Önceki gece geç saatlere kadar devam eden
arama kurtarma çalışmalarından sonuç alınamadı. 00.30'da ara verilen çalışmalar, sabahın ilk ışıklarıyla yeniden başladı. Malatya'dan gelen
askeri helikopter, arama çalışmalarına havadan
destek verdi.
Rize'den gelen Sualtı Arama Birliği'nde görevli 6 dalgıç da buzun altında kayıp işçileri arıyor.
VALİNİN YAKASINA YAPIŞTI
Kayıp yakınları ve vatandaşlar, sabah,
arama kurtarma ekiplerinden önce olay yerine geldi. Saatler geçtikçe artan tedirginlik,
Erzurum Valisi Sebahattin
Öztürk'ün
gölete gelmesiyle hat safhaya çıktı.
Basın mensuplarının sorularını
cevaplayan valiye yaklaşan bir vatandaş, yakasından tutarak, "Sen neredesin? Bu saate kadar gelmedin buraya, şimdi niye geldin?" dedi. Bunun üzerine galeyana gelen vatandaşlar, valinin üzerine yürümeye başladı.
Polis ve
jandarma ekipleri tarafından korumaya alınan Öztürk'e sözlü sataşmalar ve küfürler devam etti.
Vali
Sebahattin Öztürk, "Bize haber verildikten sonra 20 dakika içinde ekiplerimiz gölete ulaşmıştır. 5 kişinin böyle bir araçla gölete açılması ve can yeleklerinin bulunmaması bir ihmaldir.
Cumhuriyet savcısı, konuyla ilgili
soruşturma başlattı. Suçlular en ağır şekilde ceza alacaktır." dedi.
Erzurum Sivil Savunma ve Rize Sualtı Arama Ekibi'nden 27 kişi arama çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Gölettin bazı noktalarında derinlik 8 metreye kadar ulaşıyor. Barajda akıntı olduğunu göz önünde bulunduran arama kurtarma ekipleri, akıntının olduğu yöne file çekti. Arama
kurtarma çalışması yapan
balık adamlar,
barajın altında görüş mesafesinin sıfır olduğunu ifade ediyor. Su sıcaklığın 2 derce olması ise su altında kalmayı zorlaştırıyor. Dalgıçlar kısa süreli dalışlar yaparak barajın dibinde el yordamıyla kayıp şahısları arıyor.
Karasu 2 baraj göletinin suyunun boşlatılması ve aramaların öyle yapılması konusu
teknik mühendise soruldu. Mühendis baraj suyunun
tahliye edilmesinin riskli olduğunu ifade etti.
Kazada ihmaller olduğu iddia ediliyor. Görgü tanıkları, kazanın 16.45'te meydana geldiğini, işçilerin dakikalarca gölet üzerinde çırpındığını ifade ediyor. İpin ucuna taş bağlayarak suya attıklarını; ancak sonuç alamadıklarını aktarıyorlar. İşçilerin bindiği botun kim tarafından nasıl temin edildiği, işçilerin neden can yeleği giymediği, bu kadar riskli bir noktada bulunan bir direğin neden o saatte ve
tedbir alınmadan
tamir edilmeye çalışıldığı merak ediliyor.
Savcı, bu sorulara cevap arıyor.