‘
İki Dünya Arasında’, hayatlarını, ‘yaşatmak için yaşa’ felsefesi üzerine kurmuş iki idealist
arkadaşın hikâyesi üzerine kurulmuştur.
Öğretmen Selim ve
İmam Ahmet bu duygularla dolu iki gençtir. Ahmet imam olup hizmetine doğup büyüdüğü mahallede devam ederken, Selim ise öğretmen olup ideallerinin peşinden Suriye’ye gitmiştir. Hikâyemiz Selim’in ülkesine, dolayısıyla da mahallesine geri dönüp hizmetine burada devam etme kararıyla başlayacaktır. Böylece yıllardır mahallelinin ona yakıştırdığı bir kız olan Aslı’yı da yakından tanıma fırsatı bulacaktır. Ancak şartlar beklenmedik bir şekilde gelişir ve öğrencisi Ali’yle, onun annesi Sahra’yı kurtarabilmek için beraberinde Türkiye’ye getirir. Ne var ki bunu yapabilmek için Sahra’yla formaliteden bir evlilik yapması gerekmektedir. Bir yandan manevi dağılmışlığın yaşandığı, bir yandan üzerinde imar planlarının yapıldığı mahallesine döndüğünde işinin
yurt dışındakinden de zor olduğunu görür.
Bu konuda en büyük yardımcısı ise, İmam Ahmet’tir. Ahmet zaten mahallede denge kurma görevini üstlenen, herkesin yardımına koşan ve sevilen bir karakterdir. Selim’in gelmesiyle elinin kuvvetlenmesiyle mutlu olur. Bilgi ve tecrübelerini harmanlayan iki arkadaş, ‘insan kazanmak/topluma kazandırmak’ adına ellerinden geleni yapacaklardır.
Kısa süre sonra bir eğitim derneği kurarak gerek geleceğin yetişkinleri olan gençlere, gerekse onları yetiştiren ailelere yardımcı olmaya çalışırlar. Bu
dernek zamanla toplumsal uzlaşma ve barışın, dostluğun ve muhabbetin daim olduğu bir merkez haline gelecektir. Tabi bütün bu iyi ve güzel şeyleri temsil eden dernek, kötü insanlarında hedefi haline gelecektir.
Dizide, bu iki güzel insanın şahsi hayatlarındaki ikilemlere, kırılmalara ve zorluklara da şahit olacağız. Nisan’la evli olan Ahmet, 5 yaşındaki kızının ardından kucağına almayı umut ettiği bebeğiyle ilgili bazı sorunların olduğunu duyunca yıkılır. Diğer yandan küçük kızının ölümcül bir hastalıkla imtihanı onu epey zorlayacaktır.
Selim ise, kendisiyle evlenilmesi beklenen Aslı’yla
evlenme noktasında çok da aceleci davranamayacaktır. Hem Suriye’den gelirken formalite bir evlilikle beraberinde getirdiği Sahra-Ali, hem de Aslı’yı yakından tanıma arzusu onu engelleyecektir. Selim’in hizmeti yönü ne kadar kusursuzsa, özel hayatı da o kadar ikilemler üzerine kuruludur. Sahra’nın kendisine beslemeye başladığı duyguların zamanla Selim’deki yansıması, Aslı’nın gerçek yüzünü ortaya çıkartması, okulda ise açığını yakalamaya çalışan bir müdürle mücadele etmek zorundadır.
Bütün bu engellemelere rağmen Selim ve Ahmet doğru bildiklerinden şaşmayacaklar, hem öğrenciler için hem de ulaşabildikleri herkes için bir umut kaynağı olmaya devam edeceklerdir. Selim öğretmenin gözden çıkarılan öğrencileri kazanması bütün planları bozacaktır. Çünkü planlara bozulduğunda hoşgörü rüzgârı esmeye başlayacak ve hanelerde tekrar huzur esintileri yaşanmaya başlayacaktır.