Erdoğan'a kurdukları tuzağa kendileri düştü!

Erdoğan'ı susturacak ve daha doğmadan bitireceklerdi. Sonrasını düşünmeden bu operasyonu hayata geçirdiler ama...

Erdoğan'a kurdukları tuzağa kendileri düştü!

28 ŞUBAT VE TAYYİP ERDOĞAN Türkiye darbelerle hesaplaşmaya başladı. 12 Eylül'ün üzerinden 30 yıl, 28 Şubat'ın ise 15 yıl geçtikten sonra başlayan yargı süreçleri Türkiye için ümit verici. Geç olmakla birlikte darbelerin üzerlerinden bu kadar süre geçtikten sonra yargılamaların başlaması, genç nesillerin Türkiye'de neler yaşandığını görüp idrak edebilmeleri bakımından belki de hayırlı oldu. Çünkü daha 28 Şubat'ı bile dosdoğru bilmeyen bir neslimiz var. Bu hesaplar o yıllarda görülse, yeni kuşaklar olup bitenden belki de hiç haberdar olmayacaktı. İşin ilginç yanı tam da yargı süreci başlamışken toplumda yeni bir algı harekatının düğmesine basıldı. Bazı çevreler 28 Şubat'ta yaşananların ve yaşatılanların konuşulmasını anlamsız hale getirebilmek için olayı farklı bir noktaya çekiyor. Meğer 28 Şubat, Tayyip Erdoğan için yapılmış ve Ak Parti 28 Şubat'ın ürünüymüş. Bu söylem 28 Şubat'ın tam da yargı karşısına çıkarılacağı bugünlerde olayı sulandırmaktan başka bir anlam ifade etmiyor. Tıpkı ortaya çıkan binlerce sayfa darbe planlarını farklı yöntemlerle sulandırma girişimleri gibi. 28 Şubat'ı aslından uzaklaştırıp farklı bir mecrada tartışmayı amaçlayan bir söylem. Ve aslında bu söylemi dillendirenler açısından bakıldığında, kendilerini kurtarmaya çalışma, bir ayıp örtme ve bir hayıflanma dikkat çekiyor. 28 Şubat'ın niçin yapıldığını, kimi ve kimleri hedef aldığını, inançlı insanlar üzerinde nasıl bir intikam planı olduğunu, bu süreçte ne zulümler yaşatıldığını, ne acılar yaşandığını artık herkes biliyor. Bugün Ak Parti iktidarının 10 yıldır ülkeyi yönetmesine baktıklarında, bazıları bunun sebebinin 28 Şubat olduğunu düşünüyor. Haklılar. Ama onların bugün iddia ettiği gibi; 28 Şubat, Tayyip Erdoğan'ın önü açılsın ve Başbakan olsun diye yapılmadı. 28 Şubatçılar açısından Tayyip Erdoğan bir yol kazasıydı. Hesap etmedikleri bir isimdi. Erbakan'ı indirdiklerinde “işlem tamam” diye düşünmüşlerdi. İnançlı insanların bir daha sittin sene belini doğrultamayacaklarını sanmışlardı. Karşılarına kimsenin çıkabileceğini, daha doğrusu kimsenin buna cesaret edebileceğini planlamamışlardı. Tankıyla, topuyla, tüfeğiyle, silahıyla, medyasıyla, yargısıyla, milli iradenin tepesine çöken bir zihniyetin karşısına çıkmaya kim cüret edebilirdi ki ? 28 Şubat'ın 1000 yıl süreceğini söyleyenler zafer sarhoşluğundayken, o zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, Anadolu'nun nabzını yoklamak için harekete geçti. Erdoğan'ın milletten teveccüh göreceğini fark eden 28 Şubatçılar, onu durdurmak için bir plan yaptı. Nasıl olsa bütün güçler ellerindeydi, bütün hesaplar onların istediği gibi yapılıyordu. Allah'ı zaten saymadıkları için, Allah'ın da bir hesabı olabileceğini akıllarına bile getirmiyorlardı. 28 Şubat'ı tertipleyen ekip, kendileri açısından hesap etmedikleri bir yol kazası olan Erdoğan'ı yakın markaja aldılar. Çünkü Tayyip Erdoğan tam da 28 Şubat'ın üzerine, onlara göre Erbakan'dan daha tehlikeli bir lider olarak ortaya çıkabilirdi. Erdoğan'ın Anadolu insanıyla kucaklaşması çok ani olduğundan, onu durdurmak için akıllarına gelen en kolay yolu devreye soktular. Yargıyı kullanarak Tayyip Erdoğan'ı susturacak ve daha doğmadan bitireceklerdi. 28 Şubatçılar sonrasını düşünmeden bu operasyonu hayata geçirdi. Erdoğan'a yargı darbesi yapılacak ve Anadoluyla ilk buluşma yeri olan Siirt'te işi bitirilecekti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısına Erdoğan'ın Siirt'te yapacağı konuşmayı mercek altına alması talimatı verildi. Halkın nabzımı tutan ve kitleleri coşturan Tayyip Erdoğan, Siirt'te 28 Şubat'ta inançlı insanlara vurulan darbeye karşı, kendisini dinleyenlerin gönlüne hitap eden bir konuşma yaptı. Ve konuşmasının içinde kullandığı Ziya Gökalp'in “minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler kışlalarımız” şiiri bahane edilerek, 312. maddeden dava açıldı. Erdoğan; halkı din, dil, ırk ayırımı yaparak bölücülüğe sevk etmekten mahkum ettirildi. Fakat bu planı hazırlayanlar kısa zaman sonra yaptıkları yanlışın farkına vardılar. Tayyip Erdoğan mahkumiyet alması ve cezaevine girmesiyle de, millet nezdinde bir kahraman oldu. İşte bugün 28 Şubat'ın Tayyip Erdoğan için yapıldığını söyleyenler, o dönem destek verdikleri darbecilerin nasıl bir hata yaptığını aslında çok iyi biliyorlar. O bakımdan hem 28 Şubat ile Erdoğan'ı ilişkilendirmeye çalışıyorlar, hem başlayan dava sürecini sulandırmayı amaçlıyorlar, hem de bu soruşturmanın ucunun kimlere gideceğini iyi bildiklerinden bunun önünü almak adına, bir toplumsal algı oluşturmayı hedefliyorlar. Çünkü 28 Şubat'ın kutusu açıldığında, öyle 12 Eylül gibi ucu hayatta kalan 3-5 kişiye değil, bugün asker, medya, yargı, iş dünyası ve siyaset sahnesindeki birçok isme gidip dayanır. Bütün bu boyutları sebebiyle Tayyip Erdoğan'ın Siirt'te mahkum ettirilmesi de, 28 Şubat soruşturması kapsamına alınması gereken önemli bir konu. ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER [email protected] twitter/aakadiroglu
<< Önceki Haber Erdoğan'a kurdukları tuzağa kendileri düştü! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER