Prof. Dr. Hasan Taşçı,
Başbakan Erdoğan'ı
ameliyat eden
ekipteki doktorlardan biri. Daha önce Başbakan Erdoğan'ın annesinin ameliyatını da gerçekleştiren genel cerrahi uzmanı. Yıllarını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne adayan Prof. Taşçı genel cerrahi ameliyatlarının yanında sayısız
böbrek nakli operasyonlarına da
imza atmış bir cerrah.
Fenerbahçe yenilince hastaneden çıkmak istedi
Prof. Dr. Taşçı “Başbakan Erdoğan'ın ameliyatından önce büyük bir stres yaşadık ama operasyon başladı, stres bitti” diyor ve asıl merak edilen yanıtı ekliyor: “Hiçbir sağlık sorunu yok, çok iyi.”
Çocukluğunuzdan beri hayalinizdeki meslek doktorluk muydu?
Aslında kafamda pek çok meslek vardı. Benim dönemimde her üniversitenin sınavı ayrıydı. Üniversitelerin inşaat, fizik mühendisliği, siyasal bilgiler, tıp bölümlerinin ve Hava
Harp Okulu'nun sınavlarına girdim. İçimde vali olma hevesi de vardı. Samsun'da valinin parkın içinde beyaz bir köşkü vardı, ona özenmiştim. Samsun'a babamın yanına gittiğimde bana ‘Oğlum doktorluğun her zaman kredisi vardır. Emekli olsan da kendi başına çalışsan da doktorluk ulvi bir meslektir' dedi.
İstanbul'a gelerek başka hiçbir yere müracaat etmeden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne girdim. Mutlaka cerrahi bir braş okumalıyım diye düşünmüştüm.Dil puanım anatomi bölümü için yetti. Anatomiyi bitirdikten sonra cerrahi ihtisasını kazandım. Sonunda genel cerrahi
profesörü oldum.
Sizin Başbakan Erdoğan ile tanışıklığınız nereden geliyor?
Hemşeriyiz elbette. Biz onu tanıyorduk ama Kasımpaşa'da doğmuş, büyümüştü. O da bizi sanırım aynı köyde bir aileden iki profesör çıktı diye duymuş. O sayede bizden haberdardı... Başbakan olmadan önce
Rize günlerinden, birtakım toplantılardan selamımız vardı. Hemşeriliğimiz dolayısıyla neredeyse 30 yıl öncesine dayanan bir merhabamız vardı.
Doktor kadrosuna nasıl dahil oldunuz?
Annesi Tenzile Hanım'ın ameliyatını ben yapmıştım. Kendisine de bir doktor ihtiyacı olunca beni çağırdılar. Başbakan Erdoğan'ın sindirim sistemi rahatsızlığında danışılan doktor ekibindeki hekimlerden biriydim. Ekiple birlikte Başbakan'a nasıl bir
tedavi uygulayacağımıza karar verdik.
Aylin Hanım, siz Başbakan Erdoğan ile tanıştınız mı?
A.Ş.T: Aslında yıllar önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken eşiyle birlikte bizim bir konserimize gelmişti. Çok sıcak bir
diyalog olmuştu aramızda. Biz ekip olarak kendisinin orada bulunması dolayısıyla espri olsun diye ‘
Hani benim Recebim sarı lira vereceğim' adlı İstanbul türküsünü hazırlamıştık. Sahnede o eseri seslendirdiğimiz sırada Emine Hanım kahkahalarla gülmüştü.
Başbakan Erdoğan size önce annesini ardından kendisini emanet etti. Aranızdaki bağ doktor-hasta ilişkisinden öte mi?
H.T: Başbakan bir rahatsızlık geçirdi, doktor olarak ben de vardım ameliyatında. Hastalığının her aşamasında yardımcı olmak, büyük bir mutluluk ve gurur.
A.Ş.T: Başbakanın doktor olarak Hasan Bey'e sonsuz güveni var. Sanırım çok eskiden beri onu tanımasından kaynaklanıyor. Eşimin ameliyata girmesi benim için büyük bir gurur vesilesi oldu.
Peki aranızdaki diyalog nasıl?
Başbakan Erdoğan'ın beni çok etkileyen bir yanı var. Benim 30'lu yaşlarda zihinsel engelli bir yeğenim var. Hayatım boyunca onunla diyaloğumuz yarım saati geçmemiştir. Ama Başbakan Erdoğan'ın o çocukla bir konuşayım deyip telefonla 15-20 dakika sohbet ettiğine
tanık oldum. Yoğun temposu içinde bu kadar ince düşünebilen biri. Ayrıca siyasetteki gücünü hiçbir zaman yakın çevresinde kullandığını görmedim. Yaklaşımları hep insancadır. Çevresine direktifler veren biri değildir. Zaten onunla bir araya gelip de 1-2 dakika ona baktıktan sonra etkilenmeyecek insan olamaz! Gerçekten güçlü bir karakteri var. İnsanlık vasıfları çok güçlü, farklı biridir. Hakiki insan dedikleri kişidir. Aynı zamanda gerçek Karadenizlidir!
Şimdiye kadar yüzlerce ameliyata girdiniz. Başbakan Erdoğan'ın ameliyatına girerken heyecanlandınız mı?
Başta bütün ekip büyük bir heyecan ve stres içindeydik. Ama operasyona başlayınca o heyecan ve gerginlik kayboldu.
Genel sağlık durumu nasıl peki?
Başbakan çok iyi, hiçbir sağlık sorunu yok şu anda.
‘Ben başbakanım' havası yaratmadı, sıradan bir hasta gibiydi
Ameliyat öncesi ya da sonrasındaki süreçte sizin kendisiyle ilgili nasıl bir izleniminiz oldu?
Bize hiçbir zaman başbakan olduğunu hissettirmedi, ‘Ben başbakanım' havası yaratmadı. Sıradan bir hasta gibiydi, nazik bir insan imajı bıraktı. Bir sit
emine de maruz kalmadık. Kendisini tamamen bize emanet etti. Manevi bir
baskı ve strese sokmadı bizi... Ekipteki tüm doktorlar olarak ona
hizmet etmekten mutlu olduk.
Tedavi sürecinde neler yaşadınız? Bir anektod anlatmanızı istesem...
Taburcu olacağı gün Fenerbahçe'nin maçı vardı, izlemek istedi. Maç bitiminde aniden hastaneden çıkmaya karar verdi. Aslında o gün de kalacaktı. Onun aniden çıkma kararı alması üzerine ardından ekipteki arkadaşlar ‘Fenerbahçe yenilgisinden dolayı erken çıktı' diyerek gülüştük.
Ameliyattan sonra söylediklerinize uydu mu?
İyi dinlenmesi dışında herhangi bir tavsiyemiz olmadı. Zaten kendisi de hiçbir zaman zor bir hasta olmadı. STAR