CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal'ın
istifa kararına ilişkin açıklaması basına dağıtıldı. Günlerdir hakkındaki iddialara ilişkin değerlendirmelerinin beklendiğini belirten Baykal, bu konudaki kararını açıkladığını söyledi. Parti genel merkezinde basının karşısına çıkan Baykal, sözlerine bunun bir
kaset olayı olmadığını belirterek başladı.
Hakkındaki iddiaları "
komplo' olarak nitelendiren Baykal, komplonun, hukuk dışı, ahlak dışı bir tertip anlamına geldiğini hatırlattı. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir komplo yaparken bazen haneye
tecavüz edersiniz. Duvarlara, eşyalara gizli kameralar yerleştirirsiniz. Gizli çekimlerle insanların en korunaksız görüntülerini alırsınız, kesersiniz, biçersiniz, aktarırsınız, montaj yaparsınız, çarpıtırsınız. Böyle yaparken de dünyanın her yerinde bütün dinlerin, bütün rejimlerin, bütün ahlak anlayışlarının güvence altında olan insanoğlunun mahremiyetine tecavüz edersiniz. Ar, haya ve utanç bunu yapanlar için anlamını kaybeder. İnsanların şerefleri onların umurlarında değildir. Önümüzdeki komployu gerçekleştirenler bunu sapık oldukları için yada ticari
kazanç sağlamak için veya
şantaj yapmak için düzenlememişlerdir. Siyaset yapmak için düzenlemişlerdir." dedi.
Bunun, ahlaklarına, vicdanlarına uygun bir
siyaset yolu olduğunu ifade eden CHP Lideri, bu komplonun bugünkü siyasi konjonktürün eseri olduğunu iddia etti. Baykal açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Yıllardır bekletilen bir kaset yoktur. Bir kaset ele geçirilmiş değildir. Bir komplo imal edilmiştir. Taze, iki haftalık bir komplo vardır. Bu komplonun hedefi bir kişi değil, onun çok ötesinde
Cumhuriyet Halk Partisi'nin neredeyse tek başına yürüttüğü cumhuriyete, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne sahip çıkan
sivil darbe, sivil dikta rejimlerine karşı vermekte olduğu mücadelesidir. Bu komplo
Cumhuriyet Halk Partisi'nin anayasa ve rejim kavgası vermekte olduğu bu son iki hafta içinde düzenlenmiş ve piyasaya sürülmüştür. Komplo tezgahı malzemelerle, çekimleriyle günceldir, tazedir. Meskene tecavüz ve ileri teknoloji kullanımı yoluyla tezgahlanan bu komplonun
iktidar gücü ve olanakları seferber edilmeden bir Muhalefet Partisi Genel Başkanına karşı bu kadar fütursuzca icra edilebilmesi mümkün değildir. Ana Muhalefet Lideri'nin hukukuna, ahl
akına tecavüz eden bu kadar kaba bir komplo tezgahının iktidar zirvesinin bilgisi ve onayı olmadan son iki hafta içinde hazırlanıp piyasaya sürülmesi sözkonusu bile olamaz. Olay sonrasında sergilenen sözde iyi niyetli, hakşinas olmaya çalışan yapay tavırlar, üzüntü beyanları perde arkasındaki tezgahın suçluluğunu örtbas etmeye yetmez. Ana Muhalefet Liderine yönelik bu kadar kaba kanunsuzluk, bu kadar kaba ahlaksızlık bugünlerin ortamında iktidarın bilgisi ve onayı olmadan gerçekleştirilemez, piyasaya sürülemez. Komployu ayıplar gibi yapanlar aslında bizzat ayıbı işleyenlerdir. Bu çerçevede başka bir sorumlu arayışına çıkacak olanlara yardımcı olmak üzere
Amerika Birleşik Devletlerinden, Pensilvanya'dan aldığım üzüntü ve
destek mesajlarının samimiyetine inandığımı da söylemek isterim. Hukuksuz ve ahlaksız komploları temel alan, çok ayıp ama diye başlayan yorumlarla
hesap sormaya siyaset düzenlemeye çalışanlara da söyleyecek bir sözüm var. Ahlaksız ve hukuksuz komplolara itibar ederek ne ahlakı, ne hukuku, ne de siyaseti savunamazsınız. Komplo yapanlar zaten işlerini sizlere güvenerek yapıyorlar. Komploculuğa hayat alanı açanlar çok ayıp ama diyenlerdir. Hukuksuz ve ahlaksız komploları hazırlayanların ve onların komplolarına itibar edenlerin, dürüst ve onurlu insanların manevi cesetlerini çiğneyerek nereye kadar gidebileceklerini hep beraber göreceğiz. Bunun nasıl bir
Türkiye oluşturmakta olduğunu er geç anlayacağız. Kendinden menkul bir ahlak zabıtalığını bizzat deruhte edenlerin insanlık tarihi boyunca Hazreti Peygamberden başlayarak günümüze kadar ne mağduriyetlere yol açtıklarını çok iyi biliyoruz. Bu tablo karşısında bana da bir görev düştüğünün farkındayım. Bu kara kampanyaya teslim olmayacağım. Bu hukuksuz ve ahlaksız komplo nedeniyle kimsenin beni sorgulamasına izin vermeyeceğim. Eğer bunun bir bedeli varsa ve bu bedel Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığından ayrılmaksa o bedeli de ödemeye hazırım. Benim Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığından istifa etmem hiçbir şekilde bu komploya teslim olmak ya da kaçmak anlamına gelmez. Tam tersine bu bir meydan okumadır. Bu anlayışla bugün Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığından istifa ediyorum. Bu komplonun hedefi sadece ben değilim. Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi de bu kirli tezgahlar karşısında yolunu seçmek zorundadır. Benim istifa kararım hem Türkiye siyasetini ve Cumhuriyet Halk Partisini yeniden tanzim etmek isteyenlere bir imkan tanıyacak, hem de Cumhuriyet Halk Partisine bu komployla hesaplaşma fırsatı verecektir. Yalansız, dürüst, cesur bir duruş sergilemek sadece benim işim olmamalıdır.
Deniz Baykal'ın ve Cumhuriyet Halk Partisinin ötesinde bütün Türkiye olarak hepimiz
hileye ve şerre dayalı bir kalleşlik politikasına dur demek zorundayız. Umarım bütün bu yaşananlar ve benim istifam Türkiye'de yeni bir uyanışın başlangıcı olur. İnşallah bir kez daha şerden bir hayır çıkar, hile
hurda yapanlar değil, dürüst ve namuslu olanlar kazanır. Bu olayda ve bugüne kadar bütün iyi kötü günlerimde bana destek veren, sahip çıkan her siyasi düşünceden vatandaşlarıma, Cumhuriyet Halk Partisinin vefakar, fedakar,
yiğit örgütüne, birlikte görev yaptığım çalışma arkadaşlarıma, üzerimde emeği olan, hakkı olan tanıdığım, tanımadığım bütün insanlara refahları ve mutlulukları için bir
yaşam boyu uğrunda mücadele ettiğim bütün vatandaşlarıma, bize kızan, bizi seven, oy veren, vermeyen, üzerimde hakkı olan, olmayan herkese yaşamımın her anını anlamlı kıldıkları için teşekkür ediyorum. Ben sizlere hakkımı
helal ediyorum, sizde hakkınızı bana helal ediniz. Teşekkür ederim.'' (CİHAN)
DENİZ BAYKAL'IN HAYAT HİKAYESİ:
İşte kaset skandalının ardından CHP Genel Başkanlığı'ndan bugün istifa eden Deniz Baykal'ın hayat hikayesi.
1938
Antalya doğumlu, Türk
avukat ve siyasetçi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin ikinci kurucusu ve başkanıdır. CHP başkanı olarak 5 kez
seçimlerde başbakan
adayı olmuş ancak başbakanlık koltuğuna oturamamıştır.
37., 42. ve 52. hükümetlerde yer aldı.
Dışişleri Bakanı,
Başbakan Yardımcısı,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve
Maliye Bakanı olarak görev yaptı.
Bir çok kez hakkında çıkan "CHP'lilerin kendisinin istifasını istediği" yönündeki haberleri yalanlamış ve partinin başında kalmıştır.
Kafkasya göçmeni Hüseyin
Hilmi Bey ile
Mısır göçmeni Feride Hanım'ın oğlu olan Deniz Baykal, 20 Temmuz 1938 tarihinde Antalya'da doğdu.
1959 yılında
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.
1960 yılında
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne asistan olarak girdi. 1963'te doktora çalışmalarını tamamladıktan sonra iki yıl ABD' de kaldı ve Colombia ile Berkeley üniversitelerinde çalışmalarını sürdürdü.
Siyasetle 1960'lı yıllara doğru
Demokrat Parti iktidarına karşı gelişen öğrenci hareketlerine katılmakla tanışan Baykal 1973
Ekim'inde yapılan Genel Seçimlerde CHP'den Antalya
Milletvekili seçildi.
1974 yılında kurulan I. Ecevit hükümeti'nde
Maliye Bakanlığı yaptı.
1978'de III. Ecevit hükümeti'nde ise Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlığı görevlerini üstlendi. Baykal bu dönemde
parti meclisi ve merkez yürütme kurulu, genel sekreter yardımcılığı görevlerinde bulundu.
12
Eylül 1980 askeri müdahalesinden sonra bir süre Ankara'da
Ordu Dil Okulu'nda gözetim altında tutuldu.
1982
Anayasa'sının 5 yıl süreyle siyasi yasağı getirdiği politikacılar arasında yer aldı. 1983 yılında siyasal partilerin kurulmasına izin verilmesinden sonra "yasaklı olmalarına rağmen faaliyetlerini sürdürdüğü " gerekçesiyle bir grup önde gelen CHP'li ve AP'li politikacıyla birlikte
Çanakkale Zincirbozan Askeri Tesisleri'nde 2. kez gözetim altına alındı.
1987 Eylül'deki genel seçimlerde SHP' den Antalya Milletvekili seçildi. SHP' de önce grup başkanvekilliği ardında da genel sekreterlik görevlerinde bulunan Baykal, Haziran 1988 de göreve başladığı genel sekreterlikten 10 Eylül 1990' da istifa etti.
Deniz Baykal Antalya Milletvekili olarak Türkiye
Avrupa Birliği Karma Parlementolararası Komitesi eşbaşkanlığını yürüttü.
Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisi üyeliğine seçildi.
TBMM Dışişleri Komisyon üyeliğinde bulundu.
Temmuz 1992'de kapatılan siyasi partilerin açılmasına izin veren yasanın sağladığı imkanla 9 Eylül 1992 tarihinde toplanan CHP Kurultayında Genel Başkanlığa seçildi.
Atatürk ve İnönü'nden sonra Baykal da tıpkı onlar gibi 54 yaşında genel başkan oldu. 18
Şubat 1995 günü SHP ve CHP'nin "Bütünleşme Kurultayı'"nda aday olmayarak genel başkanlıktan ayrıldı. 9 Eylül 1995 tarihinde birleşmeden sonra yapılan CHP Olağan Kurultayında genel başkanlığa seçildi. 30 Ekim 1995 Tarihinde kurulan DYP-CHP
koalisyon hükümetinde başbakan yardımcılığı ve
Dışişleri Bakanlığı görevlerini üslendi. Deniz Baykal, bir tek şartla kerhen bu koalisyonu kurdu, o da hemen
erken seçim olması idi. 24
Aralık 1995'te yapılan erken seçimle 19. Dönem Meclisi seçime götürüldü, bu CHP'nin ilk kurultayı olan
Sivas Kongresi'nin 76. Yılında, Deniz Baykal 57 yaşında iken oldu.
24 Aralık 1995 milletvekili genel seçimlerinde yeniden Antalya Milletvekili oldu. Seçimleri takiben 53.Hükümetin kurulmasıyla Dışişleri Bakanlığı ve başbakan yardımcılığı görevlerinden ayrıldı. 23
Mayıs 1998 Tarihinde yapılan Cumhuriyet Halk Partisi 27.Olağan Kurultayında genel başkanlığa 3. kez seçildi. 18
Nisan 1999 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi ve Deniz Baykal ilk kez seçim sonuçlarıyla parlemento dışında kaldılar. 22 Nisan 1999 Tarihinde alınan seçim sonuçları nedeniyle istifa eden Baykal, 30 Eylül 2000 Tarihinde Ankara'da toplanan Cumhuriyet Halk Partisi 11. Olağanüstü Kurultayında yeniden seçilerek üçüncü kez CHP Genel Başkanı oldu.
Kaset skandalının ardından 10 Mayıs 2010 günü CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa etti.
PARTİLİLER GENEL MERKEZE AKIN ETTİ
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın istifa kararının ardından partililer parti genel merkezine akın etti.
Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık da CHP'ye gelenler arasında.