Balyoz davasına
bakan İstanbul Özel Yetkili 10. Ağır
Ceza Mahkemesi, eski
Genelkurmay başkanları
Yaşar Büyükanıt ve
İlker Başbuğ ile
Jandarma Genel Komutanı Bekir Kalyoncu’nun
tanık olarak dinlenmesine karar vermişti.
Mahkemenin duruşmada hazır olmalarına ilişkin müzekkere düzenlediği isimler arasında halen görevde olan tek isim Bekir Kalyoncu iken, basında, Büyükanıt’ın adresinin polis tarafından bulunacağına ilişkin haberler yer almıştı.
Büyükanıt'ın konuyla ilgili kendisini aradığını duyuran
Milliyet gazetesi yazarı
Fikret Bila, köşesinde şunları aktardı:
Yaşar Büyükanıt, dün arayarak, haberlerin özellikle yanlış anlamalara yol açacak bir üslupla kaleme alındığını belirterek, şu tepkiyi verdi:
“Haberler öyle bir sunulmuş ki, sanki, ben kimliği ve adresi bilinmeyen biriymişim veya kaçınıyormuşum gibi. Haberler; adresim polis tarafından belirlenecekmiş, sanki polis marifetiyle götürülecekmişim gibi yorumlanabilecek şekilde yazılmış.”
Büyükanıt, usulü bilmeyen vatandaşların bu haberleri yanlış anlayabileceklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Vatandaş usul hukukunu bilmez. Zannedebilir ki, polis gelecek, beni zorla götürecek veya
kelepçe takıp götürecek. Böyle bir şey yok! Haberlerin böyle yazılması ve sunulması beni üzdü tabii ki!”
"Cuma günü gideceğim"
Büyükanıt,
mahkemenin kararıyla ilgili olarak şu bilgiyi verdi:
“Mahkeme, benim de tanık olarak dinlenmeme karar verdi. Sadece benim değil başkalarının dinlenmesine de karar verdi. Karar gereği de müzekkere düzenledi. Normal prosedür böyle zaten. Bana şu ana kadar yazılı olarak bir tebligat gelmedi. Ancak dün bir
polis memuru telefon etti ve tanık olarak dinleneceğim mahkemenin, cuma günü sabah saat 09.30’da olacağı bilgisini verdi. Böylece bilgi sahibi oldum.
Cuma günü saat 09.30’da mahkemeye gideceğim. Hukuki prosedür böyle. Ama bunu başka anlamlar çıkarmaya müsait bir üslupla haber yaparsanız, vatandaş yanlış anlar. Bu da beni üzer. Haberlerin, adresimin polis tarafından bulunacağı veya sanki polis tarafından götürülecekmişim gibi bir havada verilmesi elbette rahatsız edici. Böyle bir durum söz konusu değil, zaten olamaz da."