"Bu bina çöker altında kalırsın"

Akit İcra Kurulu Başkanı Karahasanoğlu, 28 Şubat'ta yaşadıklarını anlattı: 'Bu bina çöker altında kalırsın' diye tehdit ettiler



28 Şubat soruşturması derinleşirken, o dönemde yaşanan mağduriyetlerin boyutu da ortaya çıkıyor. O yıllarda attığı manşetlerle 28 Şubat sürecine tepki gösteren Akit Gazetesi'nin İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu, sessizliğini bozdu. Gazetenin haksızlıklara karşı direnişini kırabilmek için tehditler aldıklarını anlatan Karahasanoğlu, "Gazetenin önüne el bombası konuldu. Binamız Kalaşnikof'la tarandı. Makamıma gelen iki kişi, 'Bu bina çöker, altında adamlarınla beraber kalırsın.' diye tehdit etti." dedi. Cihan Haber Ajansı'na konuşan Karahasanoğlu, o dönemde sistematik bir yıldırma ve sindirme hareketi yürütüldüğü görüşünde. Bu çerçevede kendilerine uygulanan baskıya temas eden Karahasanoğlu, şunları kaydetti: "İlk olarak gazetenin önüne el bombası konuldu. Ardından gece yarısı binayı Kalaşnikof ile taradılar. Akabinde 300 tane polisle Akit'e geldiler. Mahkeme kararı ile arama yapıldı. 'Terör örgütünün silahlarının gazetede bulunduğu' suçlaması ile. Kardeşim Ali İhsan ile beni gözaltına aldılar. 'Yani Akit'in genel yayın yönetmeni karşılıksız çekten tutuklandı' diye kamuoyuna lanse edildi. Bu iddianın hiç aslı yoktu. 'Maddî hata olmuş, 'yanlışlıkla ifade etmişiz' diyorlar daha sonra." Makamında da açıkça tehdit edildiğini belirten Mustafa Karahasanoğlu, Refah-Yol hükümetinin sona ermesinin hemen ardından 1997 yılının Eylül ayında yaşandığını söylediği o görüşmeyi şöyle aktardı: "Gazeteye geldiler. Sivil giyimliydiler. 'Devlet, bekâsı için her şeyi göze alır, bu bina çöker, altında adamlarınla beraber kalırsın.' diye beni tehdit ettiler. Ben de cevaben 'Bu devletin bekâsını siz mi, biz mi tehdit ediyoruz? Ben kadere inanırım; bina çöküp altından sağ çıkmayacağımı da kimse garanti edemez.' Aşağı yukarı 1,5 saat süren diyaloğa girdik. Sonra çekip gittiler." Baskılardan sonuç alamayan odakların, yazarlarına yönelik karalama kampanyası yürüttüğünü hatırlatan Karahasanoğlu, gazetenin etkili yazarlarından Hasan Karakaya hakkında dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'i öldürtmek için adam kiralamak iddiası ile soruşturma başlatıldığını ifade etti. Ardından, "İddiayı ortaya atan Kasım Gençyılmaz, daha sonra Karakaya'ya mektup yazdı, helallik diledi. Gençyılmaz'a Nuh Mete Yüksel, 'Senin durumun kötü. Düzeltebiliriz. Yalnız böyle bir iddiada bulunacaksın.' demiş." diye konuştu. 28 Şubat sürecinde gazete aleyhine açılan davalarla kendilerine psikolojik baskı yapıldığını da belirterek şu bilgileri verdi: "Bize, 600'ün üzerinde dava açıldı. Bunun 150 kadarı Çevik Bir imzası ile açılmış. Bunlar ceza davalarıydı." GECE ASANSÖR ÇALIŞINCA PANTOLON VE CEKETİMİ GİYİYORDUM Mustafa Karahasanoğlu, 28 Şubat dönemine ilişkin unutamadığı bir anısını da şöyle anlattı: "Apartmanın en üst katında oturuyorum. Asansör gece 02.00'den sonra çalışmaya başlayınca, 'Bunlar beni almaya geliyorlar, kameralar yanlarında olacak' diye aklımdan geçiriyordum. Pijama ile görüntü verip beni aşağılamasınlar diye asansör çalışınca hemen pantolon ve ceketimi giyiyordum. Aşağı yukarı haftada 1-2 kere gece yarısı elbise giyiyordum. Ayrıca büyük oğlum, 28 Şubat'ta askerdi. Onu orada feci şekilde dövdüler. 'Baban kiminle görüşüyordu, ne yapıyorsunuz?' diye sormuşlar." ZAMAN
<< Önceki Haber "Bu bina çöker altında kalırsın" Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER