HSYK ile
Türkiye Adalet Akademi-si'nin özel yetkili hakim ve savcılara yönelik düzenlediği sempozyumda konuşan
Ergin, Türkiye'nin
terör ve
mafya tipi suç örgütlerinden çok çektiğini, demokrasiye karşı
darbe ve
muhtıra girişimlerinin herkesin malumu olduğunu vurguladı. "Olaya siyasî mülahazalardan uzak bir şekilde ve aklıselimle yaklaştığımızda bu
mahkemelere olan ihtiyacın devam ettiği ortadadır." dedi.
Adalet Bakanı,
özel yetkili mahkemelerin görev alanına giren suçların soruşturulması sırasında ortaya çıkan bazı olumsuz algıların da göz ardı edilemeyeceğini kaydetti. Ardından, "Bu mahkemelere karşı çıkmak yerine bunların yargılama usullerini ve yetkilerini gözden geçirmek daha sağlıklı olur kanısındayım." görüşünü dile getirdi.
Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ile Türkiye Adalet Akademisi tarafından düzenlenen '
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (
AİHM) Kararları Işığında Koruma Tedbirleri ve İfade Özgürlüğü' sempozyumu Rixos Otel'de başladı.
Sempozyum, Türkiye genelinde 8 ayrı bölgede görev yapan özel yetkili hakim ve savcılara yönelik düzenleniyor. Sempozyumun açılışına Adalet Bakanı
Sadullah Ergin, HSYK Başkan Vekili
Ahmet Hamsici, HSYK üyeleri,
Yargıtay üyeleri ile özel yetkili hakim ve savcılar da katıldı. Sempozyumda MİT'e yönelik
soruşturmayı yürütürken görevden alınan savcı Sadrettin
Sarıkaya ve
Ergenekon savcısı
Cihan Kansız da katılımcı olarak yer aldı.
Sempozyumun açılışında konuşan Bakan Ergin, özel yetkili mahkemelere duyulan ihtiyacın devam ettiğine vurgu yaptı.
CMK 250. madde kapsamındaki mahkemelerin birer 'ihtisas mahkemesi' olduğunu kaydeden Ergin, son zamanlarda 'bu mahkemelerin tümüyle kaldırılması' ya da 'duyulan ihtiyaç nedeniyle kaldırılmaması' yönünde görüşler ileri sürüldüğünü hatırlattı. Bu mahkemelerin görevlerine devam etmesi gerektiğinin altını çizen Ergin, gerekçelerini şöyle sıraladı: "Ülkemiz 30 yılı aşkın bir süredir terör belasıyla uğraşmaktadır. Ülkemiz mafya olarak isimlendirilen suç örgütlerinden çok çekmiştir. Bu örgütlerin
topluma v
e devlete yönelik tehditlerinin devam ettiği de bilinen bir gerçektir.
Uyuşturucu kaçakçılığı konusunda da ülkemizin konumu bellidir. Ayrıca demokrasimize ve Parlamento'ya karşı 8-10 yılda bir yaşanan darbe ve muhtıra girişimleri malumunuzdur. Bu suçların toplum hayatında ve devlet işleyişinde oluşturduğu tahribatın boyutunu anlatmaya gerek yoktur. Kaldı ki,
250. madde kapsamındaki mahkemeler esas itibarıyla birer ihtisas mahkemeleridir. Yargı sistemimizde çok sayıda ihtisas mahkemesi bulunmaktadır. İhtisas mahkemesine karşı çıkmak yerine, bu mahkemelerin yargılama usullerini ve yetkilerini gözden geçirmek daha sağlıklı olur kanısındayım."
Özel yetkili mahkemelerin genellikle organize şekilde işlenen ve birden çok ili kapsayan fiillerden oluşan davalara baktığını da anlatan Adalet Bakanı, "Bütün bunları birlikte değerlendirerek, olaya siyasî mülahazalardan uzak bir şekilde ve aklıselimle yaklaştığımızda bu mahkemelere olan ihtiyacın devam ettiği ortadadır." ifadelerini kullandı.
Sadullah Ergin, bu tür mahkemelerin sadece Türkiye'de bulunmadığına da işaret etti. Aynı tehditlerle karşı karşıya kalan ülkelerin benzeri yöntemleri uyguladıklarına dikkat çekti.
Bakan Ergin,
özel yetkili savcı ve hakimlere de uyarılarda bulundu. Bu mahkemelerin görev alanına giren suçların soruşturması ve kovuşturmasında yasalarda düzenlenen temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan hükümlerin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerinin ve AİHM içtihatlarının göz önünde bulundurularak özenle ve dikkatle uygulanması gerektiğini söyledi. Ergin, "AİHM içtihatlarında da belirtildiği üzere yapılacak işlemlerde meşru amaç, orantılılık ve gereklilik kriterlerine uygun hareket edilmesidir.'' ifadelerini kullandı.
HSYK Başkan Vekili Ahmet Hamsici de özel yetkili
savcılıklar ve ağır ceza mahkemelerinin çıkar amaçlı suç örgütleriyle, terörizmle mücadelede ve kamu güvenliğinin sağlanmasında önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı. HSYK'nın yaklaşık bin 500 hakim ve savcıyla yaptığı 'Yargıda durum analizi' toplantılarında özel yetkili mahkemelerle ilgili 'uygulamada yaşanan bazı sorunlarla birlikte organize ve terör suçları ile uluslararası boyutu olan örgütlerle mücadelede özel yetkili savcılık ve mahkemelerin ihtisaslaşma bakımından önemli olduğunu ve muhafaza edilmesi gerektiğini' belirttiğine dikkat çekti. Ardından şu çağrıda bulundu: "
Cumhuriyet savcıları tarafından soruşturma evresinin hızlı, etkin, adil, eksiksiz ve
insan haklarına saygılı bir şekilde yapılarak delillerin zamanında, tam ve hukuka uygun olarak toplanması suretiyle soruşturmalardan kaynaklanan insan hakları ihlallerine fırsat verilmemelidir."