Darbe dönemlerinde şapkasını alıp gitmekle ünlenen
Demirel, 40'tan fazla soruya
cevap vermesine rağmen, karanlık dönemlerin perdesi aralayacak bilgi vermedi.
Darbelerin kötü olduğunu ve
darbelerin yaşanmaması durumunda
ülkenin çok daha farklı konumlarda olacağını dile getiren Demirel'in, "Darbelerden
Türkiye çok zarar gördü. Bunların bir daha yaşanmaması gerekir. Siz onun için varsınız. Eline silahı alan darbe yapamamalı" dediği öğrenildi.
DERİN DEVLET ASKERİYEDİR
Demirel'e
komisyon üyeleri tarafından darbe ve muhtıralarda
yabancı ülkelerin özellikle ABD'nin etkisi soruldu. Demirel böyle bir etkinin olduğu kanaati taşımadığını belirtirken, ülke içinde birçok grubun darbe hevesinde olduğunu söylediği öğrenildi. Demirel'e sorulan sorulardan biri de son zamanlarda çok sık kullanılan "Derin devlet" tanımlaması oldu. Bir tan
e devlet bildiğini onun da
Türkiye Cumhuriyeti olduğunu dile getiren Demirel,
derin devletin bulunmadığını öne sürdü. Demirel'in,
"İlla bir derin devlet aranacaksa iktidarları deviren, halkın iradesini Meclis'i hiçe sayan kapatanlara bakın. Bunları kim yaptı?
Ordu yaptı. Derin devlet, derin iktidar hükümetleri yıkan askeriyedir" dediği öğrenildi.
MENDERES'İN FOTOLARIYLA TEHDİT EDİLDİK
Süleyman Demirel darbelerle ve muhtıralarla ilgili devletin etkin konumlarında görev yaptığı süreç içerisinde herhangi bir işlem yapıp yapmadığına eski Cumhurbaşkanı Demirel,
"Bize hep Adnan Menderes'in idam edildiği fotoğrafları gösteriyorlardı" cevabını verdiği öğrenildi. Demirel'e yöneltilen sorular arasında başbakanlık yaptığı ve görevden uzaklaşmasına neden 12
Mart 1971 Muhtırası oldu.
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'ın
"12 Mart size MİT tarafından haber verildi mi?" sorusu ile "MİT eğer haber vermediyse daha sonra iktidar olduğunuz dönemlerde Teşkilat içinde bir değişiklik yaptınız mı?" sorusuna Demirel cevap vermedi. Demirel, 1971 muhtırasına sadece bir kişinin karşı çıktığını söylemekle yetindiği öğrenildi.
Başörtüsüyle sorunu yokmuş!
9. Cumhurbaşkanı Demirel'e "Başörtülüler Suudi Arabistan'a gitsin" sözleri de soruldu. Demirel, "Benim sözlerim yanlış anlaşıldı. Türkiye'de hukuken ve anayasal olarak başörtülü okumak
yasak. 'Bunlar okumak istiyorlarsa yasak olmayan Arabistan'a gitsinler' dedim" cevabını verdi. Bu cevap üzerine AK Parti'li
Nimet Baş, "
Özal döneminde böyle bir yasak yoktu. 28
Şubat'tan sonra bu yasak getirildi. Şimdi kaldırıldı" şeklindeki çıkışına Demirel,
"Benim de anamın başı örtük. Benim başörtüsüyle sorunum yok. Ancak şimdi yasağı kaldıran bir kanun yok" cevabını verdiği öğrenildi. AK Partili Özdağ'ın 28 Şubat ve 12
Eylül yargılamaları ile ilgili olarak "Psikolojik eşik aşıldı mı?" sorusuna Demirel, "Bunu bir
psikolojik eşik olarak görüyorum" yanıtını verdi.
12 Eylül referanduma "
Hayır" diyen Demirel'e, Özdağ'ın "Yargılanmaların önünü referandum açtı" demesi üzerine Demirel, "Herşeyin bir vakti zamanı vardır. Ama bunları uzatmamak gerekir. Başka mağduriyetlere yol verilmemelidir" cevabını verdiği öğrenildi.
Çiller'e gidin herşeyi anlatır
Süleyman Demirel,
28 Şubat'ın da yasal sınırlar içinde gerçekleştirildiğini iddia ederek, kendisinin yasalar bağlı olduğunu ve bu süreçte kimsenin rahatsız olmadığını söylediği öğrenildi. Dönemin iyi hatırlanması gerektiğini dile getiren Demirel'in irticanın yükseldiği konusunda belgelerin çıktığını, tarikatların hızla arttığını ve ülkenin bölünme noktasına geldiğini, bunun da toplumda büyük rahatsızlık yarattığını ileri sürdüğü belirtildi. "Postmodern darbe sürecinde
Tansu Çiller'e hükümeti kurma görevini neden verdiniz?" sorusuna Demirel, "Ben öyle uygun gördüm. Ben görev veririm ama meclis isterse kabul etmez. Daha sonra görevi Mesut Yılmaz'a verdim. Çiler ve Erbakan'ın güçleri yetseydi de güven oyu almasını engelleselerdi. Çiller'e gidin herşeyi anlatır" cevabını verdi.