Ankara'da devam eden
faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında dün üçüncü kez ifadesine başvurulan eski
Özel Harekât polisi
Ayhan Çarkın, yine çok
tartışma çıkartacak iddialar ortaya attı. Çarkın, 1996'da kaçırıldıktan sonra öldürüldüğü iddia edilen MİT'çi
Tarık Ümit'in
infaz edildiği yere dair krokiyi eliyle çizip geçen martta
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali'ye verdiğini belirterek, “Krokiyi çizdim neden gidip bakmadılar” dedi. Eski Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim
Şahin,
Mehmet Ağar ve Hanefi
Avcı hakkındaki suçlamalarını da sürdüren Çarkın, dönemin Başbakanı
Tansu Çiller'in eşi
Özer Çiller için ‘Götürücü” ifadesini kullandı. Çarkın ayrıca
DHKP-C lideri Dursun
Karataş'ın da polisle ilişkisi olduğunu öne sürdü.
Çarkın ve diğer
tutuklu eski Özel Harekâtçı Ercan
Ersoy ile birlikte ifadeleri için dün Ankara Adliyesi'ne getirildi. Ersoy'un yaklaşık 40 dakika süren ifadesinin ardından, Çarkın'ın ifadesine geçildi.
İnşallah tepeye uzanır
Çarkın
sorgu için Savcı Hakan Yüksel'in odasına alınırken gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Çarkın, “Soruşturmanın dönemin üst düzey yöneticilerine uzanıp uzanamayacağı” şeklindeki soruya, “İnşallah” yanıtını verdi. Çarkın, “Adalete biz karışmayız ben üzerime düşen görevi yapıyorum” dedi.
Çarkın bu açıklamalarının ardından ek ifade işlemi için Savcı Yüksel'in odasına geçti. Sorgu sırasında yoğun güvenlik önlemi alınırken jandarmaların odanın önünde
nöbet tutması dikkat çekti. Çarkın ifade işleminden sonra da gazetecilere, “Süreci takip ederseniz daha iyi olur. Adalete güvenin, karanlıklar mutlaka aydınlanacak” diye seslendi.
Çarkın'ın savcıya verdiği ifadesinde söylediği en çarpıcı konu, Tarık Ümit ile ilgiliydi. 1996'da kaçırıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan MİT'çi Tarık Ümit ile kendi elleriyle gömdüğünü söylediği Ayhan Efeoğlu'nun infaz edildiği yerlere ilişkin çizdiği krokiyi mart ayında kendisini sorgulayan İstanbul'da görevli Savcı Hakan Karaali'ye verdiğini söyledi. Çarkın, “Krokiyi çizdim neden gidip bakmadılar” dedi.
Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfü Topal'ın, kumarhanelerinin ele geçirilmesi için infaz edildiğini savunan Çarkın, “Biz devlet için yaptığımızı biliyorduk ama devlet için değilmiş” diye konuştu. Çarkın, faili meçhul cinayetlerin
Kürt baronlarını
tasfiye etmek amacıyla yapıldığını iddia ederek, “Ancak bu tasfiye hareketi içinde yer alanlar kendileri baronlaşıp, para trafiğini kendileri ele geçirdiler” dedi.
Akyürek'in ölümü
şüpheli
Çarkın faili meçhul cinayetlerle ilgili sürecin Özgür Gündem'in bombalanmasıyla başladığını da anlattı. Çarkın,
Susurluk sürecinde bir kazada ölen
Hakim Akman Akyürek'in ölümünün de şüpheli olduğunu belirtti. Akyürek, ‘Susurluk
Araştırma Komisyonu'
raportörü olarak görev yaparken TEM'de kazada ölmüştü.
Ayhan Çarkın'ın bu iddiaları yine çok tartışılacak
‘Ağar kesİnlİkle ele başıdır'
Çarkın dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar için “Kesinlikle bu işin içinde,
elebaşı. Gerçekleri söylemiyor” dedi. Çarkın, eski MİT'çi Mehmet Eymür'ün de gerçekleri anlatmadığını söyleyerek “Kendisini kurtarmak için bilgiyi vermemiştir” diye konuştu.
Avcı'nın da bİlgİsİ var
Devrimci Karargâh soruşturmasından tutuklu eski Emniyet Müdürü
Hanefi Avcı'nın faili meçhul cinayetler konusunda bilgisi bulunduğunu savunan Çarkın, “Avcı da bu işin içindedir” dedi. Özel
Harekat Daire Başkanı
İbrahim Şahin'in ise ekibin başı olduğunu söylediği öğrenildi.
Çiller bu durum kullandı
Eski
özel harekat polisi Ayhan Çarkın, Susurluk dönemin ana muhalefet partisi lideri
Mesut Yılmaz ile aynı dönemin Başbakanı
Tansu Çiller'in de
emniyet içindeki yapılanmadan bilgisi olduğunu savundu. Çarkın'ın, Tansu Çiller eşi Özer Çiller'in bu durumu kullandığını söyleyedi.
Dursun Karataş İşbİrlİğİ yaptı
Çarkın ifadesinde ayrıca, Dev-Sol ve devamında kurulan DHKP-C ile ilgili de çarpıcı bir iddiayı dile getirdi. Çarkın, DHKP-C lideri Dursun Kara-taş'ın polisle
işbirliği yaptığını gördüğünü öne sürerek, “Kendisini İstanbul'da gördüm” dedi. Çarkın,
Yeşil için ise “O çok güçlü biriydi” dedi.
Bu üç gencin yerini de biliyor
AYHAN EFEOĞLU:Yıldız Üniversitesi öğrencisiydi. Siyasi şube polisleri tarafından defalarca tehdit edilmişti. 6
Ekim 1992'de İstanbul'da polis tarafından gözaltına alındıktan sonra bir daha görünmedi.
HÜSAMETTİN YAMAN:
İstanbul Üniversitesi öğrencisiydi. 4
Mayıs 1992'de, bir diğer kayıp İÜ Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi öğrencisi Soner Gül ile birlikte, polis tarafından gözaltına alındı. Bir daha haber alınamadı.
SONER GÜL:
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisiydi. 4 Mayıs 1992 günü arkadaşı İÜ öğrencisi
Hüsamettin Yaman ile birlikte polis tarafından gözaltına alındı.
İstanbul'daki savcı çete bile saymadı
Ayhan Çarkın, 22
Mart 2011'de
Radikal'de yayımlanan itiraflarının ardından 25 Mart'ta gözaltına alındı ve İstanbul Özel Yetkili
Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali tarafından sorgulandı. Tutuklanması için mahkemeye sevk edildi ancak serbest bırakıldı. Çarkın o günkü sorgusunda yine işlediği ve
tanık olduğu cinayetleri anlatmıştı. Kendisinin bizzat karıştığı cinayetlerden biri de Ayhan Efeoğlu'ydu. Çarkın, Efeoğlu'nu bir çuvalın içinde götürüp
Trakya tarafında bir ormana attıklarını söyledi. Bunun üzerine Efeoğlu ailesi savcıya başvurdu. Ancak Savcı Karaali'den olayla ilgili şok bir karar geldi. Efeoğlu'nun kayıplık iddiası hakkında soruşturmanın yeniden açılması talebine savcının cevabı, “Bunlar çıkar amaçlı
suç örgütü faaliyeti ya da organizasyonu değildir” oldu. Avukat
Taylan Tanay kararı “Susurluk çetesi yok sayıldı” derken Avukat
Ergin Cinmen ise itirafların örgütü gösterdiğini belirtmişti.
RADİKAL