Bakırköy 14. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya,
tutuklu sanıklar Fuat Karaosmanoğlu, Selahattin Apaydın, Nihat Kızılkaya ve Sami Ergazi ile 21 tutuksuz sanık katıldı.
Engin Çeber'in babası Ali Tekin ile kız kardeşi Şerife Çeber de duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı Recep
Karaman,
Yargıtay 8. Dairesi tarafından hazırlanan bozma ilamını okudu.
Çeber ailesinin
avukatlarından
Taylan Tanay, söz alarak, Yargıtay'ın bozma kararı gerekçelerinin kabul edilemez olduğunu savunarak, ''Tutuklu sanıklar hakkında önceki hükümleri uygulanmasını istiyoruz'' dedi.
Cumhuriyet Savcısı
Erdal Şenol, usul ve
yasaya uygun olan Yargıtay kararının uygulanmasına karar verilmesini, ayrıca tutuklu sanıkların üzerilerine atılı suçun vasfı, mevcut
delil durumu göz önüne alınarak bu hallerinin devamı yönünde görüş bildirdi.
Yargıtay'ın bozma kararına ilişkin diyecekleri sorulan tutuklu sanıklar, tahliyelerini talep ederek, Yargıtay'ın bozma kararına uyulmasını talep ettiler.
Tutuksuz sanıklardan bazıları da, Yargıtay'ın bozma kararına uyulmasını, diğerleri de kararı
mahkeme heyetinin takdirine bıraktıklarını bildirdiler.
Mahkeme, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına, tebligata rağmen şehir içinde bulunup gelmeyen tutuksuz sanıklar hakkında zorla getirilme kararı verilmesini öngördü.
Yargıtay'ın bozma kararına uyulup uyulmayacağı kararının ise tüm sanıkların diyeceklerinin alınmasından sonra kararlaştırılmasını öngören mahkeme, duruşmayı erteledi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Bakırköy 14.
Ağır Ceza Mahkemesi'nin 1 Haziran 2010 tarihli kararını, ''hukuk yararları birbirine uygun olmayan sanıkların aynı avukat tarafından temsil edildiği'' gerekçesiyle usulden bozmuştu.
Önceki hüküm
Bakırköy 14.
Ağır Ceza Mahkemesi, Çeber'in ölümüne ilişkin 60 sanığın yargılandığı davada, olay tarihinde Metris
Cezaevi'nde 2. müdür olarak görev yapan Fuat Karaosmanoğlu,
infaz koruma memurları Selahattin Apaydın, Nihat Kızılkaya ve Sami Ergazi'yi, maktule karşı
darp eyleminde bulunarak ''işkence sonucu ölüme neden olmak'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasına çarptırmış, duruşmalardaki iyi hallerini dikkate alarak sanıkların cezasını müebbet hapse çevirmişti.
Gözaltı sürecinde görevli polis memurları Mehmet Pek ve Abdulmuttalip Bozyel'in zor kullanma sınırını aştıkları, yaptıkları eylemlerin insanlık onuruyla bağdaşmadığı, müştekilerin bedensel ve ruhsal yönden acı çekmesine neden oldukları kanaatine varan mahkeme heyeti, bu sanıkları Engin Çeber, Cihan Gün ve Özgür Karakaya'ya karşı ''işkence'' suçunu işledikleri gerekçesiyle toplam 7 yıl 6'şar ay
hapis cezasına çarptırmıştı.
Polis memuru
Aliye Uçak'a, müşteki Aysu Baykal'a karşı ''işkence'' suçunu işlediği gerekçesiyle 2 yıl 6 ay hapis cezası veren mahkeme heyeti, cezaevi doktoru Yemliha Söylemez'in de ''gerçeğe aykırı
belge düzenlemek'' suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapisle cezalandırılmasını kararlaştırmıştı.
Tutuklu sanıklar infaz koruma memurları Murat Çise ve
Yavuz Uzun'u, Engin Çeber, Özgür Karakaya ve Cihan Gün'e karşı ''işkence'' suçundan toplam 7 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, tutuklu kaldıkları süreyi göz önüne alarak bu sanıkların tahliyesine karar vermişti.
Ceza infaz koruma memurları Yusuf Gayır,
Cuma Kaçar, Turan Günaydın,
Muharrem Çelik, Erdoğan Coşardereli ve Nuri Atalay'ı ''görevi
ihmal'' suçundan 5'er ay, başmemur
Nevzat Kayım ile Öncay Bozo ve Mehmet Polat'ı ''kasten
yaralama'' suçundan 5'er ay, Yılmaz Aydoğdu'yu ''suçu bildirmemek''ten 5 ay, olay tarihinde
nöbetçi komutan olan
astsubay Başçavuş Abdulkadir Öz
tekin'i de ''kasten yaralamak'' suçundan 5 ay hapisle cezalandıran mahkeme heyeti, bu sanıklara ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kararlaştırmıştı.
Mahkeme heyeti, 39 sanığın ise beraatına hükmetmişti.
Kararın açıklanmasının ardından haklarında verilen çeşitli hapis cezalarına ilişkin hükmün açıklanması geri bırakılan 8 sanık, bu konudaki yasa maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesi nedeniyle yeniden yargılanmış ve 16
Mayıs 2011 tarihinde tekrar ''hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına'' karar verilmişti.
Olayın geçmişi
Engin Çeber, Sarıyer'de 28
Eylül 2008 tarihinde yaklaşık 10 kişilik bir grup ile izinsiz toplantı ve gösteri yapmak isterken kimlik kontrolü yapan polislerce arandığı için
gözaltına alınmıştı. Daha sonra tutuklanarak Metris Cezaevine götürülen Çeber, kaldırıldığı hastanede ölmüştü.