TEPKİLER ÇIĞ GİBİ

Taraf Gazetesi'nin ortaya çıkardığı hain plana tepkiler dinmek bilmiyor. Millete ihanet planı milleti ayağa kaldırmış durumda. İşte o tepkiler:

<b>TEPKİLER ÇIĞ GİBİ</B>

BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN: TÜBİTAK toplantısına katılan Başbakan Erdoğan, çıkışta gazetecilere Taraf Gazetesi'nde yayımlanan, hain planı değerlendirdi. İşte Başbakan'ın açıklamaları: "Bu olay sıradan bir olay değil. Tüm söz edilen bu metin içerisinde bulunan başlıklar ile özellikle demokrasiye yönelmiş ve demokrasiyi adeta yok etmeye yönelik bir girişim vardır. Bunun doğruluğu yanlışlığı sahte midir gerçek midir, bu süreçte bu araştırılacak. Ardından faillerle ilgili o süreç başlayacak. Burada bir hukuk ülkesinde yapmamız gereken nedir? Savcılığı bir suç duyurusuyla devreye sokmaktır. İktidar partisi olarak sessiz kalamazdık. Ama böyle bir girişimde asla da ülkemizde, kurumların birbiriyle çatıştırılması değil, böyle bir adımın içerisindeki bireylerin kimler olduğunun da bulunması şarttır." İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI KADİR TOPBAŞ: Kadir Topbaş, Taraf Gazetesinde yer alan iddialara ilişkin de şunları kaydetti: ''Bazı gazetelerde ve medyada gördüğümüz gibi AK Parti'yi çatırdatmak, bölüştürmek, parçalamak, farklı manipülasyonlara zemin hazırlamak için birtakım dışarıdan etkileşimler ortaya konabilir. Birileri etkilenir veya etkilenmez. Bunu kastetmiyorum. Ama birilerinin 'AK Parti bir zafiyet gösterse, sarsılsa, gücünü yitirse, bölünse, parçalansa' bunu istediğini biliyorum. Burada şunun veya bunun böyle bir niyeti vardır, bunu kastetmiyorum. Medyada gördüğümüz durumlara karşı bizim bu güç birliğini göstermek zorunluluğunu hissettiğimiz için buradayız. Onların bu düşüncelerine fırsat vermemek adına, böyle bir şeyin olmayacağını göstermek adına, tabanımızın temsilcileri olarak bunu burada söylemek zorunda kaldığımızı ifade ediyoruz. İstanbul il kongresinden çok güçlü ve birlikteliğimizi yansıtarak çıkmalıyız. Bu kongreyi önemsiyoruz, bunu önemsediğimiz için il başkanımızla beraber olduğumuzu ifade etmek durumunda kaldık. Medyaya böyle bir şey yansımasaydı, genel merkezin adayın Aziz Babuşcu olduğunu açıklaması yeterliydi. Ama bugün medyaya kadar yansıyan ve gündeme oturan konunun karşısında çok daha hassas olduğumuzu ve olayların farkında olduğumuzu yansıtmak açısından buradayız.'' CHP MYK ÜYESİ VE ESKİ TUNCELİ MİLLETVEKİLİ SİNAN YERLİKAYA: Yerlikaya, kamuoyunda şok etkisi meydana getiren belgeyi, halkı karşı karşıya getirmeye ve hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik 'çok tehlikeli kirli bir tezgâh' olarak nitelendirdi. Bu planı yapanların ortaya çıkartılarak teşhir edilmesini isteyen Yerlikaya, "Demokratik, anayasal ve cumhuriyetle yönetilen açık toplumlarda bu tür şeyler son derece yanlıştır. Neresinden bakarsanız bakın kabul edilir türden bir belge değil." dedi. CİHAN'a konuşan Sinan Yerlikaya, geçmişte olduğu gibi bugün de bazılarının kendi hakimiyetlerini sürdürmek için ülkeyi kaos ve istikrarsızlığa götürecek planlar peşinde olduğunu söyledi. Deşifre olan planın bunun son örneği olduğunu kaydeden Yerlikaya, "Kendilerini devlet yerine koyanlar, birtakım plan ve programlarla karşı karşıya kaldı. Maraş, Sivas ve Çorum'daki Alevi-Sünni çatışmaları ile Gazi olayları bunun en iyi örneği. Bunlar, Türkiye'yi boş bırakmazlar. PKK biter, mezhep çatışmaları körüklenir. İnsanların birbirlerine girmeleri için birtakım planlar yapılır. Bunlar, kendini devletin yerine koyup da kendi hâkimiyetini sürdürmek isteyenlerin plan ve programlarıdır." şeklinde konuştu. Yerlikaya, neresinden bakılırsa bakılsın Genelkurmay'da hazırlandığı iddia edilen belgenin kabul edilebilir türden olmadığını söyledi. Demokratik ve anayasal bir toplumda bu tür belgelerin yerinin olmadığına dikkat çeken Yerlikaya, "Cumhuriyetle yönetilen açık toplumlarda bu tür şeyler son derece yanlıştır. Zaten bizim sıkıntımız geçmişte var olan örneklerin tekrar gelecekte sunulmak istenmeleridir. Bir Kürt meselesinin çözülmemesi nedeniyle 30-40 senedir kavga ediyoruz." sözlerini kaydetti. Yerlikaya, bu belgenin bir önce ortaya çıkartılması gerektiğini söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öyle veya böyle mutlaka neresinde kim ne yapmışsa ortaya çıkması lazım. Her bakımdan çok tehlikeli bir belgedir bu. Yani bu belgeyi savunacak hiç kimse olamaz. Ne TSK ne vatandaşlarımız ne TC hükümeti ne bağlı olan insanların bu belgeyi kabul etmeleri mümkün değil. Bu nedenle söz konusu belgenin gerçek olup olmadığının bir önce ortaya çıkartılması gerek. Cumhuriyet savcılarının, TSK ve hükümetin gerçekten bunu açığa çıkartması gerekir." SAADET PARTİSİ KONYA İL BAŞKANI NECMETTİN ÇALIŞKAN: Hükümetin, Genelkurmay ile işbirliği içerisinde olayın üzerine gitmesi gerektiğini ifade eden Çalışkan, böyle bir iddianın ortaya çıkmasının bile yanlış olduğunu vurguladı. Bu olayın üzerine, sonuna kadar gidilmesi gerektiğini hatırlatan Çalışkan, "Bu olayın altında kimin imzası varsa, bu olaya kimler katkı vermişse, bu kişi ya da kişiler muhakkak ki en ağır bir şekilde cezalandırılmalıdır. Umut ederiz ki böyle bir belge yanlış olsun. Ama her şeye rağmen böyle bir durum varsa da, bu da son derece üzüntü verici bir sonuç doğuracaktır. Çünkü bu şartlarda zaten kıyamet kopmuş demektir" dedi. Konuyla ilgili yayın yasağı getirilmesine de değinen Çalışkan, bu iddiaları gündeme taşıyan gazeteye ve dolayısıyla da bu haber paralelinde diğer yayın organlarına bir anlamda yayın yasağı getirilmesinin de, sanki böyle bir suç varmış ve bu suç örtbas ediliyormuş gibi bir algı yarattığını söyledi. Bu anlamda ilk yapılacak işin, bu konudaki yayın yasağının kaldırılması olduğunu vurgulayan Çalışkan, her şeyin aydınlanmasının temiz toplum, demokratik toplum ve özgür toplumun önündeki en büyük tehlikeyi de bertaraf edeceğini belirtti. Çalışkan, suçluların bulunması için herkesin işbirliği yaparak olayın üzerine gitmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye'de olası bir Alevi-Sünni çatışması oluşturulmak istenenlerle ilgili de konuşan Çalışkan, Türkiye'de var olduğunu ifade ettiği gizli mihrakların bu anlamda boş durmadığının altını çizdi. Türkiye'de Türk-Kürt, Laik-Dindar ya da Alevi-Sünni kavramlarının kullanılmaya ve bu konu başlıkları altında çatışma oluşturulmaya çalışıldığına dikkati çeken Çalışkan, "Bizlere düşen görev, bu oyunlara gelmemek olacaktır. Ehl-i Beyt Kültür ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yeral'ın bu duruma ilk günden tepki koyması da sevindiricidir" dedi. 70 MİLYON ADIM KOALİSYONU: Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi önünde toplanan bir grup, Taraf gazetesinde yayımlanan belgeye ilişkin sorumluların yargılanmasını istedi. Kendilerini ''70 Milyon Adım Koalisyonu'' olarak tanıtan bir grup, Taraf gazetesinin ''TSK'nın AKP'yi ve Gülen'i bitirme planı'' başlıklı haberinin yer aldığı 12 Haziran 2009 tarihli nüshası ile çeşitli dövizler taşıdı. Grup adına yapılan açıklamada, ''Bugüne kadar yapılmış darbelerin, her gün bir yenisi ortaya çıkan darbe günlüklerinin, andıçların, toplumu biçimlendirme planlarının sorumluları yargılanana kadar konunun takipçisiyiz ve takipçisi olmaya devam edeceğiz'' denildi. Bu arada, adliye önünde toplanan ve aralarında avukatların da bulunduğu başka bir grup, ''Günlük'' gazetesinin 1 ay süreyle yayınının durdurulması ve 1-2 Haziran 2009 tarihli nüshalarının toplatılmasını protesto etti. TİYATRO SANATÇISI MEHMET ÇEVİK: "Demokrasiye darbe planı" olarak adlandırılan komploya bir tepki de tiyatro sanatçısı Mehmet Çevik'ten geldi. Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde bir basın açıklaması yapan Çevik, Türkiye'de şimdiye kadarki süreçte bu gibi sıkıntılarla karşılaştığını belirterek, Türkiye'de demokrsi geleneğinin yerleşmesi adına hiçbir zaman geri durmadığını; 'eşitlik, adalet ve özgürlük' kavramlarına inandığını söyledi. Bu ülkenin bir aydını ve bir sanatçısı olarak tek işinin sahneye çıkmak olmadığını da belirten Çevik, "Yakın bir süçte ortaya çıkan 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlıklı Nisan 2009 tarihli belge ile görüldü ki; bir takım adı ve ünvanları önemli olmayan kişiler, herhangi bir nedenle halkın verdiği kararın üstünde gören öteleştirme ayrıştırma gibi çabalarda tarih sürecinde birçok kez örneğini gördüğümüz gibi darbeci anlayışla memleket yönetimine el uzatıyorlar. Öncelikle bu faşist anlayışı protesto ediyorum." dedi. "FAŞİST ÇETELERİ SİVİL YARGIYLA YARGILANSIN" Yetkililerden bu konunun üzerine gidip gereğini yapmasını isteyen Çevik, bu süreçte tüm aydınları göreve çağırarak, belgeyi hazırlayanların askeri değil sivil yargı ile yargılanmasını istedi. Çevik, şöyle konuştu; "Bu faşist çetelerin bir an önce askeri yargıyla değil, sivil yargıyla yargılanıp hesap vermelerini istiyorum. Bu halkın tüm sıkıntılarla yokluklarla erdem ve inançla ortaya koyduğu iradesinin kimsenin el uzatmaması için sessiz kalmayacağıma söz veriyorum. Bu süreçte inanç ve düşünceleri ne olursa olsun tüm aydınlarımızın ve sanatçılarımızın 'ulusal egemenliğin' savuncusu olması gerektiğinden yola çıkıp, göreve çağırıyorum." AJANSLAR taraf_komplo
<< Önceki Haber TEPKİLER ÇIĞ GİBİ Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER