Ürperten karşılaştırma: Ya olsaydı?

Faili meçhul cinayetler ve provokasyonlar için kullanılan 'karanlık odaklar' tabiri, Ergenekon soruşturmasıyla birlikte aydınlanıyor.

<b>Ürperten karşılaştırma:</b> Ya olsaydı?

'Odaklar'ın adresleri kriptolu krokilerle ortaya çıkarılırken, ele geçirilen suikast planları karanlık eylemleri deşifre ediyor. Ergenekon terör örgütüne (ETÖ) üye olmak suçlaması ile tutuklanan eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin'in bilgisayarındaki cephanelik krokileri ve suikast listesi kamuoyunu dehşete düşürecek bilgilerle dolu. Cinayetlerin nasıl, nerede ve hangi silahla yapılacağı bütün ayrıntılarıyla anlatılıyor. Örneğin, Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Kazım Genç'in bombalı paketle, Alevi-Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız'ın bombalı araçla, Sivas Ermeni cemaati lideri Minas Durmaz Güler'in ise evinden çıkarken tabancayla öldürülmesi tasarlanmış. Bu planlarla yakın tarihimizde işlenen faili meçhul cinayetler neredeyse bire bir örtüşüyor. Türkiye'yi 1980 darbesine götüren süreçte gerçekleştirilen önemli olaylardan biri Hamid Fendoğlu'nun (Hamido) öldürülmesiydi. Hamido, 11 Aralık 1977 yerel seçimlerinde bağımsız olarak Malatya belediye başkanı seçildi. Daha sonra Adalet Partisi'ne geçti. 17 Nisan 1978'de posta yoluyla gönderilen bombalı bir paketin elinde patlaması sonucu gelini ve iki torunuyla hayatını kaybetti. Olaydan sonra Malatya karıştı. Alevi-Sünni gerilimi yaşandı. Doç. Dr. Bahriye Üçok da benzer şekilde ortadan kaldırıldı. 6 Ekim 1990'da evine gönderilen bombalı paketle öldürüldü. İşin ilginç yanı olaydan çok kısa süre önce dönemin MİT Müsteşarı Korgeneral Teoman Koman'ın bombalı paket nasıl açılır konusunda Üçok'a ders vermesiydi. Ergenekon'un ölüm listesinde yer alan bir diğer isim Alevi-Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız da, bombalı araçla öldürülmek istenmiş. Çıkan belgelere göre Balkız'ın evi ile ilgili ayrıntılı keşif yapan suikastçılar, Alevi liderin her gün kullandığı güzergâha bombalı bir araç park etmeyi ve yanından geçtiği sırasında patlatmayı planlamış. Bu yöntem de yakın tarihimize damgasını vurmuş iki suikastı hatırlatıyor. 24 Ocak 1993'te Uğur Mumcu, aracına konulan bomba ile evinin önünde öldürüldü. Mumcu'nun cinayetinde kullanılan plastik patlayıcıların benzerleri Ergenekon cephaneliklerinde yeraltından çıktı. 21 Ekim 1999'da Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'ya düzenlenen suikastta da bombalı araç tercih edildi. Ergenekon'un cephaneliklerinde çıkan silahların seri numaralarının silinmiş olması, Kışlalı cinayeti ile ilgili bir başka ipucunu hatırlatıyor. Çünkü Kışlalı cinayetinin faillerinin yakalanmasından sonra Sincan'ın Çemşit köyü yakınlarında ekin tarlasında çeşitli patlayıcı ve silahlar bulundu. Lav silahlarının seri numaraları silinmişti. İstihbarat uzmanlarına göre hiçbir illegal terör örgütü silahların seri numarasını silmez. Silahların seri numarası, hangi resmi depodan çıktığının belli olmaması için silinir. İç çatışma çıkarmak istiyorlar Ergenekon suikastlarının temel amaçlarından birinin Alevi-Sünni çatışmasına zemin hazırlamak olduğu, ortaya çıkan suikast planlarından anlaşılıyor. Bu hassasiyet hemen her kritik süreçte servis edildi. 12 Eylül darbesine giden süreçte sahnelenen Maraş, Çorum, Malatya, Sivas olayları ve Gün Sazak suikastı bu mantığın bire bir kopyası. 1990 sonrası sahnelenen Gazi ve Sivas olayları da Ergenekon'un bugünkü mantığını deşifre ediyor. Ergenekoncular, Alevi-Sünni çatışmasının yanı sıra Ermeni meselesindeki ulusal ve uluslararası hassasiyetin baltalanmasını da hedeflemiş. Ele geçirilen belgelerden ETÖ'nün Sivas Ermeni cemaati lideri Minas Durmaz Güler'i evinden çıkarken öldürmeyi planladığı anlaşılıyor. Bu yöntem de bize tanıdık. 1990, bu tür seri provokatif suikastların en kanlı geçtiği yıllardan biriydi. Prof. Dr. Muammer Aksoy, 31 Ocak 1990'da Bahçelievler'deki evinin girişinde silahla öldürüldü. Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç, 7 Mart 1990'da İstanbul'da evinin önünde şoförüyle birlikte katledildi. Yazar Turan Dursun, 4 Eylül 1990'da İstanbul'da evinden çıkıp işe giderken uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Ermeni Minas Durmaz Güler'e yönelik suikast planı, gazeteci Hrant Dink cinayeti ile de birçok açıdan örtüşüyor. Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de çalıştığı gazete binasının önünde öldürüldü. Cinayetten tutuklanan sanıkların ulusalcı örgütlenmelerle bağlantılı olduğu ortaya çıktı. Ergenekon'un, Ermenilere yönelik cinayet planları arasında Patrik Mesrob Mutafyan'ın öldürülmesi de var. Kumkapı'daki Ermeni Patrikhanesi'nin google'dan resimlerini indiren suikast timlerinin, Mutafyan'ın içinde bulunduğu otomobile lav silahları ile saldırmayı, ardından da tabanca ile çapraz ateşe almayı planladığı iddia ediliyor. 1993 yılında işadamı Jak Kamhi'ye yönelik suikast girişiminde de lav silahı kullanılmıştı. Ocak 1993'te Beylerbeyi'ndeki evinden çıktıktan sonra aracına düzenlenen lav silahlı saldırıdan şans eseri kurtuldu. Aynı süreçteki pek çok karanlık eylem gibi Kamhi suikastı da sözde İslamî örgütlerin üzerine atıldı. Bombalı eylemlerin amacı; korku ve panik ETÖ'nün planladığı başka bombalı eylemler de var. Ankara'daki Anteres ve Optimum Alışveriş merkezlerini bombalamak gibi. 22 Temmuz 2007 seçimleri öncesinde Ankara Anafartalar Çarşısı'na yönelik intihar saldırısı ve 13 Eylül 2006 tahinde Diyarbakır'da gerçekleştirilen termos bombalı hain eylem unutulmuş değil. Anafartalar saldırısında 7 kişi, Diyarbakır'da çoğu çocuk 11 kişi öldü. Her iki olayla ilgili soru işaretleri giderilmiş değil.
<< Önceki Haber Ürperten karşılaştırma: Ya olsaydı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER