İşte Skysunhaber sitesindeki o yazı:
"Uçağın neden düştüğüyle ilgili kesin sonuç,
kaza kırım heyetinin incelemeleri ve kara kutu kayıtlarının açıklanması sonrası belli olacak. Ancak şimdiden bir çok iddia ortaya atıldı. Bu iddiaların hangi birine ne kadar itibar etmeniz gerektiği konusunda yazımı okuduktan sonra kendiniz karar verin istiyorum.
İDDİA 1:
Amsterdam Bölge Belediye Başkanlığına dayandırılan bir habere göre uçağın düşüş nedeni benzininin bitmesiydi. Yetkili kişi büyük ihtimalle uçağın benzininin az geldiğini ve bu nedenle düştüğünü düşündüklerini ancak bunun incelemelerden sonra açığa çıkacağını belirtti. Uçağın düştükten sonra patlamamış olması bu iddiayı öne sürenlerin tezleri arasında bulunuyor.
İDDİA 2: Bir iddiaya göre ise
uçakta eğitim alan bir
pilot bulunuyordu. Uçağı düşüşünde bu eğitimdeki pilotun yere indirme çabasının neden olduğu belirtilen haberde şu ifadelere yer veriliyor: "Eğitimdeki pilot uçağı indirmek isterken, tarlaya doğru gidince,
kaptan pilot gazı açıp yükselmek istiyor ancak bu kez uçağın
kuyruk kısmı yere çarpıyor ve uçak üç parçaya ayrılıyor."
İDDİA 3: Bir diğer iddia ise tecrübeli bir pilottan geldi. Aynı anda üç pilotun ölmesinin dikkat
çekici olduğunu belirten pilot,
ölümlerin düşmeden önce gerçekleşmiş olması ihtimaline dikkat çekiyor. Ayrıca fotoğraflara bakarak kokpitte hasarın çok fazla olmamasının da şüpheyi artırdığını belirtiyor.
İDDİA 4: Bir diğer iddia ise uçağın havada iken motorlardan birinin düşmesi idi.
Bu iddiaların üzerinde durmadan hemen konuya girmek istiyorum. Korkunç kaza haberini ve uçağın ineceği piste sadece metreler kala düştüğünü ilk öğrendiğimde, 1999 yılında hava
trafik yoğunluğu, Schiphol
Havalimanı gibi olan bir havalimanı pistine benden çok kısa bir süre evvel inen uçağın hemen arkasından inişim sırasında girdiğim "wake turbulance" geldi. Hala anılarımda son derece taze olarak sakladığım bu olay, trafiğin yoğunluğu sebebi ile
kule görevlisinin çok
seri bir şekilde ve ısrarla inmem gerektiğini bildirmesi sonucu öndeki uçağın iniş paternine yaklaşmamam gerektiğini eğitimlerde öğrendiğim. Hal böyle iken buna uymamam sonucu kumanda ettiğim uçağın sol kanat üzerine dikilmesi ile ölüm ile
burun buruna geldim. İniş safhasında olduğumdan yere ancak metreler vardı ve şu anda halen nasıl ve ne şekilde hayatta kalabilmiş olduğumu kendim dahi bilmiyorum. Bu yaşadığım tecrübe yüzünden bu günkü kazanın buna benzer bir kaza olabileceği ilk aklıma gelen sebep oldu. Kazadan sonra televizyon kanallarındaki haber bültenlerindeki canlı
telefon bağlantılarında özellikle bunun üzerinde yoğunlaşılması gerektiğini söyledim. Ayrıca ikamet ettiğim Almanya'nın Kassel şehrindeki Radyo Kassel özel yayınında da bu konu üzerinde durdum.
Peki, nedir bu Wake Turbulance ? ( Wing Tip Vortices )
Tıpkı denizde yol alan gemilerin arkalarından oluşturdukları girdaplar gibi, uçakların da geçtikleri yerde vorteks meydana gelir. Bu girdaplar uçağın büyüklüğünün yanı sıra tasarımına göre de değişir.
Boeing 777 gibi büyük uçakların yanı sıra orta sınıfta 757'ler de ciddi "wake turbulance" oluştururlar. Arkadan gelen uçakların etkilenmemesi için iniş-kalkış trafiklerinin arası açılır. Bazen havalimanına 10-15 dakika uçak indirilmeden, Wake Turbulance etkilerinin azalması beklenilmesi gerekir. Ancak büyük havalimanlarında yoğun trafik buna engel teşkil eder.
Bugüne kadar wake Turbulance nedeniyle 50
uçak kazası meydana geldi. Bu yüzden Çok önemli olduğuna dikkat çekmek istediğim bir ayrıntının birçok kişi tarafından göz ardı edilmiş olmasına açıkçası çok şaşırdım. O ayrıntı , THY uçağından önce Schiphol Havalimanı'na Sao Paulo'dan gelen Boeing 777
tipi geniş gövdeli bir yolcu uçağının inmiş olması idi. Uçağın arkasında bıraktığı "Wake turbulance? olarak adlandırılan bozuk ve türbülanslı hava kütlelerinin arkadan gelen uçaklar için büyük
tehlike yarattığının altını tekrar çizerek THY uçağının WAKE TURBULANCE girmiş olabileceğini göz ardı etmemeliyiz diyorum.
Kaza sonrası dikkatimi çeken diğer bir unsur ise, bir çok ülkede eşine ender rastlanabilecek titizlikte olay yerinin derhal ablukaya alınması ve
kurtarma ekipleri dışında olay yerine basın mensupları dahil hiç kimsenin alınmaması geçmişte Ülkemizde meydana gelen Atlas jet uçak kazasında olduğu gibi televizyon kanalı muhabir ve kameramanlarının uçağın enkazının bulundu
bölgede, elini kolunu sallayarak dolaşmaları ve enkazdaki eşyaları alarak kameraya tutmak sureti ile çekim yapmalarına bir örnek teşkil etmelidir kanısındayım. Bunun en basit ve önemli nedeni ise en
küçük bir uçak parçasının yerinin kaza oluşumu ile ilgili
delil sayılabilmesidir. Geçmişte FAA (Federal Havacılık Dairesi ) Kaza kırım ekiplerinin bu konu üzerinde çok hassas durmuş olduklarını anti parantez belirtmeliyim.
Kazada yakınlarını kaybeden kederli Ailelere Allah'tan
sabır dileyerek THY ve tüm
havacılık camiamızın acısını bir kez daha paylaşıyorum."
BU GÖRÜNTÜLER BAŞKA YERDE YOK - TIKLAYIN
İŞTE PİLOTLAR VE KABİN EKİBİ - FOTOGALERİ
DÜŞEN UÇAKTAN ŞOK GÖRÜNTÜLER
UÇAK KAZASINDA DEHŞET GÖRÜNTÜ
İŞTE DÜŞEN UÇAK - İLK KARELER
YOLCULARIN SON GÖRÜNTÜLERİ - İZLE