırımları için vazgeçilmez hale getirdiğini belirtti. İzmir'in,
Londra ve
Paris gibi önemli bir tahkim merkezi olabileceğinin vurgulandığı ilk oturumda devlet olarak karşılaşılan ve büyük tazminatlara konu olan tahkim davalarından örnekler verildi.
"ARABULUCULUK ANADOLU KÜLTÜRÜNDE VAR"
Kamuoyunda önemli tartışmalara neden olan Arabuluculuk Yasası ise Prof. Dr. Nuray Ekşi'nin yönettiği öğleden sonraki oturumda ele alındı. Panelistler, yasalaşma sürecindeki arabuluculuk kurumunun yargıya alternatif olacağı eleştirilerinin gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Doç. Dr.
Hacı Can, tarafların onay ve tercihindeki özgürlüğü ile arabuluculuğun birçok uyuşmazlığın yargıya taşınmadan çözülmesini sağlayacağını vurguladı. Doç. Can, dünyada çok sayıda ülkede başarı ile uygulanan arabuluculuk kurumunun yargının yükünü hafifleteceğini ifade etti.
Paris ve
İstanbul Barosu avukatlarından Banu Anıl ise arabuluculuk kurumunun
Anadolu kültüründe hep var olduğuna dikkat çekti ve ülkemizde de başarı ile uygulanabileceğini ifade etti.
(CİHAN)