Resmî kayıtlara '
intihar etti' diye geçen
Tunceli Jandarma
Alay Komutanı
Albay Kazım
Çillioğlu'nun,
cinayete
kurban gittiği yönündeki şüpheleri güçlendiren yeni bilgiler ortaya çıktı. Çillioğlu'nun 3
Şubat 1994'te ölü bulunduğu lojmanında tutulan '
olay yeri tespit tutanağı'na, intihar ettiği öne sürülen silahın
seri numarasının yazılmadığı tespit edildi. Tutanağa, "Dairenin kapısının açık olduğu saptandı, dış kapı giriş kısmının zorlandığı gözlendi... Masa üzerinde 'Bu, Türklüğün var olma mücadelesidir.' notu düşülmüş" gibi detaylar ayrıntılarıyla kaydedilmiş. Ancak, cesedin solunda olduğu belirtilen kurulu vaziyetteki 14'lü
Belçika Brovnik
marka tabancanın bilgileri görmezden gelinmiş. Oysaki, Çillioğlu'nun özel çantasından çıkan iki tabanca ile ilgili tüm detaylar usule uygun zapt altına alınmış. "
Çantadaki
poşet açıldı, 6707703 seri Nolu MKE yapımı, 2389 seri Nolu üzerinde 'TC ordusu subaylarına mahsus' yazılı içi boş tabancalara rastlandı. Poşet içinde 7.65 mm çapında 8 adet mermi gözlendi." deniliyor. Dönemin
Jandarma Genel Komutanı Eşref
Bitlis'in ekibinden olan Albay Çillioğlu'nun geçtiğimiz ay mezarı açılmıştı. Başına kurşun sıkarak intihar ettiği söylenen Çillioğlu'nun, kafatasında değil,
kürek kemiğinde delik tespit edilmişti.
Albay
Kazım Çillioğlu'nun ölümünün hemen ardından yazılan olay yeri tespit tutanağı ile teslim tesellüm belgelerinde de cinayet şüphesini artıran bulgulara rastlandı.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Taştan, Kurmay
Binbaşı Mehmet Çörten, Jandarma Üsteğmen
Tuğrul Demir ile birlikte iki
adliye personelinin gözetiminde hazırlanan raporda, Çillioğlu'nun Jandarma Bölge Komutanlığı içinde bulunan A Blok 3. katındaki 6 numaralı dairesinin 'kapının açık olduğu saptandı, dış kapı giriş kısmının zorlandığı, çerçeve kısmın zorlanmadan mütevellit yaralandığı gözlendi' ibaresi yer aldı. Ardından salona geçen heyetin,
masa üzerinde bir çanta ile "Bu Türklüğün var olma mücadelesidir. Bir an önce ve mutlaka geniş kapsamlı düşünmeliyiz." yazısının intihar notu olarak değerlendirildiği notu düşüldü. Tüm detayların ayrıntılarıyla yazıldığı raporda, intihar olduğu öne sürülen olayda kullanılan silahın seri numarasının yazılmaması ise dikkat çekti.
Ayrıca Çillioğlu'nun görevi sırasında yaşadıklarını kaydettiği
küçük not defterinin de askerî bilgiler olduğu gerekçesiyle ailesine verilmediği teslim tesellüm belgesine yansıdı. 18 yıl önce 3 Şubat'ta hayatını kaybeden
merhum albayın olay yerindeki eşyaları 18 kalemde cumhuriyet savcısının gözetiminde Jandarma
Yüzbaşı Ertuğrul Keçeci ile Jandarma Kıdemli Üsteğmen Tuğrul Demir'e teslim edildiği belirlendi. Belgede "Eşyalardan palaskaya takılı tabanca kılıfı, palaska şarjör kılıfı ve üzerindeki anahtarlar, 9 milimetre çapında mermilerle dolu olan 2 adet şarjör, ayrıca 12 adet 9 milimetre çapında mermi, askerî
gizlilik özelliği taşıyan
telsiz kod numaralarını içeren ve naaştan tecrit edilen elbiselerden çıkarılan küçük not defterinin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait olması nedeniyle ailesine teslim edilmeyeceğine hükmedildi." denildi. Çillioğlu'nun ölümüyle ilgili olayın yaşandığı tarihte Tunceli valisi olan Atıl Uzelgün ile dönemin Genel
kurmay Başkanı Doğan
Güreş ile birlikte 500'ü aşkın kişinin ifadelerine başvuruldu.
Doğan Güreş'in ifadesinde Albay Çillioğlu'nu 'hatırlayamadığını ve tanımadığını' ifade ettiği öğrenildi.
Çillioğlu, Eşref Bitlis'in ekibindeydi
1991-1994 arası
Jandarma Genel Komutanlığı açısından karanlık yıllar olarak tarihe geçti. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis ve ekibinden birçok isim
şüpheli şekilde öldü ya da öldürüldü. Ankara'da 17 Ocak 1993'te uçağının düşmesi sonucu hayatını kaybeden
Orgeneral Eşref Bitlis'in ardından, ekibindeki Kazım Çillioğlu,
Rıdvan Özden,
Bahtiyar Aydın,
Temel Cingöz aynı yıllarda
faili meçhul cinayetlerde öldü. Eşref Bitlis'in emrinde çalışan
Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın da terörün şiddetle bitirilemeyeceğini,
bölge halkının kazanılması gerektiğini dile getiren subaylardandı. O da 22
Ekim 1993'te Diyarbakır Lice'de bir suikasta kurban gitti. 3 Şubat 1994'te evinde ölü bulunan Albay Kazım Çillioğlu'nun ardından
Albay Rıdvan Özden de iki koruması ile birlikte 12
Ağustos 1995'te öldürüldü.
ZAMAN