Eski özel harekâtçı
Ayhan Çarkın’ın 31
Aralık 2011’de verdiği ek ifadeye
Taraf ulaştı. Ek ifadesinde
Kürt işadamı Behçet Cantürk’ün 1994’te öldürülmesiyle ilgili detaylı bilgi veren Ayhan Çarkın, “Cantürk’ü Ahmet
Sakarya vurdu. Üzerinden çıkan
altın çakmak ise MİT’çi
Korkut Eken’e verildi” dedi. Konuyla ilgili detayları 16 yıl önce kumarhaneler kralı Ömer Lütfi
Topal cinayetinden gözaltında alındığında da anlattığını ve ifadesinin
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube’de kameraya kaydedildiğini belirten Çarkın, “Bu işin tam ortasında
Mehmet Eymür ve Hanefi
Avcı vardır” dedi. Çarkın’ın ek ifadesinin çarpıcı bölümleri şöyle:
“
Behçet Cantürk’ü alan ekibin içinde ben de vardım. Cantürk’ün üzerinde Lady
marka toplu
silahların küçüğü olan bir silah çıkmıştı. Hatta arabasında Dupont marka altın bir çakmak vardı. Bu çakmağı
Oğuz Yorulmaz, Korkut Eken’e verdi. Behçet Cantürk’ü vuran
Ahmet Sakarya’dır.”
“Mehmet Eymür’ün ifadelerini cezaevinde okudum. Eymür, kendini kurtarmak amaçlı kıyıdan, köşeden konuşmaktadır. Bu olay ilk başladığında Mehmet Eymür, İbrahim
Şahin,
Emin Aslan,
Abdullah Çatlı, Özer
Çiller, Korkut Eken,
Mehmet Ağar, Duran
Fırat, özel harp dairesinden gelen ve MİT’te çalışan subaylar,
Hanefi Avcı ve özel harekât polisleri hep birlikte hareket ediyorlardı. Ancak daha sonra aralarında, benim tahminime göre
rant paylaşımı kaynaklı sorunlardan, ayrışma meydana geldi. Bu ayrışmadan sonra da tamamen menfaat kaynaklı
cinayetler işlendi. Bu işin tam ortasında Mehmet Eymür ve Hanefi Avcı vardır. Özellikle Hanefi Avcı bu işlerin genel koordinatörüdür.”
Amaç DEV-SOL’u bitirmek değildi
“DEV-SOL’un yeniden yapılanmasında Avcı’nın bizzat katkısı bulunmaktadır. Çünkü o dönemde Avcı ve ekibi bizleri de kullanarak Bedri Yağan ekibine yönelik operasyonlar ve yargısız infazlar yaptı. Bunun sonucu
örgüt tekrar Dursun
Karataş’a geçti. Karataş’ı Obzer dinleme polis aracının içinde gördüm. Makyaj tazeliyordu, peruk takıyordu.
Ergenekon süreci de göstermektedir ki
Dursun Karataş, Ergenekon olarak iddia edilen örgütün silahlı kanatlarındandır. Şu an 1992 yılında DEV-SOL’a yönelik yapılan operasyonları düşündüğümde bunların aslında terörü önlemek amacıyla değil, DEV-SOL içinde bir grubu tasfiyeye yönelik yapıldığını anlıyorum.”
“29.12.2011’deTaraf ‘ta çıkan ve bana atfen söylenen cümleler doğrudur. Tarık Ümit’in nerede gömülü olduğunu biliyorum. Ümit,
İbrahim Şahin’in emriyle polis memurları Ayhan Akça,
Ziya Bandırmalıoğlu ve
sivil bir şahıs tarafından öldürülmüştür. Jandarma bölgesi olan bir yerde bir çukurun içinde Oğuz Yorulmaz ile ben Tarık Ümit’i koyduk. Üzerini iyice örttük.”Taraf