Açılış konuşmasını yapan Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı
Semih Peker'e, "İyi söylüyorsun, güzel konuşuyorsun da, ayinesi iştir kişinin. Devamını söylemiyorum" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar, Jeoloji Mühendisleri Odası
Trabzon Şubesi’nin Hamamizade
İhsan Bey
Kültür Merkezi’nde düzenlediği 'Kentleşme Sürecinde Yer Seçimini Etkileyen Jeolojik-Mühendislik Faktörler' konulu konferansa katıldı. Konferansın açılışında konuşan Oda Başkanı Semih Peker, Bayraktar’ın icraatlarını överek, kendilerine bağlı olan 10 ilin sorunlarını anlattı. Peker’in ardından kürsüye gelen Bakan Bayraktar, koltukların boş olmasına şöyle sitem etti:
"Semih Bey güzel konuştu. Kendilerine 10 ilin bağlı olduğunu söyledi ama, 10 ilden 10’ar kişi getirseydi yüz kişi olurdu. Salon da böyle boş kalmazdı. Öyle bir zayıflık da var. Semih Bey iyi söylüyorsun, güzel konuşuyorsun da, ayinesi iştir kişinin. Devamını söylemiyorum."
'SOSYALİST BLOK ÜLKELERİ ŞANSLI'
Daha sonra konuyla ilgili konuşmasına başlayan Bakan Bayraktar, Türkiye'nin 150 yıllık geçmişine bakıldığında çarpık yapılaşma, gecekondulaşma, ruhsata aykırı yapılaşma, dere kenarlarında yapılan yapılaşmalar olduğunu belirtti. Bu tür yapılaşmayla mücadelenin zorlu bir iş olduğunu vurgulayan Bakan Bayraktar, şöyle konuştu:
"Bu anlamda sosyalist blok
ülkeleri şanslı. Orada şehirler, köyler daha düzgün, daha planlı gelişti. İleri
demokrasi ile idare edilen ülkeler sanayileşme evresini çok çabuk atlattıkları için onlar da şanslı. Bizim gibi arada kalan, gelişme süreci yaşayan, gelişmekte olan bizden daha geride olan
Mısır,
Pakistan,
Tayland gibi ülkeler çok daha zor durumda. Hatta şu anda arkadan gelip de ekonomisini büyüten
Meksika,
Brezilya bizden daha zor durumda, çok daha kötü durumda. Böyle bir dünyada yaşıyoruz.
Dünya nüfusu 7 milyarı, ülke nüfusu 75 milyonu aştı."
'HALKIN BASKISI İDARECİLERİ YENMEMELİ'
Bayraktar, belediye başkanlarının bu işe daha ciddi sarılmasını istediklerini de vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siyaset bilimi yenmemeli. Halkın yanlış yapma baskısı idarecileri yenmemeli. Bunları zaman içinde aşmamız lazım. Belki büyük şehirlerimizi artırmanın bu bakımdan faydası var. Büyükşehirler bir kasabada, beldede ufak bir belediyenin kendi
teknik imkanlarıyla yapmak isteyip de yapamadığını yapacak. Ayrıca orada daha
küçük halk kitlesinin çok daha büyük baskılarına maruz kalınabiliyor ama, büyük şehir belediyesinin bunları biraz daha kararlılıkla yapabileceğini inşallah göreceğiz. Bu bakımdan son derece önemli."