Barnabas İncili ve illa da Veli Küçük Paşa!
Yıl 1981...Yer
Şırnak,
Uludere!..Avdan dönen köylüler bir mağaraya giriyor.
Babat Aşiret Reisi Korucubaşı Hazım Babat’ın babası Ferhat Babat bir kitap buluyor bu mağarada.
Kitap elden ele dolaşıyor. Derken dönemin
Malatya Milletvekili Hakkı Şengüler’in eline geçiyor. Parşömene yazılmış. Hiçbir şey anlamayınca papazlar alıyor ele. Onlar da çözemiyor hangi dilde yazıldığını. Derken filolog
Hamza Hocagil’e gidiyor kitap.
Hocagil Aramice dilini sular seller gibi biliyor. Yani Hz. İsa döneminde konuşulan dili! Kitap,Aramice yazılmış ve Süryabi alfebesi kullanılmış. Kitabın ilk sayfası şöyle başlıyor:
‘Ben Kıbrıslı Barnabius. Tespihe layık alemlerin rabbinden bir bütün olarak, Ruhu’l
Kudüs’le Meşaha’ya vahyolunan tıpkı İsa’dan duyduğum gibi, sadakatle, 48 gök yılları sonunda, dördüncü nüsha olarak aynen yazıyorum!’
Hocagil, ‘Bu Kitap Barnabas İncili’ diyor!
Yani 2000 yıldır kaybolan Hz. İsa’nın katibi, Aziz Barnabas yazmış.
Hocagil, İncil’le ilgili şunları söylüyor: ‘Lût kavmiyle ilgili bazı uyarıcı bilgiler vardı. Ancak bir
ayet dikkatimi çekti: ‘Bir Peygamber gelecek, ona tabi olanlar, dolgun başaklar (!) gibi büyüyüp gelişecek!’
Buraya kadar her şey iyi..
Hocagil, tam İncil’in tümünü
çeviriye başlayacakken, Jandarma gelip el koyuyor kitaba. Tam iki yıl
kilit altında kalıyor. Sonra
Genelkurmay Özel
Harp Dairesi gelip alıyor İncil’i Jandarma’dan.
Hocagil işin peşini bırakmıyor; 1986’da Turgut
Özal’a gidiyor, anlatıyor olan biteni. Turgut Bey de, özel harpçi
Orgeneral Sami Karamısır’a gönderiyor. ‘ Önce beni sorguya çektiler. Amacımın ne olduğunu sordular? Ben saedece çeviriyle ilgilendiğimi söyledim...’
Ve 1987 yılında
Özel Harp Dairesi Başkanlığı’nın kapısını çalıyor. Sami Karamısır Paşa’yla
Hayri Ündül Paşa’nın bilgileri kapsamında çeviriye oturuyor. Çeviri parasını
Harp Akademileri Komutanı Nahit Şenoğul Paşa ödüyor. Ancak İncil’in 19 sayfasını inceleyebiliyor. ‘Başımda Özel Harp Dairesine bağlı subaylar var.’
Ve 19’uncu sayfadan sonra, çeviri bitti yapı paydos diyorlar... Diyenler!
Ancak İncil’in son sayfasına da göz atıyor Hocagil. Aziz Barnabas, İncil’i dört nüsha yazdığını, birinin
İsrail’de, diğerinin
Arabistan Yarımadası’nda üçüncüsünün ise
Kuzey Irak’ta, Zaho taraflarında olduğu belirtilmiş. ‘Bu son sayfada Hz Davut’un kendi eliyle yazdığı
Arapça Zebur ve Hazreti
Harun’un bakır levhalara yazdığı On Emir’in de nerede olduğuna ilişkin bilgiler de vardı!’
Ve karşınızda
Veli Küçük!
Hocagil anlatmayı sürdürüyor: ‘Hz Davut’un sarayında bulunan İncil’i de tercüme ettim. Bu tercümeyi, Almanca ve
İngilizce olarak,
Yunanistan’daki Markos Yayıncılık için yaptım. Genelkurmay’daki İncil’le İsrail’de bulduğumuzun tek farkı tefsirli oluşuydu. Barnabas, Uludere’de bulunan İncil’e bazı şerhler düşmüştü. Çeviri parası olarak 15.000 dolar aldım!’
Peki, Hocagil’i Markos Yayıncılık ile tanıştıran kim? Adını son günlerde sıkça duyduğumuz,
Ergenekon soruşturmasının başlıca kişileriden Adem Taşdemir.
Taşdemir şimdilerin hahamı
Tuncay Güney’le birlikte ‘cürüm işlemek için
örgüt oluşturmak’ savıyla göz altına alınıp serbest bırakılmıştı. Dahası, Taşdemir, Veli Küçük Paşa’nın yaveriydi.’ Hamza Hocagil’in bir başka savıysa Barnabas İncili’nin hala Genelkurmay’da olduğu!
Bu işi daha iyi çözebilmek için
Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi’ne bakacaksınız.
Hani şu cemaati olmayan, garip yere!
Örneğin
Romanya’da
büyükelçi’ken Hamdullah Suphi Tanrıöver, bu ‘Patrikhane’ yaşasın, gelişip boy atsın diye, 1935’de, 70 kadar kızlı erkekli Hıristiyan gencini
İstanbul’a getirir ve 1943’de bunların nüfus kağıtlarına Hıristiyan Türk Ortodoksu yazılır!
Ama başka kimse bu ‘Patrikhanenin kapısını çalmaz.’ Rum Ortodoks Patrikhanesi varken. Türk Ortodoks Patrikhanesi ne de mene bir gareabettir, bi düşünün hele! Hangi akıllara ziyan asarıdır ve de gelecekte başımıza ne işler açmıştır! Bu 70 Hıristiyan
genç de, bir süre sıkılır, toptan
Müslüman olur. Tanrıöver köpürür:’Benim yetmiş gencime sahip çıkamadınız! Müslümanlığın kitabında yetmiş kişi mi noksandı!!’ diye sinirlenir.
Bu Türk Ortodoks Patrikhanesi hala var tabi. Var da cemaati yok!
Basın Sözcüsü
Sevgi Erenol, ‘Ergenekon üyesi’ olmakla suçlanıp tutuklandı!
Boğaziçi Üniversitesi’ndeki
Ermeni Sempozyumu’nu
protesto edenler arasındaydı. Toprağı bol olsun,
Hrant Dink’in 301’
inci maddeden yargılandığı davaya da müdahil olmak istemişti.
Şimdi, bi yanda Barnabas İncili, öte yanda Veli Küçük Paşa’nın tercüme girişimleri. Ve de üçgenin öbür ucunu bağlayan,
emniyet kayıtlarına göre ‘Ergenekon yapılanmasının merkez üssü olarak kullanıldığı’ öne sürülen tuhaf patrikhane. Gerisini siz düşünün...Benim başıma ağrılar girdi çünkü!
AZİZ ÜSTEL-STAR