Tunceli Ağır
Ceza Mahkemesi'nin son
soruşturma kararında,
Cihaner ve diğer
sanıklara yöneltilen '
Ergenekon silahlı
terör örgütü üyesi olma,
terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde resmi belgede sahtecilik ve birden fazla kişi ile tehdit' suçlarından yargılanmalarını gerektiren delillerin bulunduğu belirtildi. Cihaner hakkında yasama dokunulmazlığının söz konusu olmadığı, sanıkların
Dursun Çiçek imzalı planı
Erzincan'da icraya koydukları vurgulandı.
İrticayla Mücadele Eylem Planı'nı Erzincan'da uyguladığı iddiasıyla Yargıtay'da yargılanması kararı verilen, aralarında eski Erzincan Başsavcısı
İlhan Cihaner ve
emekli Org.neral Saldıray Berk'in de bulunduğu sanıklarla ilgili
iddianame yerine geçen son soruşturma kararında önemli ifadeler bulunuyor.
Tunceli
Ağır Ceza Mahkemesi'nin son soruşturma kararında, Tunceli
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Berk, Cihaner ve diğer sanıklar hakkında hazırladığı iddianameden de alıntılar yapıldı. Ergenekon terör örgütünün silahlı olarak
ülke genelinde faaliyet gösterdiği, gerçekleştireceği
eylemler için sakladığı çok sayıda silah ve mühimmatın kolluk görevlilerince ardı ardına yapılan operasyonlarla yakalanması ve terör suçları kapsamında ceza
davalarına konu edilmiş olmasının, örgütün deşifre edilmesine ve eylem kapasitesinin düşürülmesine yol açtığı kaydedildi. Tunceli Başsavcılığı'nın iddianamesinde şunlar vurgulandı: "Ancak örgüt mensupları hakkında açılmış soruşturmalar ve davaları sonuçsuz bırakma ve delilleri karatmayı stratejisinin bir parçası olarak gören örgütün, ilerleyen dava sürecinde hukuka uygun olarak elde edilen ve suç konusu olayları bütün boyutlarıyla temsil eden delillerin ciddiyetine gölge düşürmek, özellikle de kendisine karşı kararlı bir mücadele ortaya koyan kolluk görevlilerini yıldırmak ve Ergenekon terör örgütünün asli amaçlarına ulaşmak maksadıyla,
kamu görevlileri bakımından oldukça üst düzeyde temsil olanağı yakaladıkları Erzincan'da, Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı
Adli Tıp Kurumu raporuyla sabit olan bir planı icraya koydukları anlaşılmıştır."
YASAMA DOKUNULMAZLIĞI MUTLAK DEĞİLDİR
Mahkemenin son soruşturma kararında, milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili değerlendirmeler de yapılıyor. Kararda, "Yasama dokunulmazlığı mutlak değildir." deniliyor. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve Anayasa'nın 14. maddesindeki durumlarda dokunulmazlığın söz konusu olmadığı vurgulanıyor. Şu ifadeler kullanılıyor: "Anayasa'nın 83. maddesine göre 'seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa'nın 14. maddesindeki durumlar' bu hükmün dışındadır şeklinde
düzenleme getirmiştir. Dolayısı ile bu halde de
dokunulmazlık söz konusu olmayacaktır. Ancak bu halde de yetkili makam durumu TBMM'ye bildirmek zorundadır. Bu durumda Meclis'in karar almak sureti ile milletvekiline dokunulmazlık tanıma yetkisi yoktur. Zira Anayasa'nın 138. maddesi yasamanın yargıya müdahalesini kesin olarak reddetmektedir. Dokunulmazlığı kaldırılan ya da dokunulmazlık kapsamı dışında kalan hallerde, milletvekilleri cezai takibat açısından artık diğer vatandaşlar gibidir. Yani suç iddiası nedeni ile milletvekili tutulabilir, sorguya çekilebilir, tutuklanabilir ve yargılanabilir.
Milletvekilinin dokunulmazlığı, sadece yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararında belirtilen fiiller için kalkar." Kararda, sanıklara isnat edilen suçların terör suçu olduğu vurgulanırken, Cihaner'in bu anlamda dokunulmazlığının bulunmadığı kaydedildi.